PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Antibiyotik Kullanımı ve Saça Etkisi



KillThat
10.08.2014, 12:30
Ailemde genç yaşta saçlarını döken yok hatta genel olarak saç kaybı yaşayan kişi sayısı iki veya üçtür. Ben 18imde hafif hafif dökmeye başladım ve 19 yaşındayım şuan nw2-3 arasındayım. Genetik sebeplerin dışında diğer insanlarla aramda ne fark olabilir diye düşündüm ve hatırladığım kadarıyla ben küçükken çok fazla antibiyotik kullanmıştım. Bir yerde bilinçsiz aşırı antibiyotik kullanımının saçı dökeceği bünyeye zayıflatacağını okumuştum ve merak ettim çok antibiyotik kullanıp saçlarını döken var mı diye düşüncelerinizi bekliyorum.

Libert
10.08.2014, 12:57
Bununla ilgili bir yazı ben de okumuştum. Klinik bir yazı değildi ama mantıklı gelmişti.

Örnek olarak seboreik dermatit üzerinden gidersek, bildiğiniz gibi bu çeşit egzamalar deride mantarların gelişimi ile oluyor. Vücudunuzdaki faydalı bakteriler bununla başa çıkmak için fungisit denilen bir madde üretimi yapıyorlar.

Anti-biyotik kullanımında ve özellikle çok fazla kullanımda vücuttaki faydalı faydasız birçok bakteriyi öldürüyorsunuz. Bu bakterilerin eksikliğinde fungisit üretimi azalabilir ve derideki inflamasyon artabilir. Bu da saç kaybına yol açabilir.

Tabi bu söylediklerim sadece varsayım. Gerçeği yansıtıp yansıtmadığını daha uzman arkadaşlar yorumlayabilir. Yine de ben size vücudunuzdaki faydalı bakterileri ölçtürmek için bir test yaptırmanızı tavsiye ediyorum. Faydalı bakterilerin eksikliği başka rahatsızlıklara da yol açabilir.

ps. Burdaki yazıları okuyup da lütfen kimse anti-biyotik kullanımından vazgeçmesin :) ama kesinlikle bir doktor kontrolünde kullansın. Kafasına göre değil.

Miracle
10.08.2014, 13:22
Bununla ilgili bir yazı ben de okumuştum. Klinik bir yazı değildi ama mantıklı gelmişti.

Örnek olarak seboreik dermatit üzerinden gidersek, bildiğiniz gibi bu çeşit egzamalar deride mantarların gelişimi ile oluyor. Vücudunuzdaki faydalı bakteriler bununla başa çıkmak için fungisit denilen bir madde üretimi yapıyorlar.

Anti-biyotik kullanımında ve özellikle çok fazla kullanımda vücuttaki faydalı faydasız birçok bakteriyi öldürüyorsunuz. Bu bakterilerin eksikliğinde fungisit üretimi azalabilir ve derideki inflamasyon artabilir. Bu da saç kaybına yol açabilir.

Tabi bu söylediklerim sadece varsayım. Gerçeği yansıtıp yansıtmadığını daha uzman arkadaşlar yorumlayabilir. Yine de ben size vücudunuzdaki faydalı bakterileri ölçtürmek için bir test yaptırmanızı tavsiye ediyorum. Faydalı bakterilerin eksikliği başka rahatsızlıklara da yol açabilir.

ps. Burdaki yazıları okuyup da lütfen kimse anti-biyotik kullanımından vazgeçmesin :) ama kesinle bir doktor kontrolünde kullansın. Kafasına göre değil. Bu kanıtlanmış bir bilimsel olgu. Anibiyotik saprofit yani faydalı mikro organizmalarinda yokolmasina sebep olarak funguslarin uremesine sebep olarak saç dökülmesi ve farklı vucut bölgelerinde mantar enfeksiyonlarina sebep olurlar. Mesela bir çok kişi antibiyotik kullandığınıda ishal olur sebebi yine bagirsaktaki faydalı saprofitleri oldurmesidir. Tabiki gerekiyor antibiyotik kullanilacak zaten yanında fungusit vs kullanilarak yaptığı zarar onlenebilir.

KillThat
10.08.2014, 13:27
Ben küçükken kullanmıştım antibiyotik sonradan etki gösterme ihtimali var mı acaba. Eğer öyleyse çözüm bulunabilir mi merak ettim doktora gitmekte fayda var sanırım

miracle
10.08.2014, 13:48
Ben küçükken kullanmıştım antibiyotik sonradan etki gösterme ihtimali var mı acaba. Eğer öyleyse çözüm bulunabilir mi merak ettim doktora gitmekte fayda var sanırım Hayır uzun vade etkisi olmaz kullandığınız süre ve bir kac hafta sonrasina etki eder en fazla korkulacak bir durum yok su durumda

blkgl
10.08.2014, 17:12
Bununla ilgili bir yazı ben de okumuştum. Klinik bir yazı değildi ama mantıklı gelmişti.

Örnek olarak seboreik dermatit üzerinden gidersek, bildiğiniz gibi bu çeşit egzamalar deride mantarların gelişimi ile oluyor. Vücudunuzdaki faydalı bakteriler bununla başa çıkmak için fungisit denilen bir madde üretimi yapıyorlar.

Anti-biyotik kullanımında ve özellikle çok fazla kullanımda vücuttaki faydalı faydasız birçok bakteriyi öldürüyorsunuz. Bu bakterilerin eksikliğinde fungisit üretimi azalabilir ve derideki inflamasyon artabilir. Bu da saç kaybına yol açabilir.

Tabi bu söylediklerim sadece varsayım. Gerçeği yansıtıp yansıtmadığını daha uzman arkadaşlar yorumlayabilir. Yine de ben size vücudunuzdaki faydalı bakterileri ölçtürmek için bir test yaptırmanızı tavsiye ediyorum. Faydalı bakterilerin eksikliği başka rahatsızlıklara da yol açabilir.

ps. Burdaki yazıları okuyup da lütfen kimse anti-biyotik kullanımından vazgeçmesin :) ama kesinlikle bir doktor kontrolünde kullansın. Kafasına göre değil.

faydalı bakterileri ölçmek için ne testi yapılıyor. böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum. biraz bahsedermisin.

Libert
10.08.2014, 20:54
faydalı bakterileri ölçmek için ne testi yapılıyor. böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum. biraz bahsedermisin.

Mide ve bağırsaktaki iyi kötü bakterilerin ölçümünün kişinin dışkısından alınan örneklerle yapılabildiğini biliyorum. Örnek olarak şu linkte kapsamlı dışkı testi ve hangi sonuçlara ulaştıklarından bahsetmiş bir lab.;

Comprehensive Stool Analysis (http://www.greatplainslaboratory.com/home/eng/stool.asp)

Bunu söylememdeki sebep de bağışıklık sistemi çok kuvvetli olmayan bir tanıdığım var. Burdakine benzer bir test yapıldı ve mide-bağırsak sistemindeki faydalı bakteri oranı çok düşük seviyelerde çıktı. Uzun bir süre probiyotik tabletler ve yoğurt kullanma durumunda kaldı.

forumcu
11.08.2014, 00:48
Konu tam da benim ilgilendiğim kısma geldi. Maalesef antibiyotik fayda ettiği kadar uzun vadede kalıcı hasarlar da bırakabiliyormuş. Yukarıda da bahsedildiği gibi bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin yokolması, sindirimi de olumsuz etkileyip besinlerin emilimini güçleştiriyor. Bununla birlikte oluşan tahribat ile bağırsak sindirilmemiş besinleri sızdırmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi bunları kovalarken ürettiği antikorlar gittiği dokuları da hasara uğratıyor. Bu da otoimmun dediğimiz bir bağışıklık hastalığına sebep oluyor. Çölyak, haşimoto, tip 1 diyabet, iltihaplı romatizma gibi hastalıklar bunların içinde sayılabilir. Tüm bunların yanında oluşan enflamasyon ve mantarlar ki yüksek insülin direnci sebeplerindendir kaçınılmaz oluyor. En son Yale Üniversitesinde yapılan çalışmayı belki hatırlarsınız. İltihaplı romatizma için üretilen bir bağışıklık sistemini baskılayan ilaçla tamamen kel bir arkadaş saçlarına kavuşmuş. Genetik faktörleri bunun dışında ele alsak bile genler üstü dediğimiz epigenetik özellikler çevresel koşullara çok daha duyarlı olup, hangi genlerin aktif ya da deaktif olacağını belirlediği son çalışmalarla ortaya konuluyor. Benim fikrim tüm bu kimyasal tedavilerin yanı sıra beslenme konusuna bir topik açıp tüm detaylarıyla araştırmaya ve fikri, önerisi olan tüm arkadaşları paylaşım yapmaya teşvik etmeliyiz.

Miracle
11.08.2014, 00:57
Konu tam da benim ilgilendiğim kısma geldi. Maalesef antibiyotik fayda ettiği kadar uzun vadede kalıcı hasarlar da bırakabiliyormuş. Yukarıda da bahsedildiği gibi bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin yokolması, sindirimi de olumsuz etkileyip besinlerin emilimini güçleştiriyor. Bununla birlikte oluşan tahribat ile bağırsak sindirilmemiş besinleri sızdırmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi bunları kovalarken ürettiği antikorlar gittiği dokuları da hasara uğratıyor. Bu da otoimmun dediğimiz bir bağışıklık hastalığına sebep oluyor. Çölyak, haşimoto, tip 1 diyabet, iltihaplı romatizma gibi hastalıklar bunların içinde sayılabilir. Tüm bunların yanında oluşan enflamasyon ve mantarlar ki yüksek insülin direnci sebeplerindendir kaçınılmaz oluyor. En son Yale Üniversitesinde yapılan çalışmayı belki hatırlarsınız. İltihaplı romatizma için üretilen bir bağışıklık sistemini baskılayan ilaçla tamamen kel bir arkadaş saçlarına kavuşmuş. Genetik faktörleri bunun dışında ele alsak bile genler üstü dediğimiz epigenetik özellikler çevresel koşullara çok daha duyarlı olup, hangi genlerin aktif ya da deaktif olacağını belirlediği son çalışmalarla ortaya konuluyor. Benim fikrim tüm bu kimyasal tedavilerin yanı sıra beslenme konusuna bir topik açıp tüm detaylarıyla araştırmaya ve fikri, önerisi olan tüm arkadaşları paylaşım yapmaya teşvik etmeliyiz. Güzel fikir ve alternatif tedaviler başlığı mız birazda bu amaçla açıldı.

piranha
11.08.2014, 01:52
Konu tam da benim ilgilendiğim kısma geldi. Maalesef antibiyotik fayda ettiği kadar uzun vadede kalıcı hasarlar da bırakabiliyormuş. Yukarıda da bahsedildiği gibi bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin yokolması, sindirimi de olumsuz etkileyip besinlerin emilimini güçleştiriyor. Bununla birlikte oluşan tahribat ile bağırsak sindirilmemiş besinleri sızdırmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi bunları kovalarken ürettiği antikorlar gittiği dokuları da hasara uğratıyor. Bu da otoimmun dediğimiz bir bağışıklık hastalığına sebep oluyor. Çölyak, haşimoto, tip 1 diyabet, iltihaplı romatizma gibi hastalıklar bunların içinde sayılabilir. Tüm bunların yanında oluşan enflamasyon ve mantarlar ki yüksek insülin direnci sebeplerindendir kaçınılmaz oluyor. En son Yale Üniversitesinde yapılan çalışmayı belki hatırlarsınız. İltihaplı romatizma için üretilen bir bağışıklık sistemini baskılayan ilaçla tamamen kel bir arkadaş saçlarına kavuşmuş. Genetik faktörleri bunun dışında ele alsak bile genler üstü dediğimiz epigenetik özellikler çevresel koşullara çok daha duyarlı olup, hangi genlerin aktif ya da deaktif olacağını belirlediği son çalışmalarla ortaya konuluyor. Benim fikrim tüm bu kimyasal tedavilerin yanı sıra beslenme konusuna bir topik açıp tüm detaylarıyla araştırmaya ve fikri, önerisi olan tüm arkadaşları paylaşım yapmaya teşvik etmeliyiz.

bu konuyla ilgili romatizma için üzüm çekirdeği faydalıymıs ve yale üniversitesindeki kişide alopecia areata vardı androgenetik alopecia için o kadar etkili olur mu olursa romatizma haplarından topikal solüsyon yapılamaz mı ?

KillThat
11.08.2014, 03:19
bu konuyla ilgili romatizma için üzüm çekirdeği faydalıymıs ve yale üniversitesindeki kişide alopecia areata vardı androgenetik alopecia için o kadar etkili olur mu olursa romatizma haplarından topikal solüsyon yapılamaz mı ?

Yabancı forumlarda aynen bu tartışma geçmişti ve oy birliğiyle bu tedavinin androgenetik alopecia hastalarında işe yaramayacağına karar verilmişti, fakat denenmedi diye biliyorum.

KillThat
11.08.2014, 03:21
Konu tam da benim ilgilendiğim kısma geldi. Maalesef antibiyotik fayda ettiği kadar uzun vadede kalıcı hasarlar da bırakabiliyormuş. Yukarıda da bahsedildiği gibi bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin yokolması, sindirimi de olumsuz etkileyip besinlerin emilimini güçleştiriyor. Bununla birlikte oluşan tahribat ile bağırsak sindirilmemiş besinleri sızdırmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi bunları kovalarken ürettiği antikorlar gittiği dokuları da hasara uğratıyor. Bu da otoimmun dediğimiz bir bağışıklık hastalığına sebep oluyor. Çölyak, haşimoto, tip 1 diyabet, iltihaplı romatizma gibi hastalıklar bunların içinde sayılabilir. Tüm bunların yanında oluşan enflamasyon ve mantarlar ki yüksek insülin direnci sebeplerindendir kaçınılmaz oluyor. En son Yale Üniversitesinde yapılan çalışmayı belki hatırlarsınız. İltihaplı romatizma için üretilen bir bağışıklık sistemini baskılayan ilaçla tamamen kel bir arkadaş saçlarına kavuşmuş. Genetik faktörleri bunun dışında ele alsak bile genler üstü dediğimiz epigenetik özellikler çevresel koşullara çok daha duyarlı olup, hangi genlerin aktif ya da deaktif olacağını belirlediği son çalışmalarla ortaya konuluyor. Benim fikrim tüm bu kimyasal tedavilerin yanı sıra beslenme konusuna bir topik açıp tüm detaylarıyla araştırmaya ve fikri, önerisi olan tüm arkadaşları paylaşım yapmaya teşvik etmeliyiz.

Ben küçükken 3-4 defa penisilin yedim ve ne zaman bademciklerim şişse antibiyotik kullandım ki 3 aya bi şişmezse bademciklerim şaşırırdım. 19 yaşındayım 4 yıldır bademcik sorunu yaşamadım fakat 15 yaşlarında (çocukluktan ergenliğe geçiş zamanları) vücudumda tuhaf bi hastalık oluştu adı akuajenik ürtiker ve nedeni tam olarak bilinmiyor ve bu tür hastalarla pek karşılaşılmıyor. Hatta bikaç doktor gülmüştü bana suya alerjim var deyince.
ps: akuajenik ürtiker hastaları vücuduna su deyince suyun temas ettiği yer sinek ısırığı gibi kabarıp kaşınır. Bende zamanla kendi kendine azaldı, fakat nedense konozal şampuanla yıkanınca tekrar başlıyor

forumcu
11.08.2014, 13:47
bu konuyla ilgili romatizma için üzüm çekirdeği faydalıymıs ve yale üniversitesindeki kişide alopecia areata vardı androgenetik alopecia için o kadar etkili olur mu olursa romatizma haplarından topikal solüsyon yapılamaz mı ?

Yabancı forumlarda bu topikalin yapılması ile ilgili tartışılmıştı ancak maliyeti çok fazla olduğu için gerçekleşemedi sanırım. Ayrıca sistem tamir edilemediği için de sürekli kullanılması gerekmekte. Oysa bu bağışıklık hastalığına sebep olan sorunlara yönelik diyet yöntemleriyle de sonuç alınabilir ki sorunumuz iltihaplı romatizma gibi büyük bir sorun değil. Çok basit olarak sadece şekerli gıdaların kesilip insülin biraz terbiye olduğunda, saç dökülmesi belirgin azalacaktır. Yine şeker bağımlısı mantarlarımız yavaş yavaş ölmeye başladığında tüm vücudumuz yeterince beslenmeye ve bağışıklık sistemini sapıtan tesirlerden kurtulacaktır. Bu çıkarımımı destekleyen biotin örneğin ya da konazol gibi ilaçlar anti enflamatur, mantar önleyici özellikler gösterip saç ve cilt için faydalı bileşenler. Ama bataklığı kurutamıyoruz ve hatta bunları kullandıkça üremesini de çoğaltıyoruz. İçeriyi iyileştirdiğimizde bu ilaçları kullanmaya gerek de kalmayacak. Bu arada kullanılan ilaçların DHT baskılayıcı özelliklerini görmezden gelmedim ve ona bakış açım da şöyledir. Yaşam koşullarımız tüm hormonel reseptörlerin duyarlılığını da değiştirmekte. Nasıl ki insülin direnci oluşan bir insan beslenme koşulları ve yaşam koşullarını değiştirdiğinde reseptörler tekrar işini düzgün yapmaya başlıyorsa androjen reseptörlerin duyarlılığı da uygun koşullar sağlandığında normalleştirilebilir. Bedenimizin hafızasındaki bu bilgiyi tekrar kullanmasını sağlamak için doğru koşulları yaratmalıyız. Bunlar benim çıkarımlarımdır ve tartışmaya değer bulduğum şeylerdir. Eksiğim yanlışım varsa lütfen bunu belirtin ve sadece saçlarımız için değil tüm vücut sağlığımızı, ruh sağlığımızı düzeltecek bir yol bulmaya çalışalım. Hepimize şifa olsun

forumcu
11.08.2014, 13:55
Yabancı forumlarda aynen bu tartışma geçmişti ve oy birliğiyle bu tedavinin androgenetik alopecia hastalarında işe yaramayacağına karar verilmişti, fakat denenmedi diye biliyorum.

Yanlış hatırlamıyorsam Miracle Bey yazmıştı androgenetik alopecia aslında uzun vadeli alopecia areta olabilir diye. Ben de bu bakış açısını düşünmeye değer buluyorum. Sonuçlarında ortaklık olan durumların sebeplerinde bağımsız olması pek mümkün gözükmüyor. Mutlaka sebepleri de ortak yönler taşır diye düşünüyorum.

KillThat
11.08.2014, 14:18
Yanlış hatırlamıyorsam Miracle Bey yazmıştı androgenetik alopecia aslında uzun vadeli alopecia areta olabilir diye. Ben de bu bakış açısını düşünmeye değer buluyorum. Sonuçlarında ortaklık olan durumların sebeplerinde bağımsız olması pek mümkün gözükmüyor. Mutlaka sebepleri de ortak yönler taşır diye düşünüyorum.

Deneyecek birini bulmamız gerek aslında denemekte fayda var ama pahalı bir tedavi diye duydum