Sayfa 9/12 İlkİlk ... 7891011 ... SonSon
116 sonuçtan 81 ile 90 arası

Konu: Candida mantarı

  1. #81
    SaçımınDoktoru Üyesi
    Üyelik tarihi
    26.10.2014
    Mesajlar
    117
    Arkadaşlar doktorları pek dinlemeyin bence artık. Acil cerrahi bi durum olmadığı sürece ben gitmiyorum artık. Acilde hayat kurtarıyolar iyi dikiş atıyolar falan eyvallah ama kronik hastalıklar çağımızın sağlık problemleri konusunda çok yetersiz ve bilgisizler. Bağımsız bir kaç hekim dışında hangi ilacı satarım hangi gereksiz ameliyata ikna ederim diye düşünen ilaç şirketlerin kölesi olmuş iş adamları hepsi. İyileşmeniz onlar için iyi bişey değil böyle bakılınca çünkü sağlıklı insan para getirmiyor.

    Candida konusuna gelicek olursak erkek tipi dökülmeye candida sebep olur gibi bir durum söz konusu değil tabiki. Sistemik bi enflamasyona sebep olduğu için süreci hızlandırıp erkene çekeceği aşikar. Aa nın insülin ve igf ile olan bağlantısını hatırlıycak olursanız candidanında insülin hormonuylada bağlantısı var. Enflamasyonunda nerde olacağı çok kestirilemiyor benim saç derimde yoğun bi şekilde yerleşmiş durumda kimi insanı ağzında aft çıkıyor kimisinin cildinde bi problem çıkıyor candida tek tip semptomu olan bi rahatsızlık değil. Bağışıklık sistemini bitirerek birçok hastalığa karşı bizi savunmasız bırakıyor..

  2. #82
    Beyler bugün candida testini sağlıklı birine yaptırdım, sonuç negatif. Tükürük bildiğiniz suda yüzüyor dibe batma hiç yok. Bu arada candida ve adrenal fatigue in birbiriyle çok alakalı şeyler olduğunu düşünüyorum. Eğer yoğun stresli bir dönem geçirdiyseniz, antibiyotik kullandıysanız, sağlıksız besleniyorsanız bu ikisinin sizde olma ihtimali yüksek. Özellikle adrenal fatigue için stres en büyük etken.

    Ben her ikisinin de bende olduğuna kanaat getirdim, bundan sonra şekerli, kafeinli, işlenmiş hazır ve yüksek karbonhidratlı besinleri kesiyorum. Bu arada bu söylediğimi iki gündür falan yapıyorum kafamdaki kaşınma hissinin azaldığını düşünüyorum.

  3. #83
    SaçımınDoktoru Üyesi kelaynak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.05.2015
    Mesajlar
    217
    Alıntı dokuldudokulecek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Beyler bugün candida testini sağlıklı birine yaptırdım, sonuç negatif. Tükürük bildiğiniz suda yüzüyor dibe batma hiç yok. Bu arada candida ve adrenal fatigue in birbiriyle çok alakalı şeyler olduğunu düşünüyorum. Eğer yoğun stresli bir dönem geçirdiyseniz, antibiyotik kullandıysanız, sağlıksız besleniyorsanız bu ikisinin sizde olma ihtimali yüksek. Özellikle adrenal fatigue için stres en büyük etken.

    Ben her ikisinin de bende olduğuna kanaat getirdim, bundan sonra şekerli, kafeinli, işlenmiş hazır ve yüksek karbonhidratlı besinleri kesiyorum. Bu arada bu söylediğimi iki gündür falan yapıyorum kafamdaki kaşınma hissinin azaldığını düşünüyorum.
    Gluten içermeyen besinler ve probiyotik takviyesi mantıklı bence.Ayrıca Candida nın sindirim sistemimizi etkilediğine kanaat getirmek için bir diğer test de dil testiymiş.Dilimizin normalde pembemsi olması gerekiyor.Fakat Candida varlığında dil üstünde beyaz bir örtü oluyor.Ki bende yoğun bir şekilde bu var.

  4. #84
    SaçımınDoktoru Üyesi Erhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.11.2014
    Mesajlar
    158
    Bendede candida çıktı, iyi bir diyet listesi uygulamamız lazm, eğer candidayı atlatırsak saç tedavisinde çok daha iyi yerlere geliriz. Biraz araştırma yaptım candida mağduru bir hasta bu listeyle candidadan kurtulmuş

    Şekeri minimuma indir (kuru meyve ve meyve suları dahil)
    - Tüm beyaz un/ekmek mamüllerini minimuma indir (makarna, börek, kurabiye...)
    - Tüm tahıl ürünlerini az tüket.
    - Fermente gıdaları bol miktarda tüket:
    • Kefir (günde 1-2 bardak)
    • Pancar kvass (günde 2-3 bardak)
    • Sauerkraut + diğer fermente sebzeler (günde 1-2 kase)
    • Kombucha (günde 1-2 bardak)
    - - Kemik, ilik, paça suyu – her gün 2-3 bardak (kolay hazımlı yüksek kalite protein ve mineraller - besleyici ve bağırsak dokusu be florasının iyileşmesine üstün destek)
    - Sakatat (ciğer, böbrek, yürek) – et olarak tüket (toksin açısından hayvanın en temiz kısımları, besin yoğunluğu ve hazmedilebiliği en yüksek et seçimi)
    - Her öğünde bol miktarda yeşil sebzeler ve otlar - çiğ ve pişmiş – (bakteriyel flora, proteinlerin hazmı ve bağırsak kimyasının düzenlenmesi, ayrıca bitkisel besin yoğunluğunu arttırmak için)
    - Kekik çayı (gün boyu istediğin kadar)
    - Beslenmede iyi yağları arttır - ghee, zeytinyağı, tereyağı, ve özellikle Hindistan cevizi yağı (son derece antifungal - günde bir çorba kaşığı)
    - Ayrıca kan şekerini dengelemek ve insülin metabolizmasını dengeleyerek hormonal ve bağışıklık sistemlerine desteği arttırmak için öğün aralarında ve geceleri atıştırmayı kes ve ara öğünleri minimize et (et suları, probiyotik içecekler ve bitkisel formül dışında)

  5. #85
    SaçımınDoktoru Üyesi Erhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.11.2014
    Mesajlar
    158
    EVDE PROBİYOTİK YOĞURT

    Sütü kaynatın
    Pastorize süt kullanmayın.Günlük süt kullanabilirsiniz.
    Kaynamasının ardından elinizin dayanabileceği sıcaklığa kadar sütü soğutun.
    2 veya 3 adet probiyotik kapsülünü elinizle ikiye ayırarak açın.Açtığınız kapsülleri porselen veya cam bir fincana boşaltın.Üzerine kaynatmış ve elinizin dayanabileceği ısıya gelmiş olan sütten bir miktar ilave ederek homojen bir şekilde tahta bir kaşık ile karıştırın.
    Fincanın içinde karıştırmış olduğunuz ve probiyotik bakteri içeren sütünüzü fincanın içinde hiç toz bırakmayacak şekilde kaynamış olan sütünüzün içine dökün ve tahta bir kaşık yardımı ile iyice karıştırın.Fincanınızda toz kalmış ise tekrar üzerine süt dökün ve çalkalayarak sütünüze ilave edin
    Bu aşamadan sonra klasik yoğurt yapma işlemlerinde olduğu gibi,sütünüzün üzerini kapatınız ve bir battaniye ile demlenmeye bırakınız.
    Elde edeceğiniz yoğurdun kıvamı sütünüzün özelliklerine bağlı olarak katı veya biraz daha sulu olabilir.Sulu olması halinde bir sonraki sefere sütünüzü değiştirmeyi ve/veya bir kapsül daha probiyotik kapsül ilave etmeyi unutmayın
    Elde etmiş olduğunuz yoğurdu kullanarak tekrar yoğurt mayalayabilirsiniz ancak mayalayacağınız yoğurt simbiyotik faaliyet nedeni ile 4 çeşit bakteriyi de bünyesinde barındırmayacaktır.
    Her yeni yoğurt mayalama işleminde yeniden kapsül kullanmalısınız.

  6. #86
    SaçımınDoktoru Üyesi Tıbbiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.07.2014
    Mesajlar
    1.089
    Alıntı izmitli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Arkadaşlar doktorları pek dinlemeyin bence artık. Acil cerrahi bi durum olmadığı sürece ben gitmiyorum artık. Acilde hayat kurtarıyolar iyi dikiş atıyolar falan eyvallah ama kronik hastalıklar çağımızın sağlık problemleri konusunda çok yetersiz ve bilgisizler. Bağımsız bir kaç hekim dışında hangi ilacı satarım hangi gereksiz ameliyata ikna ederim diye düşünen ilaç şirketlerin kölesi olmuş iş adamları hepsi. İyileşmeniz onlar için iyi bişey değil böyle bakılınca çünkü sağlıklı insan para getirmiyor.

    Candida konusuna gelicek olursak erkek tipi dökülmeye candida sebep olur gibi bir durum söz konusu değil tabiki. Sistemik bi enflamasyona sebep olduğu için süreci hızlandırıp erkene çekeceği aşikar. Aa nın insülin ve igf ile olan bağlantısını hatırlıycak olursanız candidanında insülin hormonuylada bağlantısı var. Enflamasyonunda nerde olacağı çok kestirilemiyor benim saç derimde yoğun bi şekilde yerleşmiş durumda kimi insanı ağzında aft çıkıyor kimisinin cildinde bi problem çıkıyor candida tek tip semptomu olan bi rahatsızlık değil. Bağışıklık sistemini bitirerek birçok hastalığa karşı bizi savunmasız bırakıyor..
    İzmitli bi doktor adayiyim ben de,bu şekilde kötü düsüncelere sahip olman üzücü toplumda bu bakış açısı beraberinde şiddet olayları vs. de getiriyor.Kronik hastalıkların hemen hepsi zaten tamamen tedavi edilemez. olabildiğince semptomları azaltılmaya çalışılır vs. Tıpkı bizim saç tedavisi gibi mesela,biz proscari minoxidili losyonları vs. kullanirken tamamen tedavi mi umut ediyoruz yoksa sadece süreci daha geciktirmek mi ?

  7. #87
    SaçımınDoktoru Üyesi
    Üyelik tarihi
    26.10.2014
    Mesajlar
    117
    Yanlış anlamanı istemem dostum benimde ailemin çoğu doktor öz eleştiride var işin içinde. Doktorlar burada birincil suçlu değil tabiki sistem onları bu hale getirdi sağlık 'sektörü' diye bahsediliyor işinizden farkındaysan bence bu iş para faktörünün bu kadar içine nüfuz etmesinin çok sakıncalı olduğu kutsal bi iş.

    Otizimin dahi geri döndürülebilir olduğunu savunan bir çok bilim adamı, hekim varken kronik hastalıklar konusunda katılamıyorum sana. Yakın zamanda çok fazla örnekle karşılaştım dönmez denilen herşey geri çevrilebiliyor. Ama modern tıp nedense semptomları ortadan kaldırmakla uğraşıp duruyor sürekli, asıl alta yatan nedene odaklanmamakta ısrar ediyor. Bizim uğraştığımız şeylerden örnek verirsek içimizde büyüyen tüm vücudumuzu sarmış bi mantardan kaynaklanan egzama için topikal şampuan ve kremler yazıyorlar geçici olarak kişi tedavi oluyor sonra yine nüksediyor. Ben şahsen hiç 'tedavi edilmiş' egzama hastası görmedim. Birde çözümü yok nedeni yok gibi safsatalarla geliyorlar onlarcasından duydum bunu. İyide ben bilim adamına danışmaya geldim bana şaman gibi açıklamalar yapıyorlar şu tedaviye inanmıyorum bence genetik bence psikolojik gibi baştan sağma açıklamalar.. Erkek tipi dökülmeye tedavilerine hiç girmiyorum zaten vücutta her yerde önemli görevleri olan erkeklik hormonunu baskılamak mı gerçektenmi?

    Kabul edersinki hekimlerimizin bir çoğu daha fazla hasta bakıp kotamı aşayım gelene geçene bizim mümessilin verdiği ilacı yazayım dur şu menisküs üde alayım daha çok kazanayım mantalitesindeler ki insanın yaptığı işten daha çok kazanmak istemesi kadar doğal bişey olamaz ama iş insan sağlığı olduğu için büyük trajediler yaşanabiliyor. Bu adam marangozluk yapıp aynı düşüncede olsa yaptığı masa bi ay sonra dağılır gider paranı alırsın ama burda insanlar ölüyor çok hassas bi konu.

    2015 te tonlarca araştırma gözümüzün önünde dururken hala ezbere bi şekilde kolesterole statinleri, şekere insülin iğnelerini, alerjilere anti-histaminleri, antibiyotikleri antidepresanları peynir ekmek gibi yazan probiyotiklerden d vitamininden organik beslenmeden bahsedince yüzünüze aşalar bi tonda sen mi okudun onca sene sana noluyor triplerine girip öğrenmeye bu kadar kapalı olup egolarında boğulurlarsa kusura bakma ben sadece 6 sene okudu ve beyaz önlük giyiyor diye kimseye saygı duyamam.

    Hayır yanlış anlama kendini yeniliyen geliştiren hekimlerimize tabiki saygım sonsuz. Mesela osman müftüoğlunu taktir ediyorum son bi senede tüm söylediklerini yuttu güncel araştırmalara uyum sağladı güncelledi kendini. Hemde türkiyenin sayılı hekimlerinden olmasına rağmen egosunu ayakları altına alıp yanılmışım diyebildi. Doktorların bu konulardaki bilgisizliğinin üstüne dünyayı ben yarattım tripleri sinir bozucu aslında. Her neyse bunların hiç biri siddetin hiçbir türünü haklı çıkarmaz. Kırıcı olduysam kusuruma bakma benim ve ailemin canı çok yandı bu ezbere işler baştan sağma muayeneler yüzünden. Araştıran sorgulayan güncel kalan bağımsız bir doktor olman dileğiyle
    Konu izmitli tarafından (28.08.2015 Saat 13:18 ) değiştirilmiştir.

  8. #88
    Moderatör tosun.t - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.12.2014
    Yer
    izmir turkey
    Mesajlar
    686
    probiotik tüketeceksiniz candidanın devası odur olayı büyütmeyin ayrıca taş köprü sarımsagı günde bitane yutunuz

  9. #89
    SaçımınDoktoru Üyesi forumcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.08.2014
    Mesajlar
    334
    İzmitli çok iyi yazmışsın. Şu geri döndürülmez kronik denilen durumlar için bazen daha derin konulara giriyorum çünkü kronik olarak sadece saç sorunum yok maalesef. Daha önce açtığım alternatif bakış konusunda da Bahsettiğim epigenetik işleyişi şöyle yüzeysel ele almıştım ancak şimdi işin içine metilasyon girdi, histamin intoleransı girdi ve daha bazı ayrıntılar. İşin kötü tarafı bu Bahsettiğim hususlarda yaşanan sağlık sorunlarını tedavi edecek doktoru bulmak sanırım piyango çıkması kadar zor. Neyse dağıtmadan eğer girmediysen bu alana sana tavsiyem bir göz gezdirmen. Genetik veya kronik denilen hastalıklarla ilgili tedavi yaklaşımında mevcut anlayışını destekleyen önemli bir sac ayağı olabilir.

  10. #90
    İzmitli konuyu çok güzel özetlemişsin. İngiliz nöroloğun oğluna otizm tanısı konunca, kadın bildiklerini unutup bağırsaklara yönelerek oğlunu otizmden kurtardı. Çocuğu olmayan insanlar, canan karatayın dediklerini uygulayıp çocuk sahibi olmuşlar. Aslında insan vücudundaki bağışıklık sistemi, her şeyi yenebilecek güçte ama bu sistemi çökertmek için GDO lu tarımı insanlara kakaladılar ve insanı bozdular. Her hastalık doğru tedavi ile devasına kavuşur ama insanlık-düşmanlarının para kaynağı kesilir. Mesela; kanser çok çabuk yenilebilen bir hastalık olsa ki öyle, onkolojide uzmanlaşanların sayısı ne hale gelir? Hastalıklar üretilmesi ve sebep olunmasa neden bu kadar insan doktor olmak istesin? Çoğu para için evladım doktor olsun derdinde...

    Yine de saç dökülmesinin otoimmün bir hastalık olmadığı kanaatindeyim. Dışarıdaki etkenlerin sadece bir yere kadar etkili olduğunu düşünüyorum. Yediklerimiz ve içtiklerimizin etkisi de keza öyledir. Genetik lafını çöpe at gitsin! Yani bu saç dökülmesini telaşla durdurmaya çalışmak yerine , bu neden oluyor diye düşünülmüyor. Bu bazı organların tam fonksiyonla çalışamaması olabilir mi? Hücresel bazda bir sıkıntı? ... Gerçek bilim olsa bunu şimdiye çözmüştü!

Sayfa 9/12 İlkİlk ... 7891011 ... SonSon

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •