Mars`a arac gönderen, anne karnindaki bebegin ilerde karsilasabilecegi hastaliklari bilen, kontrolsüz kötü huylu hücre cogalimini engelleyebilen, uydu sinyallerindeki dalgalari ses ve görüntüye ceviren, gözle görülmeyecek sekilde elektronik kartlara veri yollari cizebilen bilim dünyasinin halen sac dökülmesine/kellige care bulamadigina inaniyor musunuz?
Ben inanmiyorum.
Bence hem sac kökü, hem sac üretebilecek hem de ölmemis köklerden sac cikarabilecek teknik mevcut. sac kopyalama konusunda da süphelerim var, kopyalama olmasa bile gercege en yakin saci üretebilecek teknik kesinlikle cok zor olmamali. gerceginden daha iyi calisan kalp bile yapildi.
üstelik yapay zeka ve gen biliminin dünya tarihindeki en parlak dönemindeyiz. Yumurtanin üsnüne kalemle isim yazan otomotiv robotlari gördüm ve biz halen kafamiz kel dolasiyoruz ve buna bir care yok öyle mi?
Bu dünyadaki en büyük mafya kapitalizmin kendisidir, onun baronlari ise modern hayat masalina bizi inandiran, bizi önce hasta eden sonra iyilestirmek icin paramizi yani emegimizi calan ilac ve kozmetik sektörüdür.
Kimbilir bu güne kadar kac bilim insani öldürüldü, kac tedavi rüsvetler ile engellendi. Degisik tedavilerde, Faz 1, Faz 2 yi yapan firmalar nedense "basarisiz olduk" ya da "parasal nedenler" diyerek projelerini sonlandirdi.
Özet olarak bize ne kadari verilirse o kadari ile idare etmek zorundayiz.