Sayfa 1/2 12 SonSon
12 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Vitamin D Reseptör Bozukluğu(VDR)

  1. #1
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    30.01.2020
    Mesajlar
    24

    Vitamin D Reseptör Bozukluğu(VDR)

    Merhaba arkadaşlar,konuyu yanlış yere açtıysam şimdiden özür dilerim.

    Saç dökülmesinin sebepleri arasında bu forumda detaylı bilgiler mevcut,bir çok etken olduğu biliniyor,ayrıntılara hiç değinmeyecem.

    Belirteceğim linklerde Östrojenin VDR genini aktive ettiği belirtiliyor,Vdr bozukluğu var ise ne kadar D2-3 alsak dahi pek etki etmiyor bu husus önemli.
    Kadınların erkekler gibi kelleşmemesindeki(en uç İstisnalar hariç) en büyük sırlardan birisi bu olabilir mi?
    Ben şöyle biliyorum ki erkek metabolizmasında Östrojen artarsa vücut erkekliğini korumak için etki-tepki olarak Dht'yi artırdığı olarak biliyorum,östrojenin fazlasını bundan ötürü tehlikeli görmüştüm,yanıldım mı?
    Kadınlarda ise saç dökülmesi menopoz ile yani östrojenin azalması ile olarak biliyorum.
    Ben saç dökülmesinde scalp üzerinde Androjen(AR) reseptörünün fazla olmasından ziyade Vitamin D reseptörün(VDR) olmaması ya da az olması olarak düşünüyorum , en azından şimdilik düşüncem bu yönde.

    Bir kaç link paylaşmak istiyorum
    https://saglikliolalim.com/kalsitrio...-dogal-yollar/
    (Bu linkte konu saç dökülmesi değil ama bizim üzerinde durduğumuz etkenlerden bahsedilmiş)

    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9886836
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15930183
    https://www.ahajournals.org/doi/full...aha.107.713339
    (Bu linkler Östrojen-Vdr pozitif ilişkisi ile ilgili çalışmalar)

    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17088408
    (Fitoöstrojen-Vdr pozitif ilişkisi)

    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9115169
    (Testosterone-Vdr pozitif ilişkisi)


    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17223552
    (Kafein-Vdr negatif ilişki )- Bu link biraz canımı sıktı yeşilçayı ve kahveyi çok severim

    Sizlerin düşünceleri önemli arkadaşlar,sizin bu konu hakkında yorumlarınız nedir ?

  2. #2
    Moderatör kami - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.06.2018
    Mesajlar
    1.469
    miracle üstadın eskiden belirttiği güneş ışığı ve vitamin d metabolizasyonu teorisine uygun görünüyor, ayrıca kellik sonucu doku adipoz doku oluyor ki bu östrojen yani vdr aktivesi için yapılmış olmasın?
    Kontrol altında topikal finasterid kullanmaktayım.
    Belirttiğim herhangi bir görüş veya düşünce, medikal anlam veya değer taşımamaktadır, bununla birlikte bütün sorumluluğun karşı tarafa ait olduğunu beyan ederim.

    Diğer forumlarda "kami" ismi altında bulunan hiçbir hesap bana ait değildir.

    Doktor kontrolü altında olmadan herhangi bir şey kullanmanızı tavsiye etmiyorum. Üstte de yazdığım gibi, bütün sorumlulukların karşı tarafa ait olduğunu bildirmek isterim. İyi forumlar.

  3. #3
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    23.12.2019
    Mesajlar
    23
    hocam size nasıl ulaşabilirim. Sizinle özel konuşmak istiyorum da

  4. #4
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    06.12.2019
    Mesajlar
    108
    Ama cogu d vit reseptoru aktive etmiyormu ben oyle biliyorum

  5. #5
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    30.01.2020
    Mesajlar
    24
    Evet arkadaşlar durmak yok bilimsel araştırmalara son sürat devam..

    Androjenik Alopesi yaşayan insanlar,Alopesi sorunu olmayan insanlara göre

    *Daha yüksek 5-Alf R. enzimi
    *Daha düşük toplam testosteron
    *Daha yüksek bağlanmamış/Serbest testosteron
    *Daha yüksek Dht ve androjen seviyeleri
    *Daha düşük Shbg,Fsh,epitestosteron belirlenmiş

    D vitamininin bu hormonlar ile etkileşimini çıkan olgu ve bulguları irdeleyelim

    (Ama şurası çok önemli bu çalışmalar nasıl ve ne şekilde yapıldı,deneklerin rutinleri,zaman faktörü vs ...)

    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21154195
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4504177/
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5817208/
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26004987
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26610790
    (Vit D-Testosteron ilişkisi)(+)

    Ama o kadar da iyimser yaklaşmamak lazım,karşıt tespitler de var elbet.
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30460609
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/29546692
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25557316
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31332821
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28938446
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28041602
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5218632/
    (Vit D -Testosteron ilişkisi)(Nötr)


    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20050857
    (Farelerde yapılan bir çalışma,ben şunu anladım ki bu durum hiç şaşmaz bu farelere ne versen yarıyor,yarın çıkıp
    farelere su verdik tüyleri çıkmaya başladı deseler şaşırmam,o sebepten kemirgenler ile yapılan deneyleri baz almıyorum)(Ya hu kardeşim anlayın artık,insan denekleri kullanın,fareler ile bizim Dna'mız aynı değğiiiiiiiiiilllll)
    (Bari fare değil şempanzeleri kullanın en azından %98 aynı Dna'mız)

    Neyse arkadaşlar çok fazla link vererek ayrıntı hamallığı yapmak istemiyorum,sonuçlar genel itibari ile böyle diyebilirim.

    Yorumlarınızı bekliyorum..

  6. #6
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    06.07.2018
    Mesajlar
    35
    Garip, benim total testosteron yüksek serbest düşük çıkıyor buna ek olarak dhea s yüksek. Kişiden kişiye degisiyor galiba

  7. #7
    Moderatör kami - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.06.2018
    Mesajlar
    1.469
    Alıntı Kadersiz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Evet arkadaşlar durmak yok bilimsel araştırmalara son sürat devam..

    Androjenik Alopesi yaşayan insanlar,Alopesi sorunu olmayan insanlara göre

    *Daha yüksek 5-Alf R. enzimi
    *Daha düşük toplam testosteron
    *Daha yüksek bağlanmamış/Serbest testosteron
    *Daha yüksek Dht ve androjen seviyeleri
    *Daha düşük Shbg,Fsh,epitestosteron belirlenmiş

    D vitamininin bu hormonlar ile etkileşimini çıkan olgu ve bulguları irdeleyelim

    (Ama şurası çok önemli bu çalışmalar nasıl ve ne şekilde yapıldı,deneklerin rutinleri,zaman faktörü vs ...)

    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21154195
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4504177/
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5817208/
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26004987
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26610790
    (Vit D-Testosteron ilişkisi)(+)

    Ama o kadar da iyimser yaklaşmamak lazım,karşıt tespitler de var elbet.
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30460609
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/29546692
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25557316
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31332821
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28938446
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28041602
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5218632/
    (Vit D -Testosteron ilişkisi)(Nötr)


    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20050857
    (Farelerde yapılan bir çalışma,ben şunu anladım ki bu durum hiç şaşmaz bu farelere ne versen yarıyor,yarın çıkıp
    farelere su verdik tüyleri çıkmaya başladı deseler şaşırmam,o sebepten kemirgenler ile yapılan deneyleri baz almıyorum)(Ya hu kardeşim anlayın artık,insan denekleri kullanın,fareler ile bizim Dna'mız aynı değğiiiiiiiiiilllll)
    (Bari fare değil şempanzeleri kullanın en azından %98 aynı Dna'mız)

    Neyse arkadaşlar çok fazla link vererek ayrıntı hamallığı yapmak istemiyorum,sonuçlar genel itibari ile böyle diyebilirim.

    Yorumlarınızı bekliyorum..
    güçleri ancak minicik fareye yetiyor yazık yavrucaklara
    Kontrol altında topikal finasterid kullanmaktayım.
    Belirttiğim herhangi bir görüş veya düşünce, medikal anlam veya değer taşımamaktadır, bununla birlikte bütün sorumluluğun karşı tarafa ait olduğunu beyan ederim.

    Diğer forumlarda "kami" ismi altında bulunan hiçbir hesap bana ait değildir.

    Doktor kontrolü altında olmadan herhangi bir şey kullanmanızı tavsiye etmiyorum. Üstte de yazdığım gibi, bütün sorumlulukların karşı tarafa ait olduğunu bildirmek isterim. İyi forumlar.

  8. #8
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    30.01.2020
    Mesajlar
    24
    Cornmax,aradığım cevaplar bu yöndeydi.
    Bende tetkikleri yaptıracam matematikte olasılık,kombinasyon bu yönde oluyor,bakalım benim sonuçlarım da seninle paralel olacak mı?
    Senin bu cümleni anektod notu olarak aklımda tutuyorum ama dökülmen genetik mi bu önemli yoksa d vitamini,insülin,tiroit vs .. metabolik sıkıntın yoksa anektod notu olarak bir kenara yazdım,sonuçları ben de bu başlıkta yazacam.

    Sonrasında düzenli D vitamini alıp 4 ve 8 hafta olarak tetkik ettirecem bakalım hormon değişimleri olacak mı yoksa aynı kalacak mı?

    Yeşil çay var yine aynı şekilde onları da 4 ve 8 hafta olarak düzenli olarak tüketip Dht testi olarak ölçtürecem,öncesinde randevu gününü bekliyorum.Rutinimi bozmamam lazım.

    Kardiyoloji ve üroloji sırasında bekleyen dayılara da bi göz gezdirecem,gerçekten alopesinin büyük bir hastalıkla ilgisi var mı 😁
    Gerçi bu gerçeği pek ifade etmez 50 yaşına kadar erkeklerin %50’si alopesiye az ya da çok maruz kalıyor.

    Kendi kendimin deneği oldum,bakalım sonuçlar nasıl tezahür edecek.

    Tavsiyeleri varsa üstadların dinlerim..

    Kami,
    Hiç sorma ya bi farelere rahat vermediler 😁

  9. #9
    Bağlantılardaki makaleleri okudum. D vitamininin testosterona etkisi bilinen bir şeydi ama böyle bilimsel kaynaklar üzerinden öğrenilmesi daha iç açıcı. Kaynaklarda D vitamini verilen farklı ırklardaki kişilerin total testosteronun arttığı belirtiliyor. (Birçok bilmediğim terminolojik kavram var o kavramları pek anladığım söylenemez)
    Fakat ben karşıt görüşleri daha mantıklı buldum. Günlük, eli 10 dakika boyunca güneşe tutmak D vitamini ihtiyacını zaten fazlasıyla karşılıyorken ek olarak aldığımız takviyelerin bir değişikliğe sebep olacağını sanmıyorum. Kaynaklarda da "sağlıklı erkeklerde" bir değişiklik olmadığını söylüyor...

  10. #10
    D vitamini ile ilgili bazı bilgileri netleştirmek daha faydalı olabilir. D vitaminini güneşten alıp vücudun sentezleyebilmesi için bazı şartlar gerekir. Öncelikle günlük güneşte durulması gereken süre ortalama 20 dakikadır. Fakat bu 20 dakika, ülkemizde güneş ışınlarının geliş açısına göre ancak Nisan ile Ekim aylarında öğle vakitlerinde olabilir. Bu zamanda da 20 dakika boyunca göğüs, sırt, vücudun yan tarafları ve bacaklar çıplak olarak güneşe göre dönülerek, vücudun heryeri eşit şekilde güneşi alacak şekilde olmalıdır. 20 dakika güneşlendikten sonra deri D vitaminini emip sentezlemesini tamamlamadan sabunlanılırsa bu etki de kaybolur. Yıkanacaksa ılık suyla sabunsuz yıkanmak gerekir.
    Yaşam şartlarımız hergün bu işlemi yapmaya elverişli olmadığından ve yazın imkanı olanların dahi yılda bir ya da iki haftalık tatilleri de tüm yılı geçirecek D vitaminini sentezleme imkanı vermediğinden takviyeler devreye girer.
    Takviye derken de hem üretim koşullarından yani birçok takviyenin hammadde formu ve içindeki katkı maddelerinden kaynaklı her takviye yeterli emilimi sağlamaz, işe yaramaz.
    Mümkün olduğunca katkı maddesiz ve D vitamini yağda eriyen bir tür olduğu için zeytinyağlı formunu kullanmak gerekir. Hatta ihtiyaç olan kadar D vitamini bir kaşık soğuk sıkım zeytinyağına damlatıp içmek en doğru yöntemdir.

    Bu aşamada D vitamini; bağışıklığımız, kanser, üreme sistemi, Saçlarımız üzerinde nasıl etki gösterir derken günlük ihtiyaç ve doz meselesini de düşünmek gerekir. Dünyadaki son araştırmalara ve Türkiye'de de yeni yeni gelişen Bütüncül tıp doktorlarına göre günlük D vitamini ihtiyacı 100 ıu veya 125 ıu çarpı kilo şeklindedir. Yani 80 kilo olan bir kişi 80*100=8000 ıu ile 80*125=10000 ıu arası D vitaminine günlük ihtiyaç duyar. Yani damlasında 1000 ıu olan D vitamini takviyelerinden 80 kilo bir kişi günlük ihtiyacı için 8 ya da 10 damla alabilir.
    Günlük 10000 ıu'nun uzun süreli kullanımların güvenli olduğu toksik etki yapmadığı düşünülür. Günlük ihtiyaç alırken de vücutta birikim yapmak da, fazlası alınmadıkça oldukça uzun sürer. Hastanelerde iğne yolu ile ya da bütün bir takviyenin bir anda alınmasıyla sağlanan şok yükselme ise, onu sabit tutacak ek günlük olarak yapılmadıkça seviyesini çok kısa süre korur.

    Bir mesele de vücutta D vitaminin düzeyi ne olmalıdır sorunudur. Türkiye'de laboratuvarlar farklı farklı değerlere aşağı ve üst limit belirler. Bunlar da ya D vitamininin vücuttaki işlevlerinin tam bilinmediği dönemlere ya da ölçüm alet, kit ve ekipmanlarının alındığı firmaların belirlediği limitlerdir.

    Kanserden, doğurganlığa kadar birçok sorun ve hastalıkta D vitaminin önemi ve belirlenen limitlerin yanlışlığı gün geçtikçe daha fazla görünür hale gelmektedir. Örneğin düşük yapan kadınlarla ilgili bir araştırmada D vitaminleri 20 ng/ml'den düşük çıkmıştır.
    Ayrıca D vitamini eksikliği kalsiyumun damarlarda birikmesini ve kireçlenme yapması sıkıntısını doğurur. Bu kireçlenme damarların yırtılarak inme, felç ve kalp krizini tetikler. Aynı zamanda kafamızdaki kalsifikasyon, kafa büyümesi, deri incelmesi de bununla ilgilidir.

    Ülkemizde referans aralıkları 20-40 ng/ml arasında ya da 30-50ng/ml arasında fakat dünyada ideal değerin 80-100 olması gerektiği tartışılıyor. Bu konu ile ilgili Prof.Dr. Ahmet Aydın'ın çalışmalarına bakılabilir. Türkiye'de bunu ilk ileri süren doktorlardandır.

    Yani saç ile ilgili olarak D vitamininin etkisini anlamak için bir dönem takviye kullandım fayda etmedi ya da güneşlendim fayda görmedim ya da kollarımdan, başımdan ellerimden zaten yıl boyu güneş görüyorum ama bir değişiklik olmadı demek subjektiflik olur. Etkisini anlamak için D vitamini seviyesini en azından 50 ng/ml li değerlere çıkarmak gerekir.

    D vitamini kullanımı da tek başına özellikle yeni kemik oluşumu, kireçlenme, kafa derisinde kalsifikasyon konusunda yetersiz dahası bir noktadan sonra da ters etki gösterir. Özellikle 30 ng/ml seviyesine geldikten sonra D vitamini yanında K2 vitaminini de kullanmak gerekir. Ki bu konuda da muhtelif görüşler var. D vitamini o kadar yükselmeden de kullanılabileceğine dair. K2 vitamini D vitamini ile birlikte çalışarak kalsiyumu kemik ve dişlere yönlendirir. Bu konuda çalışmalar ve tedavi sonuçları arttıkça buna uygun takviye üretimi de çoğaltılmıştır. Eczanelerde birkaç firmanın ürettiği katkı maddesiz, saf hammaddeli ve bakanlık onaylı D3 K2 damlaları bulunabilir.

    Fakat D3 ve K2 birlikte çalışırken bu arada da vücudun magnezyum ihtiyacı daha da artar. Magnezyum kalsiyumun kemiklere dağıtılıp işlenilmesi, kireçlenmenin çözülmesi için gereklidir. Genel anlamda yaşamın tüm anı için magnezyum önem taşır. Topraklarımız ilaçlarla kirlendiği için günlük ihtiyacımız olan magnezyumu besinlerden elde etmemiz çok zordur. Yediğimiz elmalar bundan 20 yıl önce yediklerimiz değiller.

    9 Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadin'in çalışmalarına göre erkelerde 400 mg günlük magnezyum ihtiyacı vardır. Bu magnezyumu çiğ kabak çekirdeği, badem, maden suyu gibi besinler ile yetmezse artı takviye ile almak gerekebilir. Alınacak takviye, bolca reçete edilen magnezyum oksit olursa etkili olmaz. 400 mg elementer sitrat veya gene elementer olarak diğer magnezyum türleri olabilir. B6 vitamini magnezyumun emilimini artırır bunun yanında da saç derisini kalınlaştırıcı etkisi vardır.

    Yani toparlarsak; D vitamini meselesini ancak bütüncül bir şekilde ele alırsak doğru değerlendirebiliriz ve faydasını görürüz. Neticede güneş yaşamın kaynağıdır. Genel sağlık için de saçlar ve saç derisi için de önemlidir. Eksik ele alınması faydalı olmadığı düşüncesini üretir ve hem sağlığımız hem saçlarımız için çok önemli bir etkenden mahrum kalırız.
    Bu konuya bütüncül çerçevede bakarsak fayda görebileceğimizi düşünüyorum.

Sayfa 1/2 12 SonSon

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •