Sayfa 4/4 İlkİlk ... 234
39 sonuçtan 31 ile 39 arası

Konu: Saç Dökülmesi Konusunda Destek ve Görüşlere İhtiyacım Var

  1. #31
    Geçen hafta LadBible'da yayınlanan bir haberde en iyi saç ekimi cerrahı olduğu iddia edilen bir doktorun söylemine göre hiç durmadan, kompulsif bir şekilde mastürbasyon yapmak saç dökülmesine yol açabilir. 5a redüktaz enzimi hassas olmayanların da bu gruba dahil olup olmadığı konusunda söylemini aradım haberde ama yok; genel olarak böyle. Teorimi destekleyen haberlerden bir tanesi. Devamında da Biyotin, A, D ve E vitaminlerini içeren B vitaminleri, demir, çinko, selenyum gibi çeşitli minerallerin çok faydalı olabileceğinin altını çiziyor:

    - https://www.ladbible.com/news/surgeo...-loss-20220506
    Dermaroller [Haftada 1 seans, 0.5 mm]
    Tatlı Badem, Isırgan Otu, Biberiye, Hint, Çam Terebenti, Hindistan Cevizi Yağları, Sarımsak ile soğan kürü [Düzensiz]
    Bepanthol, Bemiks ve Evigen ampülleri [Ayda 1]
    Zinc, Selenyum, Omega-3, Folik Asit, Biotin, Kalsiyum, C, D ve B-1-2-3-5-6-7-11-12 takviyeleri [Düzensiz]
    Soğuk suyla duş
    Bıttım Sabunu [3-4 günde bir]
    Kafa derisi masajı ve ince telli tarakla saç tarama [Her gün]
    Her gün koşu ve ağırlık kaldırma [Kan akışını hızlandırmak için]

  2. #32
    Mastürbasyonu tetikleyen hormon ve ona bağlı saç dökülmesi de genetik hepsi aynı belalı kapıya çıkıyor ama vitamin konusunda gerçekten farkediyor multivitamin kullandığında kısa sürede kalite artıyor.

  3. #33
    Vitaminlere ek olarak bunu testosteronu yükselterek de baskılamak mümkün. Evet, DHT tıpkı kendisi gibi androjen hormon olan testosterondan üretiliyor olabilir fakat testosteronun eksikliği de, olması gerekenden daha fazla DHT üretimi için bir sebep vücutta, kaynaklarını arka sayfaya bırakmıştım. Orta-üst DHT seviyeleri, testosteronun vereceği en maksimum zarardan bile daha fazla zarar veriyor saç derisine. Testosteron hormonunun da saç derisinde etkinliği var ancak DHT'den daha zayıf bir etki bu. Spor salonunda vücut çalışma, sokakta hızlı yürüyüş ile koşu, evde ağırlık kaldırma gibi aktiviteleri bu sebepten ötürü doğal DHT baskılayıcılar olarak görüyorum. Bir vitamin, bir yağ, bir ampül değiller ancak yine de en iyi DHT engelleyicileri, en iyi testosteron arttırıcılarıdır. Evin içinde bilgisayar başında habire statik kalmamak ve malum mastürbasyon yapıp, porno izleme alışkanlığını diğer güzel aktivitelerle sekteye uğratmak, aksatmak çok önemli.

    Amaç prolaktin yükselmesinden oluşan testosteron düşüklüğü durumu, biten testosteron envanterinin yerini doldurmak için fırlayan DHT seviyeleri, dopaminin artık tükenişe geçmesi gibi tehlikeli durumlardan uzun vadede kaçınmak. Amaç kişide 5a redüktaz enzimi hassaslığı olsa da olmasa da her türlü hormon bozukluğundan hep sakınmak. Bu saatten sonra da yapacağım en fazla sayı haftada ikidir
    Dermaroller [Haftada 1 seans, 0.5 mm]
    Tatlı Badem, Isırgan Otu, Biberiye, Hint, Çam Terebenti, Hindistan Cevizi Yağları, Sarımsak ile soğan kürü [Düzensiz]
    Bepanthol, Bemiks ve Evigen ampülleri [Ayda 1]
    Zinc, Selenyum, Omega-3, Folik Asit, Biotin, Kalsiyum, C, D ve B-1-2-3-5-6-7-11-12 takviyeleri [Düzensiz]
    Soğuk suyla duş
    Bıttım Sabunu [3-4 günde bir]
    Kafa derisi masajı ve ince telli tarakla saç tarama [Her gün]
    Her gün koşu ve ağırlık kaldırma [Kan akışını hızlandırmak için]

  4. #34
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    01.02.2022
    Mesajlar
    12
    Total Testosteron seviyesi düşünce serbest testosteron seviyesi de düşüyor. Bundan kaynaklı dht de düşüyor. Dht düşünce geri besleme ile androjen reseptörlerinin sayısı artıyor.
    Dht+ 5-Alfa Redüktaz (Tip 1) —> kıl folükülündeki sebum kesesindeki hücreleri hızlı bir şekilde olgunlaştırıyor. Bunun sonuçlarından birisi de yağlı cilt ve aknelerdir.
    Dht+ 5-Alfa Redüktaz (Tip 2) —> kıl folikündeki hücre stoplazmasında nükleer reseptör ailesinin 3C-4 nolu üyesi olan reseptörle etkileşime girerek çekirdeğe geçer, dna yı etikler ve mrna ya protein şifresini aktarır. Sonraki aşamalarda oluşan kollojen lifleri, saç folikülünü baskılar!
    Yani şunu demek istiyorum; eğer testosteron düşünce dht artıyorsa ilerki yaşlarda yağlı cilt ve sivilce sorunu yaşardı insanlar.
    Ki bu tam tersidir, ergenlikten otuzlu yaşlara kadar sivilce problemi yaşanırken 30 lardan sonra bu sorun çok az yaşanır.
    Eğer dht yi ergenlik dönemindeki kadar yükseltebilirsen, ki bu çok zor bir durum! Saç dökülmeni sıfıra indirirsin.
    Serbest testosteronu yüksek tutmak bu konuda çok önemlidir!

  5. #35
    DHT konusu iki uçlu; hem testosterondan üretiliyor yani T hormonu arttıkça bu da artıyor ama aynı zamanda 5 alfa redüktaz da testosteronu dihidroya dönüştürüyor. Takma adı, T hormonu katili koyulabilirdi. Ve çok potent bir hormon, androjen reseptörlerine testosterondan bile çok afinite. DHT Blocker ilaçları yutmadan kesin bir çözüm önerisi sunmak çok zor geliyor. Kısmi tedavi olsa da, teorik olarak spor salonu, hızlı yürüyüş, ağırlık kaldırma gibi aktiviteleri vücut için doğal dutasterid olarak görüyorum, her daim. Kafada saç dökülmesinin tek sebebi de AGA olmayabilir hem. DHT ve 5 alfa redüktaz enzimi inhibe edildiği zamanlarda dahi saç dökülmesi gerçekleşebiliyor

    "Serbest testosteronu yüksek tutmak bu konuda çok önemlidir"

    Aynen, düşük bir SHBG seviyesi varsa kanda yüksek miktarda sT'ye sahip olunduğuna işaret ediyor. Fazla SHBG düzeyleri ise östrojenin arttığını gösteriyor, sT'yi düşürüyor. 25 pikogram seviyesinden daha az herhangi bir miktar. Bunun için de testosteron arttırıcı aktivitelerle meşgul olmanın önemi çok büyük, başından beri yazdığım şey
    Dermaroller [Haftada 1 seans, 0.5 mm]
    Tatlı Badem, Isırgan Otu, Biberiye, Hint, Çam Terebenti, Hindistan Cevizi Yağları, Sarımsak ile soğan kürü [Düzensiz]
    Bepanthol, Bemiks ve Evigen ampülleri [Ayda 1]
    Zinc, Selenyum, Omega-3, Folik Asit, Biotin, Kalsiyum, C, D ve B-1-2-3-5-6-7-11-12 takviyeleri [Düzensiz]
    Soğuk suyla duş
    Bıttım Sabunu [3-4 günde bir]
    Kafa derisi masajı ve ince telli tarakla saç tarama [Her gün]
    Her gün koşu ve ağırlık kaldırma [Kan akışını hızlandırmak için]

  6. #36
    Önceden beri yeterince tartışılmış DHT konusunu artık kapatarak, yine aynı konuyla ilgili çok az kişinin konuştuğu bir meseleyi belirterek son notlarımı aktarmalıyım

    O da DHT'nin azalması, tükenmesi meselesi. Aylardan beri savunduğum önerme aralıksız yapılan mastürbasyonun, DHT'nin artışı dolayısıyla saç dökebileceği yönündeydi. Ama ölü sonuç; bu konuda yapılmış hiç bir araştırma yok. Ardından östrojen fazlalığına dayalı olabilir ifadelerini savunmaya başladım. Örneğin kilolu olup da saçında dökülme gözlemlemediğim bir erkek yok şu ana kadar. Bir kaç aydan beri geldiğim son noktada ise aslında Prolaktin hormonunun yükselmesi ve dolayısıyla dopamin seviyelerinin düşmesiyle bağlantılı, biraz spesifik bir dökülme tipi de olabileceği kanısına vardım. Suçladığım özne DHT'den, prolaktine doğru evrildi

    Nasıl, androgenetik alopesiye maruz kalanların, doktorunun izniyle alması gerektiği ilaçları almadan, kafa derisinin istisnasız her yerinden diken gibi bir ton tel çıkarabileceğini sanmıyorum. Yani bana hayalperestlikmiş gibi geliyor bu durum ilaç ve sprey almadan. Yağlar, ampüller vs; bunlar daha çok AGA dışında bir dökülme tipi olan ve olmayan insanların normal saç bakımı için önerilen kısmi yöntemler. Bunun dışında başka bir numaraları yok galiba. Genetik dökülmeye sahip biri, hangi kısmi yöntemi uygularsa uygulasın bir işe yarayamayabilir. Bendeki geçen yılki durumu, DHT düşüşü PRL yükselişi olarak tanımlıyorum genetik dökülmeden ziyade. Yani prolaktin seviyelerinin yükselmesi ve androjen hormonları ve 5 alfa redüktaz enzimlerinin, PRL tarafından inhibe edilmesinden bahsediyorum. - Dopamin bilindiği gibi prolaktine inhibe yoluyla müdahale ediyor. Fakat mastürbasyonda aşırıya kaçılır, hiç ara verilmez ve eğer ejakülasyon sonrası vücuda dopamini üretmek için yeterince zaman/gün tanınmazsa, prolaktin seviyeleri fırlayacaktır. Yani ortada inhibe edici rolü olan bir dopamininiz kalmayabilir en sonunda. Hiperprolaktinemi durumu ve yüksek PRL seviyeleri, hem DHT'yi hem de 5 alfa redüktaz enzimini inhibe edebiliyor, kaynağını aşağıya bıraktım. Yani aynı dertten muzdarip biri varsa korkmasın; o kişideki durum illaha AGA olmak zorunda değil. Cildiyeci bile sizdekinin genetik olmadığını ilk bakışta anlamayabilir; minoxidil önerip sepetler en fazla sizi odasından. Dermatoloğu bile yanıltacak, dumur edebilecek bir bozukluk bu, üroloğa gitmeden evvel cildiyeye gittiğinizde. İki dökülme tipinde de kafa derisi uzaktan bakıldığında görülüyor, tiroid bozukluğuna bağlı dökülmede de aynı şekilde örneğin. Yanlar kalıyor, ense üstü kalıyor, üst kısımlar gidiyor üç tipte de, birbirinden ayırt etmesi zor kan testleri yaptırılmamışsa. Mastürbasyon saç döker önermesi de (kompulsif olanı) artık bir teori değil ve 5 alfa redüktaz seviyelerinizin doğuştan duyarlı olup olmaması da prolaktinin umrunda değil. İnhibe eder fakat PRL seviyeleri normale indikçe, bu androjen hormonlarınız ve 5 alfa redüktaz enzimleri de zamanla normal seyrine geri döner. Bu arada kabak çekirdeği yağı doğal dopamin arttırıcı olduğundan (PRL baskılayıcısı) yiyeceği bünyeye, yağının da saç derisine faydalı olduğunu düşünüyorum

    Prolaktin yüksekliğine bağlı spesifik saç dökülmesi durumunda çare, göründüğü şekilde adında saklı. İnhibe edicisi, dopamin. Dopamini, dolayısıyla da testosteronu arttırdığımızda bu geçici saç dökülmesi sorununun çözülebileceğini düşünüyorum. Fakat öncelikle 3 aylığına, ya da 3 ay çok zor geliyorsa formaliteden 1 aylığına mastürbasyonu, pornoyu ve orgazmı bırakmak bu konuda süper faydalı olabilir. Yoksa androjen hormonların PRL tarafından baskılanırken, sendeki dökülme tipinin AGA olduğunu nasıl test edeceksin ki? Teknik olarak edemezsin çünkü ereksiyonların varsa bile zayıf, testosteronun düşük, DHT seviyelerin de otomatik olarak dipte. O halde nasıl genetik diyebilirsin bu dökülme tipine? Esas o suçlu hormonu salgıla(ya)mıyorsun en başında zaten PRL fazlalığında. Enzimlerin bile baskılanıyor aşağıdaki araştırmalara göre. Sendeki dökülme tipini soruşturmak için uygun bir zaman dilimi değil yani anlayacağın. Kaçıncı günden sonra bıraktım, saymadığım için bilmiyorum fakat ereksiyonların eskisinden daha kuvvetli olmasını DHT artışına bağlamalıyım değil mi? E tamam o zaman prolaktinimin düşüşe geçtiğinin de bir semptomudur bu. - 1 aylık yoksunluğun ardından PRL seviyeleri normale dönecektir (önce ve sonrası değerler için kan testi yaptırmak ihmal edilmemeli) ve ardından sizde AGA olup olmadığını test edebilirsiniz. Çünkü androjenleriniz artık bastırılmıyor olacaktır başka bir hormon tarafından bu senaryoya ve aşağıdaki bulgulara göre, artık test etmek için alan serbest. Eğer saç çizgisi halen daha gerilemeye devam ediyorsa tek çözüm doktora başvurup ilaç almak, şüphesiz. Maalesef 2 saç dökülme tipini de bir arada yaşamış oluyorsunuz bu durumda

    Fazlalığında saçlara zarar veren PRL'yi 30 gün sonra sıfırladınız ve yastığınızda, yatağınızda, yerde saç görmüyor ve saçlarınızın minyatüre olmak yerine sertçe çıktığını görüyorsanız şanslı olan gruptasınız demektir. Bu, teknik olarak dökülme tipinizin genetik olmadığının bir göstergesi olabilir, geçerliği ve güvenirliği yüksek bir test uygulamışsınız demek kendinize. İlaç almanıza ve akabinde yan etkilerinden muzdarip olmanıza gerek yok. Bunları yapıp sorunu çözmüş olan varsa, şimdiden geçmiş olsun değerli üyeler. Bundan sonraki süreçte sportif aktivitelere yoğunlaşıp, dopamin arttırma düsturuyla yaşamak artık sayfayı çevirdiğinizin en güzel göstergesi olurdu. Tüm bu tespitlerden sonra "saç dökülüyorsa bunun geri dönüşü yok" önermesi yapan ölücülerin de sadece bir aylığına kendilerini denek yapmasını öneririm bu konuda. Sadece bir ay; başka bir şey yok. Yazdığımı çürütmeye çalışman da çok umrumda değil. Dene sadece dene ve gör PRL seviyelerini dibe çekince ne/ler olabileceğini (eğer mast ile porno aktiviten yoğunsa)

    Aşağıdaki bulgulardan da tek çıkardığım, Türkçeye çevirince nihai bulduğum sonuç:

    Ne kadar yüksek DHT, o kadar az PRL
    Ne kadar yüksek PRL, o kadar az DHT
    Ne kadar yüksek PRL, o kadar çok inhibe edilen 5-alfa redüktaz enzimi

    --- Kaynaklar ---

    1: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/2943108/
    2: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/189591/
    3: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/977731/
    Dermaroller [Haftada 1 seans, 0.5 mm]
    Tatlı Badem, Isırgan Otu, Biberiye, Hint, Çam Terebenti, Hindistan Cevizi Yağları, Sarımsak ile soğan kürü [Düzensiz]
    Bepanthol, Bemiks ve Evigen ampülleri [Ayda 1]
    Zinc, Selenyum, Omega-3, Folik Asit, Biotin, Kalsiyum, C, D ve B-1-2-3-5-6-7-11-12 takviyeleri [Düzensiz]
    Soğuk suyla duş
    Bıttım Sabunu [3-4 günde bir]
    Kafa derisi masajı ve ince telli tarakla saç tarama [Her gün]
    Her gün koşu ve ağırlık kaldırma [Kan akışını hızlandırmak için]

  7. #37
    Artan Prolaktin Nasıl Düşürülür?

    1: Yeteri miktarda güneş ışığına maruz kalmak vücuttaki fazlalaşmış PRL seviyelerini düşürebilir.
    2: Vücuttaki dopamini arttırmanın artmış PRL'yi inhibe edici etkisi vardır.
    3: Bromocriptine, Cabergoline, Pergolide ve Quinagolide ilaçları vücuttaki PRL'yi, Dopamin hormonunu arttırarak düşürüyor. Tüm bu dopamin arttırıcılar aynı mekanizmayla çalışıp minimal yan etkilere sahip. Ancak Cabergoline hakkında yapılan araştırmalar gösteriyor ki çocuklar ve ergenler üzerinde etkisi büyük, ilaç tolere edilebiliyor. Çocuklar ve ergenler için hiperprolaktineminin tedavisinde Carbergoline, isteğe bağlı olarak alınmalıdır; zorunlu olmamalı. Bu yaştakiler için yan etkilerinin fazla olabileceğinin altı çiziliyor. Yine de hangi yaştan olmak fark etmez, sadece doktorun onaylaması ile alınabilecek ilaçlar.
    4: Vücudu zorlayabilecek ağır işler yapmaktan kaçınmak ve stresi azaltmak PRL miktarını azaltabilir.
    5: Akciğeri sıkan, dar giysiler giymemek PRL'yi düşürmeye yardımcı olabilir.
    6: Özellikle B-6 ve E vitamini takviyelerinin yüksek PRL'ye karşı çok iyi gelebileceği düşünülüyor. Çünkü B6 dopamin hormonu üretiminin bir parçası. E vitamini ise yine bu hormonun artmasını önleyen hayat kurtarıcılardan bir tanesi. Bunları almadan önce doktora ya da beslenme uzmanına danışmak gerekebilir.


    Artan Prolaktin Seviyeleri İle İlgili Özet Türkçe Çeviriler


    ** Sciencedirect'te, araştırmalarda genel olarak, artmış, normalinde seyretmeyen PRL seviyelerinin saç foliküllerinde erken katagene yol açabileceğine değinilmiş

    ** Yine Sciencedirect'teki bir araştırmada, artmış prolaktin seviyelerinin (400 ng/ml) saçtaki pigmentasyonu da durdurabileceği bulunmuştur. Buna müteakiben saç matrisinin hacmi azalmış saç gövdesinin pigmentli alt ucu izole saç foliküllerinde, yukarı doğru hareket etmiş. Bu da saçınızın beyazlayabileceğini, gümüşümsü bir renge dönüşebileceğine işaret edebilir. Bu araştırmada (kaynak aşağıda) saç foliküllerinin, PRL'nin bir hedefi olduğuna peyder pey vurgu yapılmış

    Bulgu 1: "Hem intakt hem de hadım edilmiş erkek ve dişi sıçanlarda, A-halkası azaltılmış androjen, dihidrotestosteron (DHT) uygulaması, LH salınımını inhibe etmesine ve erkeklerde ventral prostat büyümesini uyarmasına rağmen prolaktin (PRL) salgılanmasını sürekli olarak uyarmada başarısız oldu. Sağlam dişilerde, ancak diğer sıçan türlerinde değil, DHT aslında PRL salınımını bastırdı. Bu bulgular, hem "androjenlerin" hem de östrojenlerin PRL salgılanması üzerinde uyarıcı eylemler uyguladığına dair tamamen testosteron ile ilgili bulgulara dayanan genellemeleri desteklememektedir. Testosteron ve esterlerinin PRL sekresyonu üzerindeki belirgin uyarıcı etkileri, kendi başlarına androjenik etkilerine değil, testosteronun östrojenik metabolitler oluşturma yeteneğine atfedilebilir görünmektedir. Bu yetenek, "saf" androjen DHT tarafından paylaşılıyor gibi görünmüyor".

    ** DHT'ye testosterondan bile çok fazla yapılan bir vurgu var. DHT'nin, PRL salınımını inhibe etmesini bulmaları ilgimi çekti

    Bulgu 2: "Yüksek DHT dozu, PRL tarafından tetiklenen kolinerjik reseptör sayısındaki artışı azaltmıştır. Yüksek doz PRL, DHT tarafından tetiklenen toplam Na+,K(+)-ATPase ve asit fosfataz artışlarını azalttı. SONUÇLAR: Bu bulgular, DHT ve PRL'nin lakrimal bez üzerinde ve özellikle lakrimal Na+,K(+)-ATPase, asit fosfataz ve nörotransmitter reseptörleri üzerinde genel trofik etkiler uyguladığını göstermektedir".

    Bulgu 3: "Çalışmanın amacı, hiperprolaktineminin insanda androjen metabolizması üzerindeki etkisini araştırmaktı. 6 normal erkekten oluşan bir grup, birbirini takip eden 4 gün boyunca, ayrı periyotlarda, plazma prolaktin (PRL) konsantrasyonunu yükselttiği bilinen Sulpirid ile tedavi edildi. Tedavinin plazma steroidleri üzerindeki etkisi, bazal koşullarda ve HCG ile uyarı altında doğrulandı. Kontrollerde, HCG stimülasyonuna yanıt olarak testosteron (T) ve dihidrotestosteronda (DHT) paralel bir artış gözlendi. Deneysel hiperprolaktinemide, kontrollerinkine benzer şekilde HCG'ye yanıt olarak T'deki artışa, DHT'de belirgin şekilde azalmış bir artış eşlik etti. Hipofiz sapının bariz kazara kesitini takiben hiperprolaktinemisi olan bir hastada da benzer sonuçlar gözlendi. Bu veriler, testosteron metabolizmasındaki artan PRL seviyelerinin 5αredüktaz tarafından aktif DHT formuna müdahalesini göstermektedir. Bu mekanizmanın insandaki gonadal işlevi muhtemelen bozabileceğini öne sürüyorlar".

    ** Hiperprolaktineminin DHT seviyelerini azalttığı bulunuyor, ek olarak Gonadları da işlevsiz hale getirebileceğine değiniliyor

    Bulgu 4: "3.3. prolaktin
    Prolaktin (PRL), luteotropin olarak da bilinir ve insanda kromozom 6 üzerindeki PRL geni tarafından kodlanan bir polipeptit hormondur [14]. Ön hipofiz bezindeki laktotropik hücreler tarafından üretilir ve rolü çoğunlukla hamilelik ve anne sütü üretimi sırasında meme bezlerinin büyümesi ile ilişkilidir. Son zamanlarda, birçok çalışma prolaktinin yeni fonksiyonlarını keşfetmeye odaklandı ve şimdi PRL'nin sadece laktasyonda değil aynı zamanda üreme, anjiyogenez, ozmoregülasyon ve saç büyümesinde de rol oynadığı kabul ediliyor [15,16,17,18]. PRL'nin saç büyümesi üzerindeki etkisi, memelilerde yoğun bir şekilde araştırılmıştır [19,20,21]; insan kafa derisi derisinde, PRL ve PRL reseptörleri (PRL-R) ilk kez 2006 yılında Foitzik ve ark. Luteotropin proteini ince bir keratinosit tabakasında saptanırken, PRL-R dış kök kılıfında ve proksimal iç kök kılıfında ve ayrıca matris keratinositlerinde saptandı. İmmünreaktivite, hem izole edilmiş insan anagen VI'da hem de organ kültürlü insan saç foliküllerinde (HF'ler) karşılaştırılabilirdi [18]. PRL ve PRL reseptör immünreaktivitesi, Slominski ve ark. önceki raporlarda kanıtlanamadı [23]. Aynı araştırma çalışması, HF'lerde PRL ekspresyonunun düzenleyicileri olarak proinflamatuar sitokinler, IFNy ve TNFa'yı tanımladı. İlginç bir şekilde, PRL hipofiz salgılarının bir inhibitörü olarak bilinen dopamin, insan HF'lerinde PRL veya PRL-R ekspresyonu üzerinde hiçbir etkiye sahip değildir [22]. Prolaktinin saç büyümesini doğrudan düzenlediği mekanizma, saç mili uzaması üzerindeki engelleyici etkisi ve katagen fazın erken indüksiyonu ile bağlantılıdır. Ayrıca luteotropin, Ki-67-pozitif hücre sayısını azaltarak ve TUNEL + hücre miktarını artırarak HF'lerde keratinositlerin proliferasyonu ve apoptozunda da önemli bir rol oynar [18]. Prolaktin, bir androjen metabolizması modülatörü olarak kabul edilmektedir. Luteotropik hormon, serbest testosteron ve dehidroepiandrosteron sülfat seviyesini artırıyor, aynı zamanda serum testosteron-estradiol bağlayıcı globulin seviyesini azaltıyor gibi görünmektedir [24,25]. PRL'nin ayrıca 5-alfa redüktaz aktivitesini de engellediği görülmektedir [26]".

    ** Prolaktinin, 5alfa redüktaz aktivitesini inhibe ettiğini önceden yazmıştım, bu araştırmada da bir kez daha sonuç olarak bulunmuş. Saç mili uzaması engellediğine dair bulgusu da var ek olarak. Bulunan bulgularda dopamini arttırmanın saç köklerinde PRL veya PRL reseptörleri üzerinde bir ekspresyonu bulunmamış ilginç olarak. O zaman örneğin kabak çekirdeğine öyle çok umut bağlamasam da olabilir veya diğer dopamin arttırıcı aktivitelere fazla değil de optimum düzeyde ilgilenmem yeterli olacaktır. Özne benim için başta dopamin-testosteronken bu bulguyla beraber şimdi sadece testosteron arttırma oldu. Dopamini arttırmaya halen devam edeceğim fakat bu bağlamda saç özne olmayacak; yaşamdan zevk alma, tatmin olmanın kalitesinden bahsediyorum bu hormonu arttırmaktan bahsederken daha çok. Ancak stresi azaltacağından, mutluluğu arttıracağından ve saç foliküllerindeki (HL) duruma da dolaylı bir biçimde olumlu etki edeceğini düşünmüyor değilim dopamin artışının. Dopaminimiz olmasa parmağımızı bile kıpırdatamayız aksi takdirde. Tüm bu saç tedavilerini bırak uygulamayı, aklına bile getirmezsin. Herhalde oldu bittiye getirip her şeyi sineye çekersin, moralin düşük ve enerjin olmaz, bir türlü mooda giremezsin sosyal yaşantında. Ne olursa olsun dopamin, PRL'nin saç foliküllerinde olmasa bile vücutta bir inhibe edicisi durumunda, onu kontrol ediyor baskılıyor. Saç folikülleri konusu istisna olarak dopamin arttırmak vücutta genel olarak artan PRL seviyelerine süper iyi gelebilir

    Bulgu 5: "72 saat boyunca murin deri organ kültüründe anagen kıl foliküllerine PRL'nin (400 ng/ml) eklenmesi, in vitro olarak erken katagen gelişimini ve çoğalan kıl ampulü keratinositlerinin sayısında bir düşüşe neden oldu".

    Bulgu 6: "Sağlıklı erkek ve kadınlarda hem mastürbasyon hem de cinsel birleşme ile indüklenen bir orgazmı takiben prolaktin düzeylerinde bir artış gözlenir, ancak orgazm olmadan cinsel uyarılmadan sonra görülmez [3, 4]. Orgazm sonrası prolaktin artışının büyüklüğü, hem orgazm kalitesi hem de müteakip cinsel tatmin ile ilişkilidir [5]. Penis-vajinal ilişki, mastürbasyondan önemli ölçüde daha fazla orgazm sonrası prolaktin artışı sağlar [6]. Bu bulgular, orgazm sonrası prolaktin artışlarının, cinsel doygunluğun nörohormonal bir indeksi olabileceği gibi, orgazm ve orgazm kalitesinin objektif bir indeksi olabileceğini göstermektedir [5, 6]. Bir orgazmı takiben akut prolaktin artışları, inhibitör merkezi dopaminerjik ve muhtemelen periferik süreçler yoluyla uyarılmayı azaltmaya hizmet eden negatif bir geri besleme döngüsünde yer alır [3, 6]. Prolaktin düzeylerini güçlü bir şekilde azaltan bir ilaç olan kabergolin'in cinsel dürtü, işlev ve refrakter dönemin olumlu algısının tüm parametrelerini iyileştirdiği bulundu [7]. Buna karşılık, prolaktin salgısının bir uyarıcısı olan protirelin, önemli ölçüde daha uzun boşalma gecikmesi üretti ve cinsel dürtü ve işlevi önemsiz ölçüde azalttı [7]. Prolaktin salgılayan tümörlerin neden olduğu hiperprolaktinemisi olan erkekler, benzer sağlıklı erkeklere göre daha yüksek hipoaktif cinsel istek prevalansı ile karakterize edilmiştir [8]. Erektil disfonksiyonu olan bir grup hasta arasında, şiddetli hiperprolaktinemisi olan hastaların azınlığında ilgili bir hipoaktif cinsel istek gözlendi [9]. Bununla birlikte, başka bir çalışmada [10], hiperprolaktinemi, gece ereksiyonlarını veya görsel erotik uyaranlara verilen penil yanıtı etkilemedi. Yüksek prolaktin düzeyleri ve iyi tanımlanmış hipotalamo-hipofiz hastalığı olan çoğu kadın (çoğu erkek gibi) cinsel istekte eksiklik veya belirgin bir azalma geliştirdi ve birçoğu yağlanma veya orgazm ile ilgili sorunlardan şikayet etti [11]".

    ** Prolaktin seviyesinin artışa geçmesi için ejakülasyonun olması gerekliymiş. Ayrıca sekste bir partnerle yapılan cinsel uyarılmadaki ejakülasyondan sonra bu seviye çok daha fazla artıyor. Normal yapılan mastürbasyonunsa seksle artan prolaktin seviyelerinden az olduğu bulgusuna yer veriliyor. 90 Günlük yoksunluğun ardından seviyeleriniz normal seyrine geri döndüğünde, haftada 1-2 kere kimsenin zararına olmaz şeklinde düşünüyorum. Seksten sonra artış gibi bir artma olmuyor mastürbasyondan sonraki PRL'de bu bilgilere göre, seksteki tatmin çok daha fazla çünkü doğal olarak. Zaten mastürbasyonu aralıksız yaptığınızda 1-2 seksi tek bir gün içinde yapmış oluyorsunuz ortalama olarak; kompulsif olanından kaçınmak halen daha gerekli ve topyekün bir saç tedavisinde başlangıç çizgisi de bu olmalı. Tedavi sürerken her ihtimale karşı PMO aktivitelerini kısıtlamak saç kurtarabilir

    Bulgu 7: "Daha önce yüksek düzeyde büyük-büyük prolaktin olan erkekleri içeren birkaç çalışmada cinsel rahatsızlıklar gözlemlenmişti. En sık tanımlanan komplikasyon olarak erektil disfonksiyon, makroprolaktinemik erkeklerin %50'sinde [21] veya %78'inde [22] bulundu ve sıklığı monomerik hiperprolaktinemili erkeklerde gözlenenle benzerdi [23, 24]. Ayrıca, bazı hastalar azalmış libido ve infertiliteden şikayet etti [21, 22]".

    Bulgu 8: "Araştırmalar, orgazmı takiben prolaktin artışlarının, inhibitör merkezi dopaminerjik ve muhtemelen periferik süreçler yoluyla uyarılmayı azaltmaya hizmet eden bir geri besleme döngüsüne dahil olduğunu göstermektedir. Orgazm sonrası prolaktin artışının büyüklüğü bu nedenle cinsel doygunluğun nörohormonal bir indeksidir. Laboratuarda orgazm olmak için mastürbasyon yapan veya penis-vajinal ilişkiye giren kadın ve erkeklerle ilgili üç çalışmadan elde edilen verileri kullanarak, her iki cinsiyet için (cinsel olmayan bir kontrol durumunda prolaktin değişiklikleri için ayarlanmış), cinsel ilişkiden sonra prolaktin büyüklüğünün arttığını bildiriyoruz. Mastürbasyondan sonrakinden %400 daha fazladır. Sonuçlar, cinsel ilişkinin mastürbasyondan daha fizyolojik olarak tatmin edici olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanır ve cinsel birleşmeyle ilişkili diğer herhangi bir cinsel aktiviteden daha fazla fizyolojik ve psikolojik faydalar bildiren önceki araştırmaların ışığında tartışılır".

    Bulgu 9: "Laboratuvarımızda yapılan son araştırmalar, hem erkek hem de kadınlarda film, mastürbasyon ve cinsel birleşme dahil olmak üzere çeşitli cinsel uyarım biçimlerine verilen hormonal yanıtı araştırdı. Bu çalışma dizisi, plazma prolaktin (PRL) konsantrasyonlarının hem erkeklerde hem de kadınlarda orgazmı (mastürbasyon ve cinsel birleşme koşulları) takiben 1 saatten fazla bir süre boyunca önemli ölçüde arttığını, ancak orgazm olmaksızın cinsel uyarılmanın ardından değişmediğini açıkça göstermiştir. Burada, orgazma verilen PRL yanıtının, orgazmı takiben akut cinsel uyarılmanın kontrolünde önemli bir rol oynayabileceğini öne süren kanıtları tartışıyoruz. Bu pozisyonu destekleyen kronik PRL yükselmeleri (hiperprolaktinemi), hayvan cinsel aktivitesinde belirgin azalmalara ve hem erkek hem de kadınlarda libido ve gonadal fonksiyonda önemli azalmaya neden olur. Bu veriler, PRL'nin üreme işlevi için çevresel bir düzenleyici faktörü ve/veya cinsel uyarılma ve davranışı kontrol eden CNS merkezlerine işaret eden bir geri bildirim mekanizmasını temsil edebileceğini düşündürmektedir. Bu nedenle, bir nöroendokrin üreme refleksi olarak PRL'nin rolünün teorik bir modelini öneriyoruz".

    Bulgu 10: "Dopaminerjik mekanizmalar, insanlarda ve hayvanlarda cinsel davranışı modüle etmede önemli bir rol oynar. Hayvan verileri, dopaminerjik ve prolaktinerjik sistem arasındaki önemli etkileşimleri göstermektedir. Yakın zamanda gösterildiği gibi, dopamin agonistleri penis ereksiyonunu kolaylaştırıcı özelliklere sahiptir, ancak aynı zamanda cinsel dürtü ve orgazm kalitesini de artırabilir. Buna karşılık, prolaktinin kronik yükselmeleri, cinsel davranışın hem iştah açıcı hem de tamamlayıcı parametrelerini engeller. Son insan çalışmaları, erkeklerde ve kadınlarda orgazmdan sonra prolaktin düzeyinde belirgin bir artış olduğunu göstermektedir. Orgazmdan sonra akut prolaktin değişikliklerinin biyolojik önemi ile ilgili olarak, prolaktin, periferik üreme organları için bir nöroendokrin üreme refleksi olarak hizmet edebilir. Alternatif olarak, prolaktin, merkezi sinir sistemindeki dopaminerjik nöronlara geri bildirimde bulunabilir ve böylece cinsel dürtü ve doygunluğu modüle edebilir. Burada, cinsel davranışı düzenlemede dopamin ve prolaktinin fizyolojisine kısa bir genel bakış sunuyoruz. Ek olarak, prolaktin için varsayılan bir geri besleme mekanizması için son deneysel ve klinik kanıtlar ve bunun orgazm bozuklukları üzerindeki etkileri tartışılmaktadır".

    Bulgu 11: "Yakın zamanda yapılan birkaç çalışmada, orgazmın sağlıklı erkek ve kadınlarda prolaktin salgılanmasını indüklediğini gösterdik. Bu, prolaktinin orgazmı takiben refrakter dönemin bir geri besleme düzenleyicisi olabileceğini düşündürmektedir. Bu pozisyonu incelemek için sağlıklı, çok orgazmlı bir erkek deneğin prolaktin tepkisini araştırdık. Mastürbasyona bağlı orgazm sırasında sürekli kan alındı. Vaka-deneğin prolaktin yanıtı, normal bir refrakter periyodu olan dokuz sağlıklı yetişkin erkeğinkiyle karşılaştırıldı. Vaka deneği, üç orgazma prolaktin tepkisi göstermedi. Bu çoklu orgazmlı denekten elde edilen veriler, plazma prolaktininin cinsel doygunluk mekanizmalarına katkıda bulunmadaki varsayımsal rolünü desteklemektedir".

    --- Kaynaklar ---

    1: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4901097/ ------- prolaktinin seks, mastürbasyon ve orgazm ile bağlantısı
    2: https://www.sciencedirect.com/scienc...02944010621359
    3: https://web.archive.org/web/20190320...f/82742388.pdf
    4: https://www.tandfonline.com/doi/abs/...35807709045734
    5: https://academic.oup.com/jcem/articl.../4/944/2684900
    6: https://www.sciencedirect.com/scienc...02944010642952
    7: https://nutrafol.com/blog/high-prola...els-hair-loss/
    8: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16095799/
    9: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11835982/
    10: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15889301/
    11: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11979330/
    12: https://www.healthline.com/health/prolactin#takeaway
    13: https://www.composednutrition.com/bl...ctin-naturally
    14: https://www.conceiveabilities.com/ab...nd-infertility
    15: https://www.reproductivefacts.org/ne...lactin-levels/
    Dermaroller [Haftada 1 seans, 0.5 mm]
    Tatlı Badem, Isırgan Otu, Biberiye, Hint, Çam Terebenti, Hindistan Cevizi Yağları, Sarımsak ile soğan kürü [Düzensiz]
    Bepanthol, Bemiks ve Evigen ampülleri [Ayda 1]
    Zinc, Selenyum, Omega-3, Folik Asit, Biotin, Kalsiyum, C, D ve B-1-2-3-5-6-7-11-12 takviyeleri [Düzensiz]
    Soğuk suyla duş
    Bıttım Sabunu [3-4 günde bir]
    Kafa derisi masajı ve ince telli tarakla saç tarama [Her gün]
    Her gün koşu ve ağırlık kaldırma [Kan akışını hızlandırmak için]

  8. #38
    SaçımınDoktoru Üyesi
    Üyelik tarihi
    12.08.2014
    Mesajlar
    207
    Normal cinsel ilişki ile mast arasında prolaktin salınımı farkı yok gibi görünüyor bir şey kaçırmadıysam? Bu arada değerli bilgiler için çok teşekkür ederim emek veren arkadaşlara.
    Advancell ve Setipiprant kullanıyorum bu sayede saçlarımı koruyorum bütçem olduğunda peptid ekliyorum.

  9. #39
    "...cinsel ilişkiden sonra prolaktin büyüklüğünün arttığını bildiriyoruz. Mastürbasyondan sonrakinden %400 daha fazladır. Sonuçlar, cinsel ilişkinin mastürbasyondan daha fizyolojik olarak tatmin edici olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanır ve cinsel birleşmeyle ilişkili diğer herhangi bir cinsel aktiviteden daha fazla fizyolojik ve psikolojik faydalar bildiren önceki araştırmaların ışığında tartışılır".

    Hayır, aksine cinsel ilişkiden sonra artan PRL seviyesi daha fazla ölçülmüştür. Sorununa aradığın cevap, sebebiyle birlikte sekizinci bulgunun içindeki cümlede yazıyor halihazırda. Bu artan PRL seviyeleri de androgenetik alopesideki desene, patterne çok benzer bir tipte dökülme yapıyor kafada [bkz: 2 no'lu kaynağın linkine tık] ve pek çok kişi bunu AGA deseni ile karıştırıyor. Sırf saç dökme şeklinden dolayı; halbuki genetik olmayabilir. Artan PRL seviyeleri inhibe edilip, azalmış DHT hormonu artık normal seyrine döndürüldüğünde (arttırıldığında) kişinin saçı ya aynen dökülmeye devam ediyor (genetike yatkınsa) ya da aylar içinde köklerden tekrar saç fışkırıyor benim yaptığım doğal tedaviler uygulandığında
    Dermaroller [Haftada 1 seans, 0.5 mm]
    Tatlı Badem, Isırgan Otu, Biberiye, Hint, Çam Terebenti, Hindistan Cevizi Yağları, Sarımsak ile soğan kürü [Düzensiz]
    Bepanthol, Bemiks ve Evigen ampülleri [Ayda 1]
    Zinc, Selenyum, Omega-3, Folik Asit, Biotin, Kalsiyum, C, D ve B-1-2-3-5-6-7-11-12 takviyeleri [Düzensiz]
    Soğuk suyla duş
    Bıttım Sabunu [3-4 günde bir]
    Kafa derisi masajı ve ince telli tarakla saç tarama [Her gün]
    Her gün koşu ve ağırlık kaldırma [Kan akışını hızlandırmak için]

Sayfa 4/4 İlkİlk ... 234

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •