Merhaba arkadaşlar.2015 yılının Ocak-Şubat aylarından itibaren saç dökülmesi yaşıyorum.O zamanlar 18 yaşındaydım ve çok yakın bir arkadaşım verteks kısmındaki ufak boşluğun sanki giderek genişlediğini söyleyerek uyarmıştı ilk olarak öyle farkında varmıştım.Sonrasında bir dermatoloğa gidip saçlı derinin yakından incelenmesiyle androgenetik alopesi teşhisi konmuştu ve genetik dökülme sahibi olduğum tescillenmişti.İlk o gün forumumuzu bulmuştum.Google araştırmalarında en çok konu veren forum sacimindoktoru forumu idi ve gerçekten de o zamandan itibaren forumu takip ederek androgenetik saç dökülmesinin mekanizması,bununla nasıl mücadele edilebileceği hakkında dermatologların dahi boşladığı ve uğraşmadığı birçok yaratıcı özgün tedaviye rastladım.Bu süreçte yer yer minoxidil,yer yer miracle losyon,seti ve cell kullanarak saç dökülmemi tamamıyla durduramasam da yavaşlatabildim ve hala 18 yaşındaki saçlarımdan çok uzakta değil.O zaman ki duruma kıyasla biraz daha açılmış vaziyette ancak yakından incelenmedikçe genetik dökülmeye sahip birisi olduğumun anlaşılması henüz pek mümkün değil.Bu açıdan başta Miracle üstad olmak üzere tüm forum emekçilerine teşekkürlerimi iletmek isteyip bahsedeceğim konuya geçiyorum.Finasterid ve Dutasterid.Herkesin bildiği gibi androgenetik alopesideki en etkili iki etken.Her ne kadar çok kaliteli topikal etkenler geliştirmiş olsak ve bunlardan yer yer sonuçlar almış olsak da piyasadaki ve eldeki hiçbir etken ne yazık ki bu bu iki maddenin yapacağı saç tutma ve çıkış etkisini gerçekleştiremiyor.Bu neredeyse herkes tarafından kabul edilmiş boyutta bir hadise.Durum böyleyken neden bu etkenlerden kaçınıyoruz diyecek olursak o ünlü yan etkiler tabiki de.Cinsel fonksiyon bozukluğu,beyinle ilgili yan etkiler ve intihar arzusunun gelişmesi vb.Daha da kötüsü bu etkiler kalıcı olabileceği üzerine olan tartışma.Birazdan söyleyeceklerim yüzünden belki ağır eleştirileceğim ya da herhangi bir ilaç şirketini savunduğum düşünelecek ancak sadece etken maddeler üzerinden konuşuyorum ki bildiğim kadarıyla her iki etken maddenin ruhsatı bitmiş durumda yani generic üreticiler tarafından üretilebiliyor.Şimdi söyleyeceklerime gelecek olursak.Arkadaşlar hem finasterid hem de dutasterid hakkında yapılan,tarafsız saha,double-blind ve kontrol gruplarının yer aldığı meta çalışmalarda,ne finasterid ne de dutasterid'in yan etki görülme sıklığının yüzde 4-5 gibi rakamları geçtiği gözlemlenmiyor.Bunlar ciddi meta araştırmalar ve karşı taraftaki plasebo grubuyla yan etki yüzdeleri neredeyse kafa kafaya çıkıyor.Bu yapılan çalışmalar ilaç şirketinden tamamen bağımsız çalışmalar.Yan etki yüzdesi bazı çalışamalarda %2 iken en fazla %5 e kadar çıkan çalışmalar var ve bu azınlık grubun ilacı bıraktıktan sonra yan etkilerin tamamen ortadan kalktığı gözlemleniyor.Aksini gösteren sadece iki çalışma var.Birisi fareler üzerinde yapılan ve insanlarla kıyaslandığında dozun yaklaşık 360 mg finasteride denk geldiği bir çalışma.Orada farelerin penis dokuları zarar görüyordu.Bir diğeri de Irwig'in yaptığı çalışma ancak double-blind değil ve kontrol grubu yok üstelik kişileri propeciahelp sitesinden elle seçiyor.Durum böyleyken siz değerli forum üyelerinin yorumlarını gerçekten merak ediyorum.Ben de yan etki dolayısıyla şu ana dek ne fin ne de dut kullanmadım aklımda hep bir soru işareti olarak kaldı.Bu konuyu tartışmaya açmak istedim.Fin denen ilaç 23 yıldır saç dökülmesi için fda onayı bulunan bir ilaç dut ise 2002'den beri yani 18 yıldır piyasada.Bu ilaçlarla ilgili birçok veri var ve tarafsız verilerde yan etkili profilleri ciddi görünmüyor.Bu durumu aklımı karıştırıyor.Acaba fin ve dut gerçekten de günah keçisine çevrilmiş ilaçlar olabilir mi?Bu etkili ilaçları saçma bir korku yüzünden kullanmayıp işimizi zorlaştırıyor olabilir miyiz?Yoksa gerçekten de bazı kullanıcıların iddia ettiği gibi zehirden farksız ve hakkındaki gerçeklerin gizlendiği ilaçlar mı?