Saç Dökülmesi Biyokimyası

Miracle hocam sizin ve emek veren forum üyelerinin yorumları benim için önemli,ben teşekkür ederim.

Bir üst iletimde paylaştığım makale ile ilgili,bu durumu sanki tenkit edercesine kendi yaşadığım tecrübe anektodumu paylaşmak istiyorum izninizle.

O zamanlar 20’li yaşlar..Saçlarımda hiç bir problem yoktu,harçlığımı çıkarmak için bir işe girmem gerekiyordu,çok aradım bulamadım..
Vakti zamanında Özel Güvenlik Kartı almıştım,şansımı bir yerde denedim ve kabul edildim işe.

Şimdi aktaracağım tecrübe anektodumda olaylar silsilesi burda başlıyor..

Çalışma saatlerimiz insan biyolejisine uygun değildi,akşam 18.00 -08.00 kimi zamanlarda 18.00—13:00(uzun nöbet) olarak vardiya yapıyordum.Evime varmam uyumam derken en erken 10.00’u uzun nöbetten çıktıysam eğer. 15.00 buluyordu..
Ciddi olarak bünyem hırpalanıyordu..

Uyumamam gerekiyordu,içeride kameralar vardı ve her gün yönetim bunları izliyordu.
Geceleri uyumamak için kahveyi çok içiyordum,haliyle kahveyi çok içince benim midem küçülüyordu, fazla bir şey yiyemiyordumAşırı tükettiğim Çay,kahve bir şey yediğimde bana hemen doyma hissi veriyordu.
Uykusuzluk,şeker,stres,az yemek derken çok zayıfladım

Gözlerimin altında mor halkalar oluştu,
Yanaklarım çok zayıfladı ve elmacık kemiklerim belirdi,
O zamana kadar hiç olmayan burundan dudak ucuna ulaşan çizgiler yani nazolabial kıvrımlar oluşumlar başladı,hatta bunun için özel bir plastik cerraha bile gitmiştim..

Cilt yağ dokum öylesine bozuldu ki .. işe başlamadan önce sabah kalktığımda yüzüm ve gözümdeki şişlikler 5-10 dk içerisinde geçebiliyorken artık bundan sonra her uyandığımda yarım saatte cildim kendine gelmesini bekliyordum

Tüm bu fiziksel değişimlerim 3 ay gibi kısa bir sürede oluştu..

Saç dökülmem bu olaylar ile korale başladı,zaten zayıftım daha da zayıfladım,burnumdaki kemer bile daha belirgin olmaya başladı,
Yağ bağ kolejen dokum paramparça oldu..
İşten ayrıldım aradan uzun zaman geçti kaybettiğim saçları geri getiremedim ama saçlarımda o günden beri yıllar geçti ama gerileme olmadı.

Bu makale, sanki beni anlatırcasına
Yayınlanmış gibi,
Forum sakinlerinin yorumları da önemli tabi.

Saygılarımla..

Alıntı:

---

Kadersiz Nickli Üyeden Alıntı

Harika bir başlık,tüm yorum sahiplerine çok teşekkür ederim.
Ben artık tüm düşünceleri ciddiye alıyorum,
dünyanın yuvarlak ve güneş etrafında döndüğünü söylediği için kilise tarafından ölüm cezası ile yargılanan Galileo misali.Her fikre saygım var
Şu link hakkında sizler ne düşünüyorsunuz
Makale yazarının Türk olması da dikkatimden kaçmadı.

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4174066/

---

Hocam muhteşem bir makale atmışsınız. Ben de bu minvalde düşünüyordum "Aga'da DHT artışı direkt genler ile belirlenen bir olay değildir"
Bunu söylemekten dilimde tüy bitti, biz aslında genetiğimizi bir şekilde tetikliyoruz. İnsanlar genetiğinde varsa kaçamazsın gibi bazı söylemlerde bulunuyorla, bazı insanlar gerçekten kaçamıyor belki ama çoğumuz bunu kendimiz tetikliyoruz. 5 senedir saçım dökülür egzamadan dolayı, saç çizgimde, saçımda bir açılma olduğunu hatırlamam. Geçen sene bu zamanlarda boşluğa düşmüştüm, tüm düzenimi alt üst ettim. Yediğim abur cubur, tükettiğim aşırı sigara ve alkol, uykusuzluktan dolayı saçımın önünde 1 ay içinde bir seyrelme yaşadığımı çok iyi bilirim.
Sonra babamdan örnek vereyim, komiser. 10 sene öncesi 40'li yaşlarında iken stres, kilo alımı ve iş şartlarından kaynaklı uykusuzluk sonucu saçı 2-3 ayda Norwood 1'den Norwood 1.5'e geriledi. Bizzat kanlı canlı iki örnek var.
Dökülmeyi tetikleyen bilinçsiz kilo alımı, kötü beslenme, kötü yaşam koşulları, stres olayına girmeyeceğim, sadece örnek vermek istedim... Makale gayet açıklayıcı zaten. Teşekkürler tekrardan.

Beyler kötü yaşam koşulları, her zaman saç dökülmesini tetiklemez. Bakınız, sokakta yaşayan şarapçılar. Kel olanları olduğu gibi, norwood skalasında 1 i geçmeyecek olanlar da var. Evet bazı durumlarda, bazı insanları çok tetikliyor olabilir. Bazılarını ise hiç tetiklemiyor? Neden peki bu fark? İlahi adalet mi? Belki keltoşların geçmişte işledikleri günahlar mıdır acaba? :) çevrenizdeki birkaç örneğe takılı kalıp aynı şeyleri tekrar tekrar yazmaya gerek yok. Her makale de doğru değildir. :)

Selametle.

Alıntı:

---

Bugra3 Nickli Üyeden Alıntı

Beyler kötü yaşam koşulları, her zaman saç dökülmesini tetiklemez. Bakınız, sokakta yaşayan şarapçılar. Kel olanları olduğu gibi, norwood skalasında 1 i geçmeyecek olanlar da var. Evet bazı durumlarda, bazı insanları çok tetikliyor olabilir. Bazılarını ise hiç tetiklemiyor? Neden peki bu fark? İlahi adalet mi? Belki keltoşların geçmişte işledikleri günahlar mıdır acaba? :) çevrenizdeki birkaç örneğe takılı kalıp aynı şeyleri tekrar tekrar yazmaya gerek yok. Her makale de doğru değildir. :)

Selametle.

---

Aynen katılıyorum ne psikolojik nede sampuan temizlik v.s. genetik olarak kodlanmışsa kokler dht ye duyarlı ise daha ötesi yok.

kötü yaşam koşulları stresle beslendiği anda sac dokulmesini başlatabilir, sokakta yaşayanlar örnek gösterilir fırça saçlı diye, sebebinin streslerinin az olmasına bağlıyorum, birçoğu ile muhabbet ederim, şükürcü galesiz adamlar

yazı eksik kaldı, dht bir sonuçtur, autoimmun süreçlerin stresle tetiklendiğini ve öldürme sinyalinin başladığını düşünüyorum, eskilerde niye bu kadar az dökülme var denir, stres daha azdı eskilerde, şimdiki gençlere bakıyorum kendilerini topluma kabul ettirebilmek için birsuru sınava giriyorlar, işe girmek için ayrı, evlenebilmek para biriktirebilmek için ayrı..... vücut stres altında standby konumuna giriyor, temel yaşamsal faaliyetleri devam ettirebilmek için yüksek enerji gerektiren mitokondriyel faaliyetler geri plana çekiliyor (sperm üretimi, folikul üretimi vs.) velhasılı kelam herkes subclinical hipotiroidi olabilir. Çok konusulacak şey var sayfalarca yazılacak.

http://www.ijem.in/article.asp?issn=...aulast=Ranabir

Buğra3 , merhaba ..
Makaleyi okudun mu ?
Bunu ciddi olarak soruyorum , çünkü makalede kötü yaşam koşullarıyla ilgili en ufak bir tanım,açıklama yok.
Senin için makelenin linkini tekrar atıyorum,
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4174066/

Saç dökülmesi sorunu olan arkadaşlar öncelikle kan ferritin, troid, b12, d vitamini gibi testlerini muhakkak yaptırsın.

Alıntı:

---

glaurung Nickli Üyeden Alıntı

yazı eksik kaldı, dht bir sonuçtur, autoimmun süreçlerin stresle tetiklendiğini ve öldürme sinyalinin başladığını düşünüyorum, eskilerde niye bu kadar az dökülme var denir, stres daha azdı eskilerde, şimdiki gençlere bakıyorum kendilerini topluma kabul ettirebilmek için birsuru sınava giriyorlar, işe girmek için ayrı, evlenebilmek para biriktirebilmek için ayrı..... vücut stres altında standby konumuna giriyor, temel yaşamsal faaliyetleri devam ettirebilmek için yüksek enerji gerektiren mitokondriyel faaliyetler geri plana çekiliyor (sperm üretimi, folikul üretimi vs.) velhasılı kelam herkes subclinical hipotiroidi olabilir. Çok konusulacak şey var sayfalarca yazılacak.

http://www.ijem.in/article.asp?issn=...aulast=Ranabir

---

Hocam doğrudur, çoğu noktasına katılıyorum. Fakat benim vurgulamak istediğim saç köklerinin, derisinin artık ne derseniz, bu olan hassasiyetin, zayıflığın sebebinin genetik olduğudur. Daha doğrusu en önemli etkeni genetiktr. Heee tabi yapılabilecek en önemli şeyse, yaşantıyı iyileştirmek, imkanla dahilinde tedaviler denemek. Başka da pek bir seçenek yok.

Yeni neslin kelleşiyor olması da çağımızın, bizlerin en büyük şanssızlığı. Ama bir yandan da şöyle birşey var. 1950-60 lardan bu yana ortalama yaşam süresi ise 20 yıla yakın artmş durumda. 80lere gelmiş neredeyse. Gelişen teknoloji, kimyasallar vs vs bizi daha çok yaşatırken, saç dökülmesi gibi diğer bası süreçleri ise negatif etkiliyor. Bu konu ise bambaşka bir mevzu.

Alıntı:

---

Kadersiz Nickli Üyeden Alıntı

Buğra3 , merhaba ..
Makaleyi okudun mu ?
Bunu ciddi olarak soruyorum , çünkü makalede kötü yaşam koşullarıyla ilgili en ufak bir tanım,açıklama yok.
Senin için makelenin linkini tekrar atıyorum,
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4174066/

---

Bağlantısını kuran benim, arkadaş bana yönelik bir cevap vermiş. Yorumda da dediğim gibi genetik en büyük faktör. Kimimiz hiçbir şey yapmadığımız halde tetikliyoruz, kimimizde bazı durumlarda ortaya çıkıyor, kimimize de bir şey olmuyor ama genetik dökülme başladıysa beslenme ve bazı koşulları düzene sokarak o dökülmeyi yoluna sokmak imkânsız denebilir. Başından beri demek istediğim tetikleyen kişi sayısının azımsanamayacak kadar yüksek olması. Bu yorumu anlamak bu kadar zor olmamalı.