Yanetkisiz ve tamamen güvenli olması yanında oldukça etkili tedaviler arayışımda karşılaştığım etkenlerden birisi de caffein. Yıllar öncesinden yaptığın araştırmalarda hep satır aralarında görsemde caffein içeren ürünlerde aldığım sonuç hep hayal kırıklığı idi zira bu ürünlerin temel dayanağı olan bir çalışmada caffein miktarı oransal olarak 0.005 ler gibi komik düzeydeydi. Caffein anti apoptik bir etken olmasının yani uyarıcı özelliği bilinen diğer bir özelliği ancak bilinmeyen büyük bir yönü inflamasyon sürecindeki çok olumlu etkileri. Caffein özetle ca+ iyonu nun inflamasyon sürecinde ki rolünü baskılayara mast hücrelerinden salınan histaminin degranülasyonuna sebep olarak pgd2 miktarlarını dramatik olarak etkilemeden tamamen yanetkisiz bir şekilde inflamasyonu engelleyen başarılı bir molekül. Uzun araştırmalarımda optimal dozun %2 den başladığını gördüm. Ben %3 lük saf caffein olarak kullandığımda saçlarda mükemmel bir canlanma zayıf noktalarda dökülmenin tamamen yokolması uzun vade de ise uzamayan saçlarda hızlı uzama ile yeni çıkışlar gözlemledim. Belirli bir süre tek kullanım evresinden sonra artık setipiprant ve cellagance tedavime caffeinide tam zamanlı olarak ekledim. Caffeini bu dozlarda kullanıp iyi sonuç alan arkadaşlarımızdan da dönüşler başladı. Zamanla paylaşımlar bu başlığa gelecektir. Türkiye de caffein içeren ilaçlar görünce çok sevinmiştim ancak biraz daha inceledeğimde ya dozlarının az olduğunu ya da farklı ilaç etkenleri ile kombine edildiğini gördüm yine de bazı ampul formlarını düşük dozlarda olmasına rağmen almaya çalıştım ama bu defa da caffeinin uyarıcı uyuşturucu amaçlarla kullanılması sebepleri ile kesinlikle reçetesiz satılmadığını gördüm ve yine yurtdışından almaya mecbur kaldım.
Alıntı