Stata 10 mg tablet (Statin)
ACE plus selenyum yumuşak kapsül (a,c,e vitamini ve 50 mg selenyum içeriyor)
zerdeçal(curcumin) çinko (zinco kapsül 50 mg ) , ca bloker ısoptin (miracle hocam sağolsun ar hassaslığı üzerine etkenlerden bazilari) fakat bilgili üstadlar bu etkenlerden losyonu nasıl hazirlayabilirz.oranlari ne olmali yardimci olabilirseniz ..
Modlarim siz ne düşünüyorsunuz bu konuda
Güncel.....
Arkadaslar şuna bir care bulabilseydik belki sorunu cok büyük oranda halledebilirdik.Saclar dökülüyor 3-4 ay sonra yine cıkıyor,fakat yine dökülüyor ve eskisinden daha kötü hale geliyor.Bu gelgitlerin nedenini merak ediyorum ki tedavide degısıklık yapmıyorum . AR hassaslıgını azaltabılmek.Dermaroller ile kan akısını ciddi oranda saglayabilmek.pdg2 inhibitör,crth2 antagonist bunları zaten biliyoruz.Yapamadıgımız tek nokta AR hassaslıgı degılmı bunu cozsek cok iyi olup .Sorunu büyük ölçüde azaltmayacakmıdır.Birde dermarollera ara verip tekrar basladıgınızda saçlarınızda bayagı bir dökülme oluyormu ilk zamanlar ?
Hocam senin saydıkların mekanizmanın bir kaçı dahada büyük bir mekanizma ama herşeyiyle bütün basamakları ortada. Tek başına pdg2 crth2 antogonist bir losyon yapmak sorunu çözmeyecekdir belki ancak 1-2 sene içinde anti dht siz çözümler gelecek inşAllah. Cell losyon bunun ticari olmayan ilk örneklerinden.jackal__1907 Nickli Üyeden Alıntı
33 mg Ru 58841 - Sabah
Minoksidil 1,6ml günde - Sabah-Akşam
5000 mcg biotin - Günde tek tablet
Haklısın hocam...Allah ın izniyle cıkacaktır...
Hasasiyeti düşürecek bir losyonu nasıl hazırlayabiliriz bunun üstünde durulmalı bence
Cellagance,setipiprant,dermaroller,yeşilçay,d3
Eksiksiz tıbbi bilgileri ve tavsiyeleri her zaman reçete yazan hekiminizden
veya diğer sağlık mesleği mensubu danışmanlarından almanız gerekmektedir.
Bu soruna kesin çözüm bulmanın yolu bedenin uyum içerisinde olması ve dengeli beslenmedir. Oral yoldan alınacak besinler-bitkiler keşfetmemiz lazım. Bu bitkilerin veya besinlerin bu reseptörleri azaltması veya yok etmesi gerekir. Bu hem kalıcı bir çözüm olacaktır hemde sorunun kökenine inmiş olacagız. Losyonların etki mekanizması dıştan oldugu için beden bunun yerini dolduramıyor. Ve sürekli losyonla ugraşıp duruyoruz. Tabiki losyon ile korumamız da gerekiyor ama dediğim kalıcı çözüme ulaşana kadar. Kalıcı çözüme ulaşınca losyona gerek kalmayacak zaten. Miracle hoca biberiye demiş. Bu besinleri-bitkileri daha çok bulmamız ve hayatımızda dengeli bir şekilde kullanmamız gerek. Önceliğimiz bu tür besinleri-bitkileri bulmaktır. Biraz tekrar eder gibi oldu cümlelerim ama kalıcı çözüm bedenin dengesinde. Reseptörler arttıgına göre onu engelleyen birşey yok demektir.
Beslenme denen olayın aslında cok sey uzerinde etkisi var bunlardan biride hic suphesiz sac dokulmesi.Bende sac dokulmesi ile aknede bas gosterdi yaptıgım arastırmalarda androjen hormonlarının artması yani testo buna baglı olarak dhtnin artması olarak yorumluyorum cunku sacım ve tenim asırı yaglanıyor.Simdi olayın en basından baslamamız gerekiyor bu androjenleri neler artırıyor onu bulmalıyız.insulin hormonu bu hormonların artmasını saglıyor diye dusunuyorum.Bu androjenler sac hucrelerinde hucrelerin yıkımını artırıyor eger bizim hucrelerimiz dayanaklı ise az hasarla atlatılıyor bu durum (genetik yatkınlık diye dusunuyorum)eger degilse reseptorlerimiz artık hassaslasmaya baslıyor.insulin direncini azaltmak icin metformin maddesi iceren ilaclar kullanılıyor.Bu ilac kaslardaki reseptorlerin hassasiyetini azaltarak kaslarda glikoz ve proteini daha fazla depoluyor.Aslında sistem ilerleyisi olarak sac dokulmesi ile aynı sekilde ilerlesek ve saclarda bulunan reseptorlerin dayanıklılıgını artıracak ve dht testo ve diger androjenlere karsı dayanıklılıgını artıracak etkenler arastırırsak bu konunun onune gecmis oluruz.
Bunlar ayrı hormonlar iken el ele tutuştuğunda onları bir araya getireceğim. Çalışmalar, art arda akne ve IGF-1 seviyeleri arasında bağlantı olduğunu göstermiştir. Sivilce hastalarında sağlıklı cilt olanlara kıyasla daha yüksek insülin direnci oranları gösteren çalışmalar da vardır. İnsülin direnci, hücrelerin insüline cevap vermediği ve pankreasın telafi edilmesi için daha fazla pompalaması gerektiği anlamına gelir. Elbette daha fazla insülin daha fazla IGF-1 anlamına gelir.
İşte bu hormonların cildi nasıl etkilediği:
IGF-1, sebositlerin büyümesini uyarır ve böylece sebum üretimini arttırır. Bir çalışma, IGF-1 seviyeleri ve yüz sebumu üretimi arasında korelasyon gösterdi.
Cilt hücrelerinin daha hızlı büyümesini sağlayın
Testisler ve yumurtalıklarda androjenler sentezini uyarırlar.
Cildi androjenlere karşı daha hassas hale getirin
Dolayısıyla, insülin ve IGF-1 cilt üzerinde doğrudan etki ederken akne üzerindeki birincil etkisi, androjenlerin etkisini çoğalttıkları gerçeğinden kaynaklanmaktadır.
bu makaleyi akne ile ilgili oldugu icin okumustum.google ceviriden cevirdim.Anlatılan akne üzerine fakat burda A.g.a ile ilgili ortak bir cok nokta var androjen hassasiyet,sebosit(sebum) bunlar ortak vucudu bir makineye benzetirsek eger makinayı calıstıran kabloların en ufagında bile bir aksama olsa makine calısması durur veya verimi duser.Yani sac dokulmesi veya bircok hastalık aslında bir birleriyle iliskili.Suda bir gercek sac dokulmesini cozdugumuzde bir cok hastalıgada cozum bulmus olacagız.
Yetkileriniz
Alıntı