Sayfa 1/6 123 ... SonSon
56 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Saç oluşumu,beslenme ,tropikal solüsyonlar ,bitkisel ve DHT engelleyiciler v.s...

  1. #1
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    17.05.2019
    Mesajlar
    27

    Saç oluşumu,beslenme ,tropikal solüsyonlar ,bitkisel ve DHT engelleyiciler v.s...

    Arkadaşlar öncelikler merhabalar,

    Kendi hikayemi sizinle paylaşıp bundan sonraki süreç için bilgi alış verişinde bulunmak istiyorum.
    Özel sektörde kimyager olarak çalışmaktayım.2018 Ağustos ayında saç ekimi gerçekleştirdim ve bu süreç sonunda mevcut saçların korunması ve ölmeye yüz tutmuş saçların çeşitli yollarla tekrar canlanabileceğini öğrendim.
    Bu forumla tanışmadan önce yakın bir arkadaşımın gaziantepten aldığı bir solüsyonla saçlarını geri kazandığı görünce bende saçımın arka bölgesi için kullanmaya başladım.Kullanımın 2. ayında mesleğim gereği ve forumunuzdan okuduklarım neticesinde.ilacın finansterid+minoksidil türevlerine benzediğini tespit ettim ve yazığım şekilde bir solüsyon hazırladım.Sonuç olarak saç ekimi ve saç solüsyonu işe yaradı.3 ay gibi bir zamanda saçımın arka tarafı iyice kapandı.
    forumun sayesinde bu solüsyonun yan etkisi olabileceğini düşünerek alternatif bir tropikal karışım arayışı içerisinde girdim.Tabiki bu süreçte sayısı yerli ve yabancı kaynak okudum.Müsadeniz ile işe beslenmeden başlayalım.Bu süreçte sizlenden gelecek değerli bilgilere de açık olacağım.Çünkü bilgi paylaştıkça güzeldir.

    Saçlarını kelliklerine göre kaybeden herkes, hayatlarının bir noktasında, saç dökülmesinin geri dönüşümlü olup olmadığını merak eder .Saç dökülmesi olan birçok kişi, saç dökülmesini tersine çevirmek için yapabileceklerinin hiçbir şeyin olmadığını kabul eder.Neyse ki bu forumda öyle değil.Bu kapsamda piyasada sayısızca ilaç kullanılıyor ama bende tıpkı miracle gibi doğal tedavi ile geri döşüşüm yapmak istiyorum.Saç dökülmesinin geri dönüşümlü olmasının temel nedeni, erkek (ve dişi) kelliklerin doğal olmamasıdır. Modern yaşamın bir yan etkisidir ve ilk başta saç dökülmesine neden olan diyet ve yaşam tarzı alışkanlıkları vardır.Neyse ki, bu da doğru yapıldığında saç dökülmesini tersine çevirebilecek diyet ve yaşam tarzı alışkanlıkları olduğu anlamına gelir.Ha unutmadan söylemeliyim saç folekülü olduğu sürece saç kalınlaşır ve eski halini alır (bahsettiğim sarı sarı güçsüz tüylerdir) neyseki bu foleküller çook uzun süre hayatta kalır.
    ediğimiz yiyecekler, metabolize edildikten sonra vücudumuzda metabolik atık olarak bilinen şeyi bırakır.

    Yediğimiz yiyecek türüne bağlı olarak sindirim sonucunda kalan kül (atık yada posada denilebilir) vücudumuzda net asidik veya net alkali etkiye sahip olacaktır.
    Bu, yediğimiz her yemeğin vücudumuzu daha asitli veya daha fazla alkalin yapacağı anlamına gelir.Doğru pH değerine sahip olmak vücudumuzdaki güçlü sağlık için çok önemlidir, çünkü hücrelerimiz, hormonlarımız, mitokondri ve vücudumuzdaki hemen hemen her şey çok daha verimli çalışır. doğru şartlarda.
    Doğal ve sağlıklı pH'ımız hafif bir alkalin 7.4 olmalıdır.
    Yararlı enzimler ve hormonlar etkili olmak için kesin alkali koşullara sahip olmalı, yıkıcı enzimler, hormonlar ve hastalıklar ise asidik koşullar altında ortaya çıkmalıdır.
    Bu saç dökülmesini nasıl etkiler, soruyor olabilirsiniz? PH dengesi açısından bu, saç çizgimizi hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkiler.

    İlk önce asidozun dolaylı etkilerini tartışalım (kanda, hücrelerde ve dokularda çok fazla asitlik). Vücudumuz yiyecek seçeneklerimiz nedeniyle daha asidik hale geldikçe, mikrop ve bakteri gibi hastalıklar gelişir.Vücudumuz asidozun neden olduğu hastalıklarla başa çıkarken, vücudumuzda dikkat çekici tüketim amacıyla saç büyütmek için enerji ve kaynak yoktur, bu nedenle yeni saç büyümesi yavaşça durur.Bunu döndürebilir ve vücudumuzu alkalize ederek lehimize kullanabiliriz, böylece hastalık ve bakteriler bu koşullarda hayatta kalamazlar.

    Şimdi asidozun doğrudan saçımızın gücünü, kalınlığını, örtüsünü ve rengini nasıl etkilediğine bakalım. Vücut, net asitli yiyeceklerin saldırısı altında ideal pH dengesini (pH 7.4) korumaya çalıştığında, asiditeyi tamponlamak (iptal etmek) için vücudumuzun bazı kısımlarını geri almak (süzmek) gerekir.Asit ve alkalinin birbirlerini iptal ettiklerini (yani birbirlerini nötralize ettiklerini) kimya sınıfından hatırlayın.Bizim için en önemlisi, vücut asitleri (yani net alkalin kısımlarla nötralize eder) besin maddelerini vücudumuzun daha az önemli olan kısımlarından süzerek (çırparak) tamponlar.
    Sağlığımızı korumak için asitliği tamponlamanın en iyi yolu azot ve kalsiyumu süzmektir.
    En iyi azot kaynaklarından biri, keratin adı verilen baş kıllarında bulunan spesifik protein gibi proteindir. Bu amino asit saç molekülünün çoğunluğunu oluşturur.Çoğu insanda elde edilen sonuç , saçlarının uzaması , renk ve doygunlukta, mukavemet ve kalınlıkta bir azalma ve ardından saç çizgisinde durgunluk yavaşlamasıdır.Ancak asidoz kendini gösterir, bu kısa süreli belirtiler daha ciddi hastalıkların yolda olduğuna dair uyarı işaretleri olmalıdır. Neyse ki cevap basit.Vücudunuzu doğal pH'ına geri döndürerek saçlarınızın doğal büyümesini sağlayın.

    Bugünün özeti şöyle olsun...Saç sağlığınız için kötü ortamlar oluşturan yapıları kovmak ve inhibe edebilmek için kendimizi parçalıyoruz.Oysaki bu ortamın oluşmasını önleyerek savaşımızda çok daha avantajlı olabileceğiz.Sonrasında yaptığımız tedavi ise bize beklenilenden çok daha fazla katkı sağlayacaktır.Unutmayın vücudunuz ne kadar olumsuz etki yaparsa kullanılan ilaç ve tedavilerin etkisi o kadar azalacaktır.Bugünlük bu kadar ama beslenme için gerekenleri de sizlerden gelen yorumlara göre devam edeceğim.Sonraki aşamalar tropikal solüsyonlar ve saça zarar veren yapıların ortadan (dht v.s.) kolayca kaldırılması olacak...

  2. #2
    SaçımınDoktoru Üyesi
    Üyelik tarihi
    20.04.2015
    Mesajlar
    778
    Alıntı jimmy23 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Arkadaşlar öncelikler merhabalar,

    Kendi hikayemi sizinle paylaşıp bundan sonraki süreç için bilgi alış verişinde bulunmak istiyorum.
    Özel sektörde kimyager olarak çalışmaktayım.2018 Ağustos ayında saç ekimi gerçekleştirdim ve bu süreç sonunda mevcut saçların korunması ve ölmeye yüz tutmuş saçların çeşitli yollarla tekrar canlanabileceğini öğrendim.
    Bu forumla tanışmadan önce yakın bir arkadaşımın gaziantepten aldığı bir solüsyonla saçlarını geri kazandığı görünce bende saçımın arka bölgesi için kullanmaya başladım.Kullanımın 2. ayında mesleğim gereği ve forumunuzdan okuduklarım neticesinde.ilacın finansterid+minoksidil türevlerine benzediğini tespit ettim ve yazığım şekilde bir solüsyon hazırladım.Sonuç olarak saç ekimi ve saç solüsyonu işe yaradı.3 ay gibi bir zamanda saçımın arka tarafı iyice kapandı.
    forumun sayesinde bu solüsyonun yan etkisi olabileceğini düşünerek alternatif bir tropikal karışım arayışı içerisinde girdim.Tabiki bu süreçte sayısı yerli ve yabancı kaynak okudum.Müsadeniz ile işe beslenmeden başlayalım.Bu süreçte sizlenden gelecek değerli bilgilere de açık olacağım.Çünkü bilgi paylaştıkça güzeldir.

    Saçlarını kelliklerine göre kaybeden herkes, hayatlarının bir noktasında, saç dökülmesinin geri dönüşümlü olup olmadığını merak eder .Saç dökülmesi olan birçok kişi, saç dökülmesini tersine çevirmek için yapabileceklerinin hiçbir şeyin olmadığını kabul eder.Neyse ki bu forumda öyle değil.Bu kapsamda piyasada sayısızca ilaç kullanılıyor ama bende tıpkı miracle gibi doğal tedavi ile geri döşüşüm yapmak istiyorum.Saç dökülmesinin geri dönüşümlü olmasının temel nedeni, erkek (ve dişi) kelliklerin doğal olmamasıdır. Modern yaşamın bir yan etkisidir ve ilk başta saç dökülmesine neden olan diyet ve yaşam tarzı alışkanlıkları vardır.Neyse ki, bu da doğru yapıldığında saç dökülmesini tersine çevirebilecek diyet ve yaşam tarzı alışkanlıkları olduğu anlamına gelir.Ha unutmadan söylemeliyim saç folekülü olduğu sürece saç kalınlaşır ve eski halini alır (bahsettiğim sarı sarı güçsüz tüylerdir) neyseki bu foleküller çook uzun süre hayatta kalır.
    ediğimiz yiyecekler, metabolize edildikten sonra vücudumuzda metabolik atık olarak bilinen şeyi bırakır.

    Yediğimiz yiyecek türüne bağlı olarak sindirim sonucunda kalan kül (atık yada posada denilebilir) vücudumuzda net asidik veya net alkali etkiye sahip olacaktır.
    Bu, yediğimiz her yemeğin vücudumuzu daha asitli veya daha fazla alkalin yapacağı anlamına gelir.Doğru pH değerine sahip olmak vücudumuzdaki güçlü sağlık için çok önemlidir, çünkü hücrelerimiz, hormonlarımız, mitokondri ve vücudumuzdaki hemen hemen her şey çok daha verimli çalışır. doğru şartlarda.
    Doğal ve sağlıklı pH'ımız hafif bir alkalin 7.4 olmalıdır.
    Yararlı enzimler ve hormonlar etkili olmak için kesin alkali koşullara sahip olmalı, yıkıcı enzimler, hormonlar ve hastalıklar ise asidik koşullar altında ortaya çıkmalıdır.
    Bu saç dökülmesini nasıl etkiler, soruyor olabilirsiniz? PH dengesi açısından bu, saç çizgimizi hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkiler.

    İlk önce asidozun dolaylı etkilerini tartışalım (kanda, hücrelerde ve dokularda çok fazla asitlik). Vücudumuz yiyecek seçeneklerimiz nedeniyle daha asidik hale geldikçe, mikrop ve bakteri gibi hastalıklar gelişir.Vücudumuz asidozun neden olduğu hastalıklarla başa çıkarken, vücudumuzda dikkat çekici tüketim amacıyla saç büyütmek için enerji ve kaynak yoktur, bu nedenle yeni saç büyümesi yavaşça durur.Bunu döndürebilir ve vücudumuzu alkalize ederek lehimize kullanabiliriz, böylece hastalık ve bakteriler bu koşullarda hayatta kalamazlar.

    Şimdi asidozun doğrudan saçımızın gücünü, kalınlığını, örtüsünü ve rengini nasıl etkilediğine bakalım. Vücut, net asitli yiyeceklerin saldırısı altında ideal pH dengesini (pH 7.4) korumaya çalıştığında, asiditeyi tamponlamak (iptal etmek) için vücudumuzun bazı kısımlarını geri almak (süzmek) gerekir.Asit ve alkalinin birbirlerini iptal ettiklerini (yani birbirlerini nötralize ettiklerini) kimya sınıfından hatırlayın.Bizim için en önemlisi, vücut asitleri (yani net alkalin kısımlarla nötralize eder) besin maddelerini vücudumuzun daha az önemli olan kısımlarından süzerek (çırparak) tamponlar.
    Sağlığımızı korumak için asitliği tamponlamanın en iyi yolu azot ve kalsiyumu süzmektir.
    En iyi azot kaynaklarından biri, keratin adı verilen baş kıllarında bulunan spesifik protein gibi proteindir. Bu amino asit saç molekülünün çoğunluğunu oluşturur.Çoğu insanda elde edilen sonuç , saçlarının uzaması , renk ve doygunlukta, mukavemet ve kalınlıkta bir azalma ve ardından saç çizgisinde durgunluk yavaşlamasıdır.Ancak asidoz kendini gösterir, bu kısa süreli belirtiler daha ciddi hastalıkların yolda olduğuna dair uyarı işaretleri olmalıdır. Neyse ki cevap basit.Vücudunuzu doğal pH'ına geri döndürerek saçlarınızın doğal büyümesini sağlayın.

    Bugünün özeti şöyle olsun...Saç sağlığınız için kötü ortamlar oluşturan yapıları kovmak ve inhibe edebilmek için kendimizi parçalıyoruz.Oysaki bu ortamın oluşmasını önleyerek savaşımızda çok daha avantajlı olabileceğiz.Sonrasında yaptığımız tedavi ise bize beklenilenden çok daha fazla katkı sağlayacaktır.Unutmayın vücudunuz ne kadar olumsuz etki yaparsa kullanılan ilaç ve tedavilerin etkisi o kadar azalacaktır.Bugünlük bu kadar ama beslenme için gerekenleri de sizlerden gelen yorumlara göre devam edeceğim.Sonraki aşamalar tropikal solüsyonlar ve saça zarar veren yapıların ortadan (dht v.s.) kolayca kaldırılması olacak...
    faydali pahlasim devamini bekliyorum. Sen bilgili bir arkadasa benziyosun. benimde kendi denedigim bir tedavi var topikal krem yaptim kemdimce emilim felan hersey yolunda ama yan etkide var sanirim. tam emin degilim henuz. fayda gorursem burdan paylasim yapacagim kendinizimde hazirlayabilecegi bir urun olacak. dermaroller ve minoxidilde kullaniyorum beraberinde minox tek basina etki etmiyor uzun sure sadece minox kullandigim icin bunu net soyleyebilirim. Yan etki konusunda belki dozu ayarlayarak yan etki sifira yakin olabilir. deneyip gorucem. ilerleme olursa burdan paylasacagim benim sorunum sakak ve on cizgi geri kalan kisimlar normal
    minox+cell losyon+proscar
    not:velluslar papilla olana kadar bu siteden ayrilmayacagim.

  3. #3
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    17.05.2019
    Mesajlar
    27
    evet kardeş ilk önce kaynaktaki sorunları çözelim zaten diğer arkadaşlar bizlere katkı yaptığında en iyi çözümü bulmaya çalışacaz.

  4. #4
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    17.05.2019
    Mesajlar
    27
    Bir önceki yazıda işe saç için olumsuz durumun başlangıcı olan kötü ortamların azaltılması gerektiğinden bahsettik.Devam edecek olursa yapmamız gereken daha bazik bir ortam oluşturmak olacaktır.Böylece saç için olumsuz durumların (sht,pgd2 v.b.) oluşmasını minimize edeceğiz.

    Peki alkalinitenin saç uzaması ile ne ilgisi var?
    1-Testosteronun DHT'ye dönüşümünde rol oynayan enzim 5-alfa redüktaz, en iyi 5.5 pH değerinde çalışır.Bu daha asidik bir ortamda büyür demektir.Alkali gıdalar dengeyi daha fazla alkalin serum pH'a yönlendirebilirse, 5-alfa redüktaz azaltılmış bir kapasitede çalışacaktır.Buda kelleşen kadın ve erkeklere faydalı olan daha az DHT üretileceği anlamına gelebilir.Öyleyse diyetlerimde nasıl daha fazla alkali yiyecek bulabilirim?Alkali yiyecekler arasında sebzeler (özellikle lahanalı sebzeler), taze meyveler, otlar ve birçok baharat bulunur. Filizlenmiş tohumlar ve baklagiller de alkalidir.
    Ve bu yiyecek gruplarını kesinlikle günlük öğünlerinize ve tariflerinize ekleyebilseniz de, daha kolay bir yol var: sebze suyu sıkma.Meyve ve sebzelerin sıkılması, vücudunuzu alkali hale getirmenin en hızlı yoludur.

    2-Saç dökülmesine ve saç büyümesinin yavaşlamasına neden olabilecek en büyük şeylerden biri toksik birikimdir. Vücudun içindeki toksinler saç dökülmesine neden olabileceğinden, genel etki, saçların daha yavaş uzadığı ve yaşlı (daha uzun) saçların daha çabuk düştüğü görünmesidir.Toksinlerin vücutta birikebileceği yollardan biri, kirli olan bir kolondur. Kolon kirliyse, beslenmenizdeki gıdaları vücudunuzda saç elde etmek için kullanılabileceği yerlere de sokmakta zorlanacaksınız.Bu nedenlerden ötürü, kolonunuzu temiz tutmak hızlı saç büyümesi için kesinlikle önemlidir ve kolonu temiz tutmanın en iyi yolu, içinde bol miktarda lif bulunan yiyecekleri yemektir.Lifli yiyecekler kelimenin tam anlamıyla bir fırça gibi davranır, her ekip zamanı temiz ve engellenmemiş halde tutarak kolonu temizler. Lifli gıdalar, tipik olarak işlenmiş ve sıkıntılı gıdalar bunun tersini yapar.Sindirim sistemi boyunca yavaşça hareket ederler, her şeyi yapışır ve kaplarlar, etkilenmiş mukus izlerini bırakırlar.Bu nedenle rafine karbonhidratlar, süt ürünleri, artı pizza gibi etler, yedikten sonra kendinizi çok sıkıntılı ve yorgun hissetmenize neden olabilir. Vücudunuz onu sindirmek için zor bulur ve doğal olmayan kombinasyon yapışkan ve aşırı duygusal. Kolonun tıkanması için mükemmel kombinasyon.İnsan evriminin% 99.9'u için yediğimiz besinler lif bakımından doğal olarak yüksek, ancak modern besinlerimiz işleniyor ve liflerin çoğu (ve doğal sindirim enzimleri) bu süreçten sıyrılıyor.Lif olmadan besinler kolon duvarlarına yapışır, atık ürünlerin atılmasını ve beslenmemizdeki besinlerin emilmesini durdurur. Bunların her ikisi de saç büyümesi için gerçekten kötü olabilir.Hemen hemen tüm doğal bitki bazlı gıdalar doğal olarak lif bakımından yüksektir. Fasulye, kuruyemiş, tohum, meyve ve kuru meyve ve sebzelerin yanı sıra kepekli tahıllar ve yulafta vücudunuzun kolonu temiz tutması, toksinleri dışarıda tutması ve en fazla beslenmeyi elde etmesi için ihtiyaç duyduğu lifler bulunur.
    3-Probiyotik gıdalar
    Lifli besinler diyetinize eklemeniz gereken tek şey değildir. Sağlıklı bir bağırsağa ve dolayısıyla sağlıklı bir vücuda katkıda bulunan birçok yiyecek vardır. Ancak bağırsaklar için en iyi besin probiyotiklerdir.unutmayın bağırsaklarımızın saç kalitesindeki rolü oldukça yüksektir.Çünki emilimim yapıldığı ana kaynaktır.Kısacası, probiyotikler canlı mikroorganizmalardır.Genellikle sindirim sistemini desteklemeye yardımcı olarak vücudunuzun 'iyi' bakteri olarak adlandırılırlar.

    bu yazdıklarımdan sonra artık beslenmenin ana maddelerini geçiyoruz.Ama yinede günlük olarak yeme ve içmemize eklemeler yapacağız.Özet olarak ise bol sebze,meyve,probiyotikler,bakliyatlar ve olmazsa olmazımız kuruyemişler (Proteinler, esansiyel yağ asitleri, omega yağları ve iz mineralleri içerirler).

  5. #5
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    17.05.2019
    Mesajlar
    27
    Androgenetik Alopesi (AGA)
    AGA'nın kesin nedeni bilinmemektedir, ancak androjen DHT'nin büyük bir suçlu olduğuna inanılmaktadır. Peki nasıl üretiliyor?DHT vücutta üç yerde üretilir: testisler, prostat ve saç kökleri. Testosteron (erkek cinsiyet hormonu) ve 5AR (bir androjen) arasındaki etkileşimin bir sonucudur. Daha sonra DHT fazlalığı saç köklerine yapışır ve AGA'lı bireylerde bu, iltihaplanma ve tahrişe yol açar.
    Enflamasyon devam ettikçe saç minyatürleşmesi olarak bilinen bir işlemle sonuçlanır.

    Alopesi Areata (AA)
    Alopesi Areata otoimmün bir durumdur. Bağışıklık sistemi saç köklerinin yabancı olduğuna inandığında ve onlara saldırdığında meydana gelir.AA'nın ana semptomu, hiçbir yerden ortaya çıkmamış görünen yamalı kelliktir. Bu saç dökülmesi tipik olarak saç derisinde meydana gelir, ancak durumun daha ileri formları yüz ve kafadaki toplam saç dökülmesine ( Alopesi Totalis ) ve vücudun tamamındaki saç dökülmesine (Alopesi Universalis) yol açar .İnanılmaz derecede yaygın olmamakla birlikte, bu durum yalnızca ABD'de 6 milyondan fazla kadın ve erkeği etkilemektedir.

    Beslenme Eksiklikleri
    Yediğimiz besinler vücudumuza kalsiyum, demir ve potasyum gibi önemli besinleri sağlar . Ancak, zayıf bir diyet veya emilim bozukluğu sorunları, vücudunuzun en iyi şekilde çalışmasını sağlamak için gereken vitaminleri ve besinleri almadığı anlamına gelebilir.Beslenme eksiklikleri, uzun süreli saç dökülmesinin yaygın bir nedeni değildir, ancak geçici incelme ve kellikle sonuçlanabilir. Bu özellikle demir, niasin , biotin ve E vitamini dahil olmak üzere en hayati besleyici kıllardan birkaçında düşük olduğunuzda geçerlidir .Neyse ki, beslenme yetersizlikleri gelişmiş bir diyet ve bazı durumlarda vitamin takviyesi ile çözülebilir. Daha fazla alım ile, kansızlık, kilo kaybı ve saç dökülmesi gibi zayıf diyet belirtilerinden kaçınabilirsiniz.Ben bu kapsamda vitamin takviyesi almaya başladım.

    Bunların yanında,kronik hastalıklar,kullanılan ilaçlar,psikoloji,zihinsel ve fiziksel stres ve hormonlarda başlıca saç için olumsuz etki sebepleridir.

  6. #6
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    17.05.2019
    Mesajlar
    27
    Beslenme ve birkaç faydalı bilgiden sonra asıl konuya gelmemiz gerekiyor.Bu konuda Hairguard adlı bilimsel araştırmaları değerlendiren bir siteden faydalandığımı belirtmek isterim.

    Konunun başında söylediğimiz gibi tamamen bitkisel (doğal) tedavi ve solüsyonlar hazılamaktı amacımız.Herkesin yoğunlukla bildiği ve saça iyi gelecek bazı bitkisel yağlardan başlamak istiyorum.

    ilk olarak saç gelişiminde FDA tarafından onaylı olan minoxidil ve Finasterid'i herkes tanıyor.Saç oluşumu için kesinleşmiş kanıtlar ve deneyler var ama biz yan etkilerinden dolayı bunlara bir alternatif bulacağız...

    1-NANE YAĞI:mutfakta, aromaterapi tedavilerinde ve hatta pestisitlerde kullanılır. Ama size saç dökülmesini tedavi etmede minoksidilden% 60 daha etkili olduğu kanıtlandıysa ne olur ?
    2014 yılında Koreli araştırmacılar Minoxidil'in etkinliğini iki ayrı yağla karşılaştırmak farelerde testler yaptılar.Bu arada ben deneylerde hayvanların kullanılmasını tesvip etmiyorum.
    yapılan deneyde fareleri salin - jojoba yağı -%3 minoxidil son olarakta %3'lük nane yağı karışımı denediler ve sonuç inanılmaz.%3'lük nane yağı minox'dan %60 daha fazla pozitif büyüme sağlamıştır.

    2-BİBERİYE YAĞI:aromaterapi karışımlarında yaygın olarak bulunan çam kokulu bir yağ. Bununla birlikte, saç büyümesinin uyarılmasında da yardımcı olduğu gösterilmiştir.20013 yılında, araştırmacılar farklı biberiye yaprağı ekstresi konsantrasyonlarının farelerdeki etkinliğini test etmişlerdir. Amaçları, saç büyümesini teşvik edip etmediğini ve eğer öyleyse, ne kadar arttırdığını belirlemekti.Farelere önce saçlarının büyümesi testosteron tedavisi ile kesintiye uğradı ve sonra yağ, belirli bir süre boyunca çeşitli konsantrasyonlarda uygulandı.iberiye özü sadece saç büyümesini desteklemediğini kanıtlamakla kalmadı, aynı zamanda antiandrojenetik aktivite gösterdiği de tespit edildi. Androjenler (DHT yani DHT) folikül minyatürizasyonu ve saç dökülmesinin önemli bir nedeni olduğundan, AGA'lılar için faydalıdır.

    3-MAGNEZYUM YAĞI:taşıyıcı yağlar, esansiyel yağ işlemlerine önemli bir katkı sağlar ve aralarından seçim yapabileceğiniz çok fazla şey vardır. En iyilerinden biri de, magnezyum yağıdır.Bu yağ, saç derisini ve saçı nemlendirdiği ve temizlediği bilinen kozmetik ürünlerinde yaygın olarak bulunur. Aynı zamanda aşırı kalsiyum birikiminin neden olduğu gibi cildin kalınlaşması olan kalsifikasyonla mücadelede rol oynar.Sadece magnezyum yağı uygulayabilirsiniz, ancak yukarıda belirtilen uçucu yağlardan birini (veya her ikisini) birlikte kullanmanızı tavsiye ederim. İyi bir kural, her bir damla esans yağı ile birlikte 5 mL magnezyum yağıdır.

    4-KABAK ÇEKİRDEĞİ YAĞI:Kabaklar, toprağa yakın ilişkisi olan tüm bitkiler gibi mükemmel bir mineral besin kaynağıdırKabak çekirdeği, ekstraktlar ve yağ hepsi çok iyi mineral kaynaklarıdır; fosfor, magnezyum , manganez ve bakır ve iyi mineraller çinko ve demir kaynaklarıdır .Kabak çekirdeği çok çeşitli antioksidanlara sahiptir. Örneğin, ikisi yakın zamanda keşfedilen çok çeşitli E Vitamini formları içerirler.ayrıca çokda güçlü bir Antienflamatuvar etksi vardır.Kabak çekirdeği yağından izole edilen yağ asitleri, tıpta iltihap önleyici özellikleri nedeniyle kullanılmıştır ve başlıca linoleik, ardından oleik, palmitik ve stearik asidi içerir.Yapılan araştırmalar sonucunda dht engelleyi olaran saç oluşum sürecine çok katkı sağlamaktadır.

    Bu yağların dışında;badem,hindistan cevizi,emu,ısırgan otu,hint yağlarıda bunlar örnek verilebilir.İlerleyen yazışmalarda kullanımlarınıda paylaşacağım.Herkes kendine göre olan karışımı hazırlayıp kullanabilir.
    unutmayın altın kural:5 ml taşıyıcı yağa 1 damla esansiyel yağ oranı ile hazırlanmalılar.

  7. #7
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    20.11.2016
    Mesajlar
    14
    Alıntı jimmy23 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Beslenme ve birkaç faydalı bilgiden sonra asıl konuya gelmemiz gerekiyor.Bu konuda Hairguard adlı bilimsel araştırmaları değerlendiren bir siteden faydalandığımı belirtmek isterim.

    Konunun başında söylediğimiz gibi tamamen bitkisel (doğal) tedavi ve solüsyonlar hazılamaktı amacımız.Herkesin yoğunlukla bildiği ve saça iyi gelecek bazı bitkisel yağlardan başlamak istiyorum.

    ilk olarak saç gelişiminde FDA tarafından onaylı olan minoxidil ve Finasterid'i herkes tanıyor.Saç oluşumu için kesinleşmiş kanıtlar ve deneyler var ama biz yan etkilerinden dolayı bunlara bir alternatif bulacağız...

    1-NANE YAĞI:mutfakta, aromaterapi tedavilerinde ve hatta pestisitlerde kullanılır. Ama size saç dökülmesini tedavi etmede minoksidilden% 60 daha etkili olduğu kanıtlandıysa ne olur ?
    2014 yılında Koreli araştırmacılar Minoxidil'in etkinliğini iki ayrı yağla karşılaştırmak farelerde testler yaptılar.Bu arada ben deneylerde hayvanların kullanılmasını tesvip etmiyorum.
    yapılan deneyde fareleri salin - jojoba yağı -%3 minoxidil son olarakta %3'lük nane yağı karışımı denediler ve sonuç inanılmaz.%3'lük nane yağı minox'dan %60 daha fazla pozitif büyüme sağlamıştır.

    2-BİBERİYE YAĞI:aromaterapi karışımlarında yaygın olarak bulunan çam kokulu bir yağ. Bununla birlikte, saç büyümesinin uyarılmasında da yardımcı olduğu gösterilmiştir.20013 yılında, araştırmacılar farklı biberiye yaprağı ekstresi konsantrasyonlarının farelerdeki etkinliğini test etmişlerdir. Amaçları, saç büyümesini teşvik edip etmediğini ve eğer öyleyse, ne kadar arttırdığını belirlemekti.Farelere önce saçlarının büyümesi testosteron tedavisi ile kesintiye uğradı ve sonra yağ, belirli bir süre boyunca çeşitli konsantrasyonlarda uygulandı.iberiye özü sadece saç büyümesini desteklemediğini kanıtlamakla kalmadı, aynı zamanda antiandrojenetik aktivite gösterdiği de tespit edildi. Androjenler (DHT yani DHT) folikül minyatürizasyonu ve saç dökülmesinin önemli bir nedeni olduğundan, AGA'lılar için faydalıdır.

    3-MAGNEZYUM YAĞI:taşıyıcı yağlar, esansiyel yağ işlemlerine önemli bir katkı sağlar ve aralarından seçim yapabileceğiniz çok fazla şey vardır. En iyilerinden biri de, magnezyum yağıdır.Bu yağ, saç derisini ve saçı nemlendirdiği ve temizlediği bilinen kozmetik ürünlerinde yaygın olarak bulunur. Aynı zamanda aşırı kalsiyum birikiminin neden olduğu gibi cildin kalınlaşması olan kalsifikasyonla mücadelede rol oynar.Sadece magnezyum yağı uygulayabilirsiniz, ancak yukarıda belirtilen uçucu yağlardan birini (veya her ikisini) birlikte kullanmanızı tavsiye ederim. İyi bir kural, her bir damla esans yağı ile birlikte 5 mL magnezyum yağıdır.

    4-KABAK ÇEKİRDEĞİ YAĞI:Kabaklar, toprağa yakın ilişkisi olan tüm bitkiler gibi mükemmel bir mineral besin kaynağıdırKabak çekirdeği, ekstraktlar ve yağ hepsi çok iyi mineral kaynaklarıdır; fosfor, magnezyum , manganez ve bakır ve iyi mineraller çinko ve demir kaynaklarıdır .Kabak çekirdeği çok çeşitli antioksidanlara sahiptir. Örneğin, ikisi yakın zamanda keşfedilen çok çeşitli E Vitamini formları içerirler.ayrıca çokda güçlü bir Antienflamatuvar etksi vardır.Kabak çekirdeği yağından izole edilen yağ asitleri, tıpta iltihap önleyici özellikleri nedeniyle kullanılmıştır ve başlıca linoleik, ardından oleik, palmitik ve stearik asidi içerir.Yapılan araştırmalar sonucunda dht engelleyi olaran saç oluşum sürecine çok katkı sağlamaktadır.

    Bu yağların dışında;badem,hindistan cevizi,emu,ısırgan otu,hint yağlarıda bunlar örnek verilebilir.İlerleyen yazışmalarda kullanımlarınıda paylaşacağım.Herkes kendine göre olan karışımı hazırlayıp kullanabilir.
    unutmayın altın kural:5 ml taşıyıcı yağa 1 damla esansiyel yağ oranı ile hazırlanmalılar.
    bu 4 yağ için bir tarif verebilirmisiniz.

  8. #8
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    17.05.2019
    Mesajlar
    27
    Tarif için çok erken ama bitkisel yağlarla hazırlayıp kullandığım tarifi vereyim size
    100 ml magnezyum yağı
    5 ml nane yağı
    5 ml biberiye yağı

    Magnezyum saç derisindeki kalsifikasyonu önler.nane yağı saçın beslenmesi için kan dolaşımını arttırır.biberiye de dht yi engeller. Bu sayede minoxidil ve finansterid,dutasterid türevlerinin doğal bir ikamesi oluyor.hem dığaş hemfe hesaplı.ancak nane ve biberiyenin organik olmasına özen gösterelim.

  9. #9
    SaçımınDoktoru Üyesi
    Üyelik tarihi
    18.12.2018
    Mesajlar
    360
    Alıntı jimmy23 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Arkadaşlar öncelikler merhabalar,

    Kendi hikayemi sizinle paylaşıp bundan sonraki süreç için bilgi alış verişinde bulunmak istiyorum.
    Özel sektörde kimyager olarak çalışmaktayım.2018 Ağustos ayında saç ekimi gerçekleştirdim ve bu süreç sonunda mevcut saçların korunması ve ölmeye yüz tutmuş saçların çeşitli yollarla tekrar canlanabileceğini öğrendim.
    Bu forumla tanışmadan önce yakın bir arkadaşımın gaziantepten aldığı bir solüsyonla saçlarını geri kazandığı görünce bende saçımın arka bölgesi için kullanmaya başladım.Kullanımın 2. ayında mesleğim gereği ve forumunuzdan okuduklarım neticesinde.ilacın finansterid+minoksidil türevlerine benzediğini tespit ettim ve yazığım şekilde bir solüsyon hazırladım.Sonuç olarak saç ekimi ve saç solüsyonu işe yaradı.3 ay gibi bir zamanda saçımın arka tarafı iyice kapandı.
    forumun sayesinde bu solüsyonun yan etkisi olabileceğini düşünerek alternatif bir tropikal karışım arayışı içerisinde girdim.Tabiki bu süreçte sayısı yerli ve yabancı kaynak okudum.Müsadeniz ile işe beslenmeden başlayalım.Bu süreçte sizlenden gelecek değerli bilgilere de açık olacağım.Çünkü bilgi paylaştıkça güzeldir.

    Saçlarını kelliklerine göre kaybeden herkes, hayatlarının bir noktasında, saç dökülmesinin geri dönüşümlü olup olmadığını merak eder .Saç dökülmesi olan birçok kişi, saç dökülmesini tersine çevirmek için yapabileceklerinin hiçbir şeyin olmadığını kabul eder.Neyse ki bu forumda öyle değil.Bu kapsamda piyasada sayısızca ilaç kullanılıyor ama bende tıpkı miracle gibi doğal tedavi ile geri döşüşüm yapmak istiyorum.Saç dökülmesinin geri dönüşümlü olmasının temel nedeni, erkek (ve dişi) kelliklerin doğal olmamasıdır. Modern yaşamın bir yan etkisidir ve ilk başta saç dökülmesine neden olan diyet ve yaşam tarzı alışkanlıkları vardır.Neyse ki, bu da doğru yapıldığında saç dökülmesini tersine çevirebilecek diyet ve yaşam tarzı alışkanlıkları olduğu anlamına gelir.Ha unutmadan söylemeliyim saç folekülü olduğu sürece saç kalınlaşır ve eski halini alır (bahsettiğim sarı sarı güçsüz tüylerdir) neyseki bu foleküller çook uzun süre hayatta kalır.
    ediğimiz yiyecekler, metabolize edildikten sonra vücudumuzda metabolik atık olarak bilinen şeyi bırakır.

    Yediğimiz yiyecek türüne bağlı olarak sindirim sonucunda kalan kül (atık yada posada denilebilir) vücudumuzda net asidik veya net alkali etkiye sahip olacaktır.
    Bu, yediğimiz her yemeğin vücudumuzu daha asitli veya daha fazla alkalin yapacağı anlamına gelir.Doğru pH değerine sahip olmak vücudumuzdaki güçlü sağlık için çok önemlidir, çünkü hücrelerimiz, hormonlarımız, mitokondri ve vücudumuzdaki hemen hemen her şey çok daha verimli çalışır. doğru şartlarda.
    Doğal ve sağlıklı pH'ımız hafif bir alkalin 7.4 olmalıdır.
    Yararlı enzimler ve hormonlar etkili olmak için kesin alkali koşullara sahip olmalı, yıkıcı enzimler, hormonlar ve hastalıklar ise asidik koşullar altında ortaya çıkmalıdır.
    Bu saç dökülmesini nasıl etkiler, soruyor olabilirsiniz? PH dengesi açısından bu, saç çizgimizi hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkiler.

    İlk önce asidozun dolaylı etkilerini tartışalım (kanda, hücrelerde ve dokularda çok fazla asitlik). Vücudumuz yiyecek seçeneklerimiz nedeniyle daha asidik hale geldikçe, mikrop ve bakteri gibi hastalıklar gelişir.Vücudumuz asidozun neden olduğu hastalıklarla başa çıkarken, vücudumuzda dikkat çekici tüketim amacıyla saç büyütmek için enerji ve kaynak yoktur, bu nedenle yeni saç büyümesi yavaşça durur.Bunu döndürebilir ve vücudumuzu alkalize ederek lehimize kullanabiliriz, böylece hastalık ve bakteriler bu koşullarda hayatta kalamazlar.

    Şimdi asidozun doğrudan saçımızın gücünü, kalınlığını, örtüsünü ve rengini nasıl etkilediğine bakalım. Vücut, net asitli yiyeceklerin saldırısı altında ideal pH dengesini (pH 7.4) korumaya çalıştığında, asiditeyi tamponlamak (iptal etmek) için vücudumuzun bazı kısımlarını geri almak (süzmek) gerekir.Asit ve alkalinin birbirlerini iptal ettiklerini (yani birbirlerini nötralize ettiklerini) kimya sınıfından hatırlayın.Bizim için en önemlisi, vücut asitleri (yani net alkalin kısımlarla nötralize eder) besin maddelerini vücudumuzun daha az önemli olan kısımlarından süzerek (çırparak) tamponlar.
    Sağlığımızı korumak için asitliği tamponlamanın en iyi yolu azot ve kalsiyumu süzmektir.
    En iyi azot kaynaklarından biri, keratin adı verilen baş kıllarında bulunan spesifik protein gibi proteindir. Bu amino asit saç molekülünün çoğunluğunu oluşturur.Çoğu insanda elde edilen sonuç , saçlarının uzaması , renk ve doygunlukta, mukavemet ve kalınlıkta bir azalma ve ardından saç çizgisinde durgunluk yavaşlamasıdır.Ancak asidoz kendini gösterir, bu kısa süreli belirtiler daha ciddi hastalıkların yolda olduğuna dair uyarı işaretleri olmalıdır. Neyse ki cevap basit.Vücudunuzu doğal pH'ına geri döndürerek saçlarınızın doğal büyümesini sağlayın.

    Bugünün özeti şöyle olsun...Saç sağlığınız için kötü ortamlar oluşturan yapıları kovmak ve inhibe edebilmek için kendimizi parçalıyoruz.Oysaki bu ortamın oluşmasını önleyerek savaşımızda çok daha avantajlı olabileceğiz.Sonrasında yaptığımız tedavi ise bize beklenilenden çok daha fazla katkı sağlayacaktır.Unutmayın vücudunuz ne kadar olumsuz etki yaparsa kullanılan ilaç ve tedavilerin etkisi o kadar azalacaktır.Bugünlük bu kadar ama beslenme için gerekenleri de sizlerden gelen yorumlara göre devam edeceğim.Sonraki aşamalar tropikal solüsyonlar ve saça zarar veren yapıların ortadan (dht v.s.) kolayca kaldırılması olacak...
    Hocam yazdıklarınızı tamamen okudum şahsen kendi tecrübe ve beslenmemden yola çıkarak tecrübemi yazayım bu yıl pek o kadar değil fakat geçen yıl tamamen burdakine benzer besleniyordum fakat , haftada 5 gün spor + beslenme programım şöyleydi ortalama günlük 400 gram et & balık vs ürünler 400 gram pilav makarna vs karbonhidrat amaçlı bunların yanında her sabah yumurta , kuruyemiş badem ve muz ağırlıklı ara öğün ve hergün salata spor off günlerimdede farklı bir sebzeyi bolca tüketiyordum , bu sebze değişiyor kabak brokoli vs , fakat 1 yıl böyle beslenmdim uyku düzenimde gayet iyi ve disiplinliydi hiçbir şekilde fast food , asitli meşrubat vs ve günlük 35 gram şeker sınırımı aşmadım tam anlamıyla bir diyet yaptım fakat bu bir yıllık süreçtede aga aynı hızla devam etti yani beslenmenin aga yı engelleyebileceğini şahsen gözlemlemedim.Belki kalori fazlalığı ile kilo alma amaclı beslenme ile alakalı olabilir ama çöp gibi beslenenlerde dahi saçlar gür olabiliyorken benim saçlar aşırı seyrek ve hızla gidiyor bilemiyorum.

    Hazır sizin gibi bir kimyager bulmuşken bilmediklerim varken sizden öğrenmek istiyorum sormak istiyorum

    Bu sizin yazdığınıza benzer bir karışımı 2 yada 3 günde bir saçıma uyguluyorum

    içeriği şöyle
    8 ml magnezyum yağı
    2,5 ml jojoba
    2 ml nane
    Hint yağı 6.5 ml
    1-2 damla çayağacı yağı

    4 ml alkol bazlı isana kafein tonik , üst kısımda bir tabaka kalıyor tam çözebildim mi bilemiyorum iyice çalkalıyorum ama yine üste bir kısmı çıkıyor çok az
    Bu yağları günlük losyon olacak şekilde saçı kötü göstermeyeck şekilde nasıl hazırlayabiliriz ?

    Bu karışımı 1 saat saçta bekletip saçımı bebek şampuanıyla yıkadım gerçekten saç görünümü güzel ve kalınlaşma var gibi ama aga durdurmada yetersiz belki olumlu etki görmem plesabodur ama bilemiyorum saçlarım daha canlı gibi fakat bu oranlar yanlış olabilir mi ? Yağ hazırlama konusunda detaylı bir gönderi yapabilir misinzi yada topikal losyon hazırlamdada ?
    Yağların bazısında DİSTİLASYON bazısında soğuk press diyor , sizin önerdiğiniz bir yağ markası vs var mı ?

    Bu karışımların ph 5.5 mu olmalı ? 6 ile 5.5 arası birşey çıkıyor ben ölçtüğümde

    Bunlara ek ufak dosajda günlük fin losyon hazırlamak istiyorum alkol bazlı bir tonikle yada alkol + pg ile kaynatmadan çözebilir miyim hapı ezsem , fini direkt karıştırıp kafaya sürmek yerine, günlük belli bir oranda mg ayarlamak bir fark oluşturur mu ? Misal tek tüp içerinsde günlük 200 mg fin ayarlasam her gün 200 mg kullansam bir farklılık olur mu ? bütün hapları alkole attığımızda kaç mg gittiğini hesaplamak açısından ?
    Günlük rutin


    -Aszix 30 ml ( 7 ml etil 23 ml distile su , 1200 mg asprin suda çözülür , zinco 2 tane , 4 medicago p5p , bunları süzüyorum en son olarak , ) , naneyağı 1 ml
    -Keto-azelderm krem sabah akşam şakaklara losyonlamadan 15 dakika önce
    -Haftada en az 1 defa derma pen , bazen 2 1,5 mm hafif kanlanana kadar

    -Bir zamanlar günlük şimdi keyfi rutin -


    1 fincan yeşil çay
    1 kaşık ev sirkesi
    1 diş siyah sarımsak , 2-3 günde bir

    Düzenli ev turşusu tüketimi - keyfi

  10. #10
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    17.05.2019
    Mesajlar
    27
    Alıntı sacımcık Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Hocam yazdıklarınızı tamamen okudum şahsen kendi tecrübe ve beslenmemden yola çıkarak tecrübemi yazayım bu yıl pek o kadar değil fakat geçen yıl tamamen burdakine benzer besleniyordum fakat , haftada 5 gün spor + beslenme programım şöyleydi ortalama günlük 400 gram et & balık vs ürünler 400 gram pilav makarna vs karbonhidrat amaçlı bunların yanında her sabah yumurta , kuruyemiş badem ve muz ağırlıklı ara öğün ve hergün salata spor off günlerimdede farklı bir sebzeyi bolca tüketiyordum , bu sebze değişiyor kabak brokoli vs , fakat 1 yıl böyle beslenmdim uyku düzenimde gayet iyi ve disiplinliydi hiçbir şekilde fast food , asitli meşrubat vs ve günlük 35 gram şeker sınırımı aşmadım tam anlamıyla bir diyet yaptım fakat bu bir yıllık süreçtede aga aynı hızla devam etti yani beslenmenin aga yı engelleyebileceğini şahsen gözlemlemedim.Belki kalori fazlalığı ile kilo alma amaclı beslenme ile alakalı olabilir ama çöp gibi beslenenlerde dahi saçlar gür olabiliyorken benim saçlar aşırı seyrek ve hızla gidiyor bilemiyorum.

    Hazır sizin gibi bir kimyager bulmuşken bilmediklerim varken sizden öğrenmek istiyorum sormak istiyorum

    Bu sizin yazdığınıza benzer bir karışımı 2 yada 3 günde bir saçıma uyguluyorum

    içeriği şöyle
    8 ml magnezyum yağı
    2,5 ml jojoba
    2 ml nane
    Hint yağı 6.5 ml
    1-2 damla çayağacı yağı

    4 ml alkol bazlı isana kafein tonik , üst kısımda bir tabaka kalıyor tam çözebildim mi bilemiyorum iyice çalkalıyorum ama yine üste bir kısmı çıkıyor çok az
    Bu yağları günlük losyon olacak şekilde saçı kötü göstermeyeck şekilde nasıl hazırlayabiliriz ?

    Bu karışımı 1 saat saçta bekletip saçımı bebek şampuanıyla yıkadım gerçekten saç görünümü güzel ve kalınlaşma var gibi ama aga durdurmada yetersiz belki olumlu etki görmem plesabodur ama bilemiyorum saçlarım daha canlı gibi fakat bu oranlar yanlış olabilir mi ? Yağ hazırlama konusunda detaylı bir gönderi yapabilir misinzi yada topikal losyon hazırlamdada ?
    Yağların bazısında DİSTİLASYON bazısında soğuk press diyor , sizin önerdiğiniz bir yağ markası vs var mı ?

    Bu karışımların ph 5.5 mu olmalı ? 6 ile 5.5 arası birşey çıkıyor ben ölçtüğümde

    Bunlara ek ufak dosajda günlük fin losyon hazırlamak istiyorum alkol bazlı bir tonikle yada alkol + pg ile kaynatmadan çözebilir miyim hapı ezsem , fini direkt karıştırıp kafaya sürmek yerine, günlük belli bir oranda mg ayarlamak bir fark oluşturur mu ? Misal tek tüp içerinsde günlük 200 mg fin ayarlasam her gün 200 mg kullansam bir farklılık olur mu ? bütün hapları alkole attığımızda kaç mg gittiğini hesaplamak açısından ?

    Öncelikle yaptığınız beslenmenin gayet mantıklı olduğunu düşünüyorum.Bu sayede saç için olumsuz durumların oluşması için gerekli alt yapıyı yapmışsın.Şunu söylemeliyim ki yapacağın beslenme saç dökülmesini tamamen durdurmaz sadece mücadeleye 1-0lık küçük bir farkla başlamana sebep olur.Şartlar ne olursa olsun devam etmeni tavsiye ederim.

    Gelelim hazırladığın solüsyona ,gayet başarılı görüyorum taşıyıcı yağ ve esansiyel yağları çok güzel harmanlamışsın.ama bir tedavinin başarılı olması için bir kaç tavsiyem olacak.
    1-Öncelikle yaptığın oranlar göre ml Biberiye yağı ekle ki DHT daha kolay inhibe olsun.
    2-Hangi solüsyonu deneyeceksen dene ama öncelikle dermastamp veya dermaroller kullan ki hazırladığın karışımın büyük bir kısmı deri altına nüfus etsin ve görevlerini yapsın.
    3-Haftada 2-3 kere kullanıyor ise gece yatmadan önce uygula ve sabah kalktığında yıka ki etki süresi daha uzun olsun.
    4-jojoba ve çay ağacı yağı ile hem dht hemde mantar olşumunu önlersin.Nane ile kan akışını hızlandırırsın.Hint yağı ile pgd2 ile mücadele edersin
    5-Diyetine organik elma sirkesini eklemeni öneriyorum.İçerisindeki vitamin ve mineraller hem besleyici hemde sabum oluşumunu engellersin.
    pgd2 nin en büyük savaşcısıdır hint yağı.magnezyum ilede kalsifikasyonu önler ve kan akışına yardımcı olursun.
    Örnek olarakta;sabah kalkıp saçını biraz ıslat veya akşam.Sonrasında 1-1 oranında organik elma sirkesi ve saf su yada şişe su ile karıştır.saçı ıslattıktan sonra kafana bir fıs fıs yardımı ile yada direkt olarak uygula ve parmaklarınla deri ile nufus etmesini sağla.10 dk bekle ve dalin yada organik bir şampuanla kafanı yıka.Şampuan tercihim OGX biotin,avalon biotin şampuanları olabilir.Ayrıca akşam yemeğinden saat sonra yada yarmaya yakın yeşilçay için içebildiğin kadar elma sirkesi ekle ve iç.Bu hem alkali oluşumuna yardım eder,dht ve bağırsaklar için faydalı olacaktır.
    6-akşamlarıda kabak çekirdeği ağırlıklı çerez yemeye devam etmelisin.Kavrulmamış olursa daha iyi olacaktır.

    yağların özelliklerine gelince bazı yağlar distilasyon bazı yağlar soğuk press ile elde edilmektedir.Mesela kabak çekirdeği soğuk sıkım olmalı.ama en önemlisi organik olması çünki piyasada sıvı yağ ile karıştırılan ürünler görüyorum.Marka konusuna gelince organik mağazalardan almanı öneriyorum nuka,happ moment gibi markalara güvenebilirsin.Hatta daha ileri gidip kendi bitkisel yağını evde kendin yapabilirsin internette sayısızca tarif var.

    Ufak dozda finasterid kullanmak istiyorsan.birçok arkadaşın tecrübe ettiği elseve ve garnierin temizlik losyonlarını kullanabilirsin.Tek tapacağın şey eczaneden 30 tl ye proscar alıp losyonlarla karıştırmak olabilir.Dutasterid de kullanabilirisin ama 5 mg lık proscar tablet maliyet acısından daha iyi olabilir.Dutasterid de 5 alfa redüzktazın iki fazındada çalışıyor bu konuda tercih senin.hazırlayacağı karışım için bir formül vereceğim onu kullan.


    Hazırlayacağı karışımın yüzdesi % = 100*(katacağın ilacın gram cinsinden miktarı / hazılayacağı solüsyon miktarı mililitre cinsinden)
    örnek karışım %0,15 lik ve toplamda 50 ml hazırlayacaksan (her bir hap 5 mg) ;
    0,15=100*(x/50) x=0,075 gr yani 1 gr 1000 mg ise 0,075 gr 75 mg eder ve 75/5 =15 tane 5 mg lık hap atmalısın.

    Bilimsem araştırmalar % 0,1-0,2 olarak hazırlanan karışımların yeterli olacağını söylüyor.Bende hesabı ikisinin ortası yaptım kafan karışmasın diye.Yalnız kullanıcılar bu solüsyonun ilç 3 ay dermaroller ile günce iki defa (herbiri 1 ml) kullanılmasını olarak öneriyor.sonrasında günde bir kullanabilirsin.

Sayfa 1/6 123 ... SonSon

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •