8 sonuçtan 1 ile 8 arası

Konu: Kadınlarda Erkek Tipi Dökülme Üzerine Genel Yaklaşım

  1. #1
    miracle
    Guest

    Kadınlarda Erkek Tipi Dökülme Üzerine Genel Yaklaşım

    1-ANDROGENETİK ALOPESİ:

    Androgenetik alopesi terimi 1960 yılında Orentreich tarafından ortaya kondu.
    Orentreich’ın terimi androjen varlığında genetik olarak duyarlı kıl foliküllerinin minyatürize
    olmasını içerir (1).
    Androgenetik alopesi ki kadınlarda aynı zamanda kadın tipi (female patern) saç
    kaybı olarak da bilinir, kadınlarda sık görülen bir saç kaybıdır (8). Kadınlardaki androgenetik
    alopesi tanımlamasına rağmen erkeklerdekinin aksine androjene olan bağımlılığı ve de 9
    herediter doğası açık değildir (9). 1977 yılında Ludwig kadın tipi saç kaybınının kesin
    özelliklerini tanımladı ve şiddetine göre Ludwig I, II ve III olacak şekilde 3 sınıfa ayırdı.
    Ludwig kadın tipi saç kaybını, erkeklerde görülen kellikle aynı antite olduğuna inanarak,
    ‘androgenetik alopesi’ terimiyle tanımladı. Fakat androjenlerin kadınlardaki saç kaybındaki
    rolleri açık olmadığı için female patern saç kaybı terimi de kullanılabilir (10).
    Klinik özellikler:
    Kadınlarda çok nadir durumlar hariç erkeklerdeki gibi gerçek anlamda bir kellik
    oluşmaz (8,9). Kadınlardaki AGA’nın sıklıkla tipik klinik görünümü frontoparietal bölgede
    diffuz bir seyrekleşme ile beraber frontal saç çizgisinin korunması şeklindedir (1,8,11,12).
    Kadınlar saçlarındaki seyrekleşmeyi ilk önce frontal alan üzerinde farkederler ve zamanla
    skalp daha görünür bir hale gelmeye başlar (8). Seyrekleşme, şiddetine göre Ludwig
    sınıflamasıyla 3 evreye ayrılabilir. En erken ve en hafif formda sekrekleşme minimaldir ve
    Ludwig evre I denir. Evre II’de frontoparietal seyrelme ilerlemiştir. Evre III’de ön saç çizgisi
    hala kalırken frontoparietal alanda kelliğe yaklaşan bariz bir seyrekleşme söz konusudur (1).
    Sıklıkla orta hatta frontal hattın hemen arkasında saç seyrelmesi belirgindir (çam
    ağacı paterni). Üzerinde hiç saçın olmadığı ufak ‘pencil eraser-sized’ alanlar (yaklaşık olarak
    4-6 mm) görülebilir (1,9). Bu kel alanlar için yapılan bir yorum androgenetik alopesi için tipik
    olan telojenden sonra gelen geç bir fazdır. Fakat bunu sadece bir geç faza bağlamak foliküler
    ünitelerdeki bir senkroniyi belirtmektir ki bu da kadın tipi saç kaybında kanıtlanmamıştır (9).
    Post pubertal bir çok kadında beraberinde diffuz saç kaybı olsun olmasın şakak
    bölgesindeki saçlarda ufak derecelerde bilateral olarak çekilmeler görülür. Bazı kadınlarda bu
    çekilmeler belirgindir. Venning ve Dawber % 13 premenaposal kadında ve % 37
    postmenaposal kadında frontotemporal çekilmeyi bildirdiler (10,13). Öte yandan erkeklerde de kadın tipi kellik nadir değildir. Birch ve ark. yaptıkları çalışmada 331 kel erkeğin 20’sinde
    (%6) kadın tipi saç kaybı tespit etmişlerdir (10).
    1951 yılında Hamilton erkek ve kadınlardan oluşan bir grupta spesifik paterndeki
    saç dökülmelerini değerlendirdi. Bu paternler bugün artık erkek tipi kellikte bir referans
    olarak kullanılan Hamilton-Norwood sınıflamasından bazı önemli farklılıklar içermektedir
    (9,11). Ludwig, Hamilton’dan biraz daha farklı bir saç kaybı tablosu tanımlamıştır. Saçlı
    derinin tepesindeki progresif sentrifugal bir kayba rağmen frontal hattın korunmasını
    vurgulamış ve şiddetine göre saç kaybını 3 evreye ayırmış (9,11).
    Başlangıç yaşı:
    Kadınlarda paternli saç kaybının başlangıcı için 2 pik vardır; 3 ve 5. dekatlar (9).
    Saç dökülmesi genellikle her 2 cinste de 12-40 yaşları arasında başlar ve 50 yaşından önce
    yaklaşık populasyonun yarısı belli derecelerde saç kaybı olduğunu ifade ederler (8).

    İnsidans ve prevelans:

    Kadın tipi androgenetik alopesinin giderek arttığı görülmektedir (14). A.B.D,
    Kore ve İngiltere’de yeni yapılmış 3 çalışma göstermiştir ki prevalansta yaşla ilişkili artış söz
    konusudur. İngiltere’de yapılan çalışmada bu ilişki 50 yaş üzerinde daha belirgindir (fakat
    diğer iki çalışmada değil). İngiltere ve ABD’de yapılan çalışmalar benzer özellikler gösterdi.
    30 yaş altında %3-6 olan sıklık, 70 yaş ve üzerinde % 29-42 idi. Kore’de yapılan çalışmadaki
    sıklık daha düşük bulundu (10). AGA’da prevelansda ırksal farklılıklar vardır (15).
    Genetik:
    Kadın tipi saç dökülmesinde genetik bilgiler yetersizdir. Öne sürülen
    mekanizmalar inkomplet penetrans ile beraber otozomal dominans ve polijenik kalıtımdır (1). Carey ve ark. androjen aktivitesi ve üretimini etkileyerek kadın ve erkeklerde değişik
    fenotiplerde paternli saç kaybına yol açan tek bir gen anamolisinin varlığını öne sürmüşlerdir
    (9). Fakat hala hastalığın kalıtım mekanizmaları açık değildir (16).


    Tedavi:

    Bugüne kadar AGA’nın etyolojisi ve patogenetik mekanizmasının yetersiz
    anlaşılması tedavide spesifik efektif bir metodun gelişmesini büyük ölçüde geciktirdi. Bu
    kayıt dışı, etkinliği ispatlanmamış çok sayıda değişik etkinlikde tedavi alternatiflerinin ortaya
    çıkmasına yol açtı (23). Kadınlardaki AGA’da tedavilerin etkinliğiyle ilgili az sayıda çalışma
    vardır. Hala bugün iyi belirlenmiş bir tedavi yoktur. Tedavide yaklaşım olarak AGA hafif-orta
    dereceli ve şiddetli AGA olarak 2 gruba ayrılabilir (24,25,26).
    Hafif-orta dereceli AGA: Bu grubun farmokolojik tedavisinde topikal minoksidil
    ve antiandrojenler yer alır (23).
    Topikal minoksidil güvenli ve iyi tolere edilen bir tedavi şeklidir (10,27).
    Etkinliği çift kör, plasebo kontrollü çalışmalarda gösterilmiştir (8). Topikal minoksidilin
    kadınlarda erkeklerden daha etkili olduğu görülmüştür (23).
    De Villez ve ark. % 2’lik topikal minoksidil solüsyonu ile yaptıkları 308 AGA’lı
    kadın hastadan oluşan çift kör, plasebo kontrollü bir çalışmada hastaların yaklaşık % 60’ında
    yeniden saç büyümesi saptandı. Sonuçta topikal minoksidil solusyonunun kadın tipi AGA
    tedavisinde plesabodan anlamlı şekilde daha etkili olduğu söylendi (27). Whiting ve ark. % 2
    minoksidil ile yaptığı 33 AGA’lı kadından oluşan çift kör, plesabo kontrollü bir çalışmada
    kadın tipi AGA’lı hastaların % 60’ında minimal ile orta derecede saç büyümesi saptandı (28).
    Olsen ve ark.’larının yaptığı 28 AGA’lı kadından oluşan çalışmada % 2 topikal minoksidil
    etkili bulunmuştur (24). Lucky ve ark. 381 AGA’lı kadında %2 ve %5 topikal minoksidil ile
    yaptıkları randomize, plasebo kontrollü bir çalışmada %5 ve %2’lik topikal minoksidilin
    plesaboya üstün oldukları, %5 topikal minoksidilin, %2 topikal minoksidile üstün olduğu
    saptandı (29). 15
    Spesifik antiandrojenler kadınlardaki AGA’nın tedavisinde yıllarca
    kullanılmışlardır. En sık kullanılanlar siproteron asetat ve spironolaktondur (9,23).
    Siproteron asetat androjen reseptör antagonistidir ve bilinen en güçlü
    antiandrojenlerdendir. Kadınlarda hirsutism, akne, AGA gibi hiperandrojenik durumlarda
    sıklıkla kullanılır (10,23). Peereboom ve ark. AGA’lı 20 kadında siproteron asetatın etkisini
    araştırdıkları bir çalışmada frontokraniyal skalp bölgesinden yapılan trikogramlarda
    istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde anajenlerde artış ve telojenlerde azalış saptandı.
    Sonuçta tedavi etkin bulundu (30). Vexiau ve ark. yaptığı 66 AGA’lı kadın içeren, minoksidil
    %2 ile siproteron asetat’ın kıyaslandığı çalışmada hiperandrojenizm bulguları olmayan
    kadınlarda minoksidil daha etkinken, hiperandrojenism bulguları gösteren kadınlarda
    siproteron asetat daha üstün bulunmuştur (25). Bazı otorlere göre serum ferritin seviyesi
    yüksek olduğunda siproteron asetat’a cevap daha iyidir (10,23).
    Spironolakton, androjenin androjen reseptörüyle etkileşimini direkt olarak inhibe
    eder. Ek olarak androjen sentezinde gerekli sitokrom P-450 bağımlı 17 beta-hidroksilaz ve
    desmolas’ın seviyelerini azaltır (23). Spironolakton ile yapılan bir çalışmada, spironolakton
    alan kadınlarda hiçbir tedavi almayanlara göre daha az saç kaybı görülmüştür (10).
    Östrojenler, dolaşımdaki serbest testesteronu azaltan seks hormon bağlayıcı
    globülin (SHBG) miktarını artırarak LH serbestleştirici hormonun salınımını inhibe edip
    gonadal androjen sentezini azaltarak indirekt olarak antiandrojenik gibi davranır. Östrojenler
    AGA’nın ilerleyişini geciktirseler de saç büyümesindeki etkilerini gösteren hiçbir çalışma
    yoktur (23).

    Finasterid, tip II 5-alfa redüktaz inhibitörüdür (10). Testesteronun
    dihidrotestesterona dönmesini engeller (31). AGA’lı erkeklerin tedavisinde günde 1 mg dozda
    etkin iken postmenapozal AGA’lı kadınlarda etkisiz bulunmuştur (10,32,33,34,35). Whiting 16
    ve ark. finasteridin AGA’lı erkek ve AGA’lı postmenapozal kadınlarda etkisini araştıran
    çalışmalarında finasteridin AGA’lı erkeklerde etkili iken postmenapozal AGA’lı kadınlarda
    etkisiz olduğunu bulmuşlardır (34). Price ve ark. finasteridin postmenapozal kadınlardaki
    etkisini araştıran 137 postmenapozal AGA’lı kadından oluşan, çift kör, plasebo kontrollü,
    randomize, çok merkezli bir çalışma yapmışlar ve finasteridin saç büyümesini artırmadığı gibi
    saç seyrelmesini de azaltmadığını saptamışlardır. Sonuç olarak bu çalışmada finasteridin
    postmenapozal AGA’lı kadınlarda etkisiz olduğu bildirilmiştir (36). Shum ve ark.
    hiperandrojenizmi olan 4 AGA’lı kadını bildirmişler ve bunlarda finasterid ile alopesiyi
    azaltmışlar veya durdurmuşlar. Sonuç olarak hiperandrojenizmin eşlik ettiği AGA’lı
    kadınlarda finasteridin etkili olduğunu bildirmişlerdir (32).
    Tretinoin, epitelde hücre proliferasyonu ve differansiasyonunu ilerletir ve
    düzenler ve aynı zamanda vasküler proliferasyonu ilerletebilir. Bu faktörler kıl büyümesinin
    ilerlemesinde önemlidir. Bazzano ve ark. 56 AGA’lı hastada topikal tretinoini yalnız ve % 0.5
    minoksidil ile kombine kullandılar. 1 yıl sonra topikal tretinoin ve % 0.5 minoksidil
    kombinasyonu hastaların % 66’sında terminal kıl gelişimine neden oldu. Tek başına tretinoin
    ise hastaların yaklaşık % 58’inde kıl gelişimine sebep oldu. Bu sonuçlar gösterdi ki düşük
    konsantrasyonlu minoksidil ile retinoidler alopesi tedavisinde tek başına minoksidilden daha
    etkin olabilirler (37).
    Simetidin, histamin H2 resetör antogonistidir. Daha önce yapılan bazı
    çalışmalarda simetidinin antiandrojenik aktivitesi saptanmıştır. Bu çalışmalarda simetidinin
    dihidrotestesteronun kompetitif inhibitörü olduğu saptanmış. Aram 10 AGA’lı kadında
    yaptığı çalışmada simetidinin 7 hastada iyi ile çok iyi arasında yeniden saç büyümesine neden
    olduğunu saptadı. Fakat simetidin AGA’lı kadınlarda ilk basamak tedavisi olarak değil sadece
    seçilmiş hastalarda kullanılmalıdır (26).
    Konu Miracle tarafından (22.09.2014 Saat 11:36 ) değiştirilmiştir.

  2. #2
    SaçımınDoktoru Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.08.2014
    Mesajlar
    110
    Östrojenler, dolaşımdaki serbest testesteronu azaltan seks hormon bağlayıcı
    globülin (SHBG) miktarını artırarak LH serbestleştirici hormonun salınımını inhibe edip
    gonadal androjen sentezini azaltarak indirekt olarak antiandrojenik gibi davranır. Östrojenler
    AGA’nın ilerleyişini geciktirseler de saç büyümesindeki etkilerini gösteren hiçbir çalışma
    yoktur (23).

    Çok güzel bir derleme olmuş emeğinize sağlık.Ancak bu kısmı tam anlayamadım.Östrojenden fazla şey mi bekliyoruz?

  3. #3
    Alıntı teacher Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Östrojenler, dolaşımdaki serbest testesteronu azaltan seks hormon bağlayıcı
    globülin (SHBG) miktarını artırarak LH serbestleştirici hormonun salınımını inhibe edip
    gonadal androjen sentezini azaltarak indirekt olarak antiandrojenik gibi davranır. Östrojenler
    AGA’nın ilerleyişini geciktirseler de saç büyümesindeki etkilerini gösteren hiçbir çalışma
    yoktur (23).

    Çok güzel bir derleme olmuş emeğinize sağlık.Ancak bu kısmı tam anlayamadım.Östrojenden fazla şey mi bekliyoruz?
    Ostrojenler direkt androjen urerimine etki etmesede androjen uretimi ve tasinmasina ait surecleri etkileyerek endrekt olarak androjen miktarını etkiliyor. Yani androjen azaltarak aganın ilerleyisini yavaslatsada direkt sac buyumesi üstüne etkisine dair çalışma yok denmis. Bu bilgiler belki eskidir çünkü bu konuda bir çok kaynak tersini belirtiyor. Mesela kadinlarda saç uzama hızınin erkeklerden daha fazla olduğunu biliyoruz. Bu konudaki arastirmalara bir bakmamiz lazim

  4. #4
    SaçımınDoktoru Üyesi bendeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.09.2014
    Mesajlar
    730
    kadınların sac dokulmesi erkek tipiyse yani vitaminsizlik menepoz hamilelik yada guatr ise bu durumu duzeltirlerse sac dokulmesi durur eger erkek tipi dokulme genetik dokulme yada menepoza baglı ise bu sitede onerilenler dısında kabak cekirdegi soya fasulyesi yemegi soya yagı acı biber bunları mutalaka tuketsinler kaynana ilacı degil bizzat abd uneiversty lerinde kanıtlanmıstır

  5. #5
    Alıntı bendeniz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    kadınların sac dokulmesi erkek tipiyse yani vitaminsizlik menepoz hamilelik yada guatr ise bu durumu duzeltirlerse sac dokulmesi durur eger erkek tipi dokulme genetik dokulme yada menepoza baglı ise bu sitede onerilenler dısında kabak cekirdegi soya fasulyesi yemegi soya yagı acı biber bunları mutalaka tuketsinler kaynana ilacı degil bizzat abd uneiversty lerinde kanıtlanmıstır
    Kesinlikle etkili bendeniz haklısın ancak fazla tüketimlerde dikkatli olumalı zira oral olarak kullanılıyor ve tüm sisteme dahil oluyor.
    Karma Peptid, AdvanCell, Setipiprant, Saf kafein, RU58841 dönüşümlü olarak kullanıyorum minoxidil haftada 1-2 olacak şekilde kullanırım bazen haftayıda atlarım. Bu tedaviden önce Miracle vardı ve gerektiğinde etki tazelemek için tedaviye ekleyeceğim Ana amacım en hafif doğal ve yan etkisiz tedavileri deneyip aktarmak. Deneyimlerime göre en sorunsuz ve sağlıklı tedaviler sırasıyla Peptid, Setipiprant Cellagance Saf Kafein ve RU58841


    Mesajlara elimden geldiğince dönmeye çalışıyorum .

  6. #6
    SaçımınDoktoru Üyesi bendeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.09.2014
    Mesajlar
    730
    evet miracle onemli noktaya dokundun fazla tuketimlere dikkat edilmelidir bu işlerde sen daha ustasın dostum dogru soyluyosun bu arada senin buldugun losyona haftaya baslayacam propecia bitince

  7. #7
    Alıntı bendeniz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    evet miracle onemli noktaya dokundun fazla tuketimlere dikkat edilmelidir bu işlerde sen daha ustasın dostum dogru soyluyosun bu arada senin buldugun losyona haftaya baslayacam propecia bitince
    Bendeniz kardeşim soya acıbiber vb konularda tecrübelerin derin alternatif tedavi kısımlarında konu açıp arkadaşlara ışık turabilirsin bence tabi zamanın olduğunda ya da olursa.
    Karma Peptid, AdvanCell, Setipiprant, Saf kafein, RU58841 dönüşümlü olarak kullanıyorum minoxidil haftada 1-2 olacak şekilde kullanırım bazen haftayıda atlarım. Bu tedaviden önce Miracle vardı ve gerektiğinde etki tazelemek için tedaviye ekleyeceğim Ana amacım en hafif doğal ve yan etkisiz tedavileri deneyip aktarmak. Deneyimlerime göre en sorunsuz ve sağlıklı tedaviler sırasıyla Peptid, Setipiprant Cellagance Saf Kafein ve RU58841


    Mesajlara elimden geldiğince dönmeye çalışıyorum .

  8. #8
    SaçımınDoktoru Üyesi bendeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.09.2014
    Mesajlar
    730
    miracle kardes arastırmalarımdan bunları buldum konu acmayı bilmiyorum bazen sitelerde yabancı gordugum onemli bilgiyi buraya link vermek istiyorum onuda bilmiyorum böyle ortaya yazıyorumki bir kardesim linki vs bulur atar diye

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •