4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Saç Dökülmesi Tedavileri

  1. #1

    Saç Dökülmesi Tedavileri

    saç dökülmesi tedavileri


    TEDAVİ YÖNTEMLERİ
    Tarih boyunca insanlığın en önemli sağlık sorunlarından biri olan saçsızlığın tedavisi için sayısız araştırma yapılmıştır. Bugüne kadar bu araştırmalardan tam tatmin edici bir sonuç sağlanamamıştır. Ancak modern tıp günümüzde bu soruna çareler üretmiş ve insanlığın hizmetine sunmuştur. Bu bölümde değişik tedavi yöntemleri anlatılacaktır.


    İLAÇLA TEDAVİ


    İlaçla tedavileri anlatmadan önce saç dökülme nedenleri bölümünde anlattığımız saç dökülme tiplerinden hangisinin mevcut olduğunu tespit etmenin önemi bir defa daha vurgulanmalıdır. Zira tedavi seçenekleri nedene yönelik olmalıdır. Örneğin hipotroidi varsa direk bu hastalığın tedavisi yapılmalıdır. İlaç sanayi hızla ilerleyen bir sektördür. Saç dökülmesi ergenlik dönemindeki tüm erkeklerin %50sini etkileyen bir rahatsızlık olduğundan bu büyük pazar nedeniyle bir çok araştırma yapılmakta ve çeşit çeşit ilaçlar üretilmektedir. Ne yazıkki bu güne kadar FDA onaylı yalnızca iki ilaç üretilebilmiştir. Bu ilaçlarda başka amaçlı araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır ve dökülen, tamamen yok olan saçlar üzerinde etkili değildirler.
    Ancak dökülmekte olan cansız saçları kuvvetlendirmekte ve saç dökülme hızını yavaşlatmaktadırlar. Kullanıldıkları sürece etkilidirler ve bazı istenmeyen yan etkileri olabilmektedir.
    Minoxidil
    Minoxidil’in androgenetik saç dökülmesi nedeniyle küçülmüş olan kıl köklerini büyülterek ve yeniden kuvvetlendirerek etki yapar. Ayrıca kılların büyüme fazını süre olarak uzatarak, belli bir uzunluğa gelmeden dökülmesini engellemektedir. Minoxidil ilk defa damar genişletici etkisi nedeniyle kullanılmaya başlanmış, kıllanmayı artırıcı etkisi gözlenince saçsızlık tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Damar genişletici etkisi ile saçlı derideki kan akımını artırdığı için mi yoksa direk bir etki olarak mı ortaya çıktığı tartışılmalıdır. %2 ve %5’lik konsantrasyonlar halinde piyasada mevcuttur.
    Minoxidil su, alkol ve glycol karışımının içinde, saçsız bölgeye sürülen bir losyon olarak kullanılmaktadır. Minoxidilin
    -Bazı ilaçlarla birlikte,
    -Bazı beslenme bozukluklarında,
    -Kanser tedavisi sırasında,
    -Hipotrioidide,
    -Hamilelikte ve emziren kadınlarda,
    -50 yaşın üzerinde
    kullanılması sakıncalıdır.
    Minoxidil istenmeyen bölgelerde kıllanma yapabilir. Üretici firma Minoxidilin alın bölgesinde değil, tepe bölgesindeki saç dökülmelerinde daha etkili olduğunu bildirmektedir. Ayrıca ilacın en az 4 ay kullanılmadan gerçekten faydalı olup olmayacağının bilinemeyeceğini de bildirmişlerdir. Minoxidilin mevcut saçların dökülmesini önleyici ve zayıf olanları kuvvetlendirici bir etkisi vardır.
    Spironolakton (Aldactone® )
    Spironolakton yüksek tansiyon tedavisinde kullanılır. Ancak bazı sınırlı sayıda araştırmalarsa saç dökülmesini önlediği tespit edilmiştir. Birincil olarak saç dökülmesi tedavisi için önerilen bir ilaç değildir.

    Azeleik Asit (Azelex®, Skinoren® )
    Azelaik piyasada %20lik krem formunda bulunan ve sivilce tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Yan etki olarak kıllanmayı artırdığı tespit edildiğinden saç dökülmesi tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Yan etki olarak deride döküntü, dermatit ve deri renginde açılma gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları gözlenmektedir.

    Cimetidine (Tagamet® )
    Cimetidine mide asit salgısını azalttığı için ülser tedavisinde kullanılır. Yan etki olarak kıllanmayı artırır.

    Tretinoin (Retin-A® )
    Tretinoin akne ve bazı başka cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Bu endikasyonlarının yanında saçın damarsal ve hücresel gelişmesini sağladığı için saçsızlık tedavisinde de kullanılabilir.Yan etki olarak deri renginde değişiklik ve derinin ışığa hassasiyetine neden olur.

    Ketokonazol (Nizoral® )
    Ketokonazol mantar enfeksiyonlarında kullanılan bir ilaçtır. Krem, şampuan ve tablet formları vardır. Krem veya şampuan formlarını saça herhangi bir etkisi yoktur. Tablet formunun ise testosteron üretimini azaltıcı anti-androjen etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Aşırı kullanım ve hassasiyet sonucu karaciğer yetmezliği yapabilir.

    DIANE 35®
    Bir doğum kontrol hapıdır. Vücutta kıllanma yapar. Kadınların vücudunda az miktarda bulunan erkeklik hormonlarını bloke eder. Erkek tipi saç dökülmesi olan kadınlarda bu ilaç kullanılabilir. Sarılık, migren, kaşıntı gibi yan etkileri vardır.

    Flutamide (Eulexin ®)
    Prostat kanseri gibi bazı hastalıkların tedavisi için geliştirilmiş bir ilaçtır. Hücrelerde androjen moleküllerinin bağlanmasını engeller.

    Yılan Yağı
    %40'ı yılan yağı olan ve doğal maddelerden yapılmış yılan yağı saç dökülen alana sürülür. 3 saat sonra yıkanır.


    DOĞAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ

    Çinko
    Çinko aynı zamanda çok etkili bir anti-androjen olan bir vitamin-mineraldir. Çinko, B6 vitaminiyle birlikte kullanıldığında 5 alfa-redüktaz enzimini bloke ederek testosteronun DHT’ye dönüşmesini engeller. Ne var ki çinkonun androgenetik saç dökülmesine karşı etkinliğini ortaya koyan çok az sayıda araştırma mevcuttur.
    Propecia gibi başka 5 alfa-redüktaz inhibitörleriyle karşılaştırıldığında çinko çok daha güvenlidir, çünkü çinko vücudumuzda zaten bulunmakta olan bir vitamindir ve yan etkisi yoktur.

    Saw Palmetto
    Cüce Amerikan hurması olarak da bilinen palmiye türü bir ağacın meyvelerinden elde edilen özüt, tablet haline getirilmiştir. Anti-androjen olarak bilinmektedir. Saç dökülmesi tedavisindeki etkinliğini kanıtlamaya yönelik bir çalışma olmamasına rağmen, bilim adamlarının önerileri doğrultusunda bu ilacın erkek tipi saç dökülmesi tedavisinde etkili olabileceğini belirlenmiştir.

    Radıx
    Cinsiyet hormonlarının kanda taşınabilmesini sağlayan bir proteinin aktivitesini ve testosteron bağlama özelliğini etkileyen bir bitki türüdür. Saw palmetto’yla karşılaştıracak olursa, radix urticae ve onun saç dökülmesi tedavisindeki yeri hakkında çok az olduğu bilgisine varılmıştır.

    B6 Vitamini
    Çalışmalar çinko ile birlikte kullanılan B6 vitamininin testosteronun ciltte DHT’ye dönüşmesini engellediğini göstermektedir. Bu nedenle bu ikilinin akne ve androgenetik saç dökülmesi gibi androjenlere bağlı durumların tedavisinde etkili olduğu söylenmektedir.



    Dutasterid



    Avodart, Dutasteride aktif maddesini içeren ve Propecia ( Finasteride )`ya benzeyen GlaxoSmithKline tarafından üretilen yeni bir ilaçtır. Avodart aslında İyi Huylu Prostat Hiperplazisini (BPH) olarak bilinen prostat büyümesi tedavisi için geliştirilmiş, erkeklerde saç dökülmesi tedavisi için FDA 2. evre testini geçmiş bir ilaçtır. Ancak şu an sadece prostat tedavisinde bir ilaç olarak onaylanmıştır. Avodart sadece erkek kullanımı içindir.


    Avodart ( Dutasteride ) Nasıl çalışır?

    Avodart DHT ( dihidrotestosteron ) olarak bilinen bir hormonu inhibe eder. DHT birçok erkekte Erkek tipi kellik (MPB) olarak da bilinen genetik saç dökülmesine neden görünen bir hormondur. DHT birçok erkekte prostat büyümesinin de ana nedenidir. Avodart, 5-alfa redüktaz enzimlerini ( Tip I, II ) inhibe ederek çalışır. Bu enzimler, vücutta testosteronu Dihidrotestosteron (DHT)`ye dönüştürmekten sorumludur. Avodart, DHT seviyesini önemli ölçüde düşürür.



    Finasterid

    Finasterid Nedir?


    Propecia, Finasterid adlı ilacın piyasa ismidir. Aynı ilaç Proscar adıyla da satılmaktadır. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından erkek tipi saç dökülmesinin tedavisi için onaylanmış ilk ilaçtır.
    Merck İlaç Firması tarafından geliştirilen ve geçmişte erkeklerde prostat bezi büyümesini tedavi için kullanılan Propecia, 1997 yılında saç dökülmesine karşı kullanılmak üzere FDA tarafından onaylandı.

    finasterid nasıl etki ediyor?


    Tıp dilinde androjenetik alopesi adı verilen erkek tipi saç dökülmesine erkeklik hormonları ve ırsi faktörler yani genler neden oluyor.
    Daha önceki yazılarda ayrıntılı olarak aktardığımız gibi, 5-alfa reduktase adlı enzim, erkeklik hormonu testosteronu, Dehidrotestosteron (DHT) adı verilen bir başka erkeklik hormonuna çeviriyor. Genetik yatkınlığı olan kişilerde saç dökülmesine neden olduğuna inanılan DHT, saç folikülünü minyatürize ederek sağlıklı saç uzamasını engelliyor.


    Propecia ise, 5-alfa reduktase enzimini bloke ederek kandaki DHT oranlarının düşmesini sağlıyor. Bu da saçın uzama evresini yeniden normale çevirerek, saç dökülmesini durduruyor. Propecia'nın bir avantajı, sadece söz konusu hormonu hedef aldığı için diğer hormonlarda istenmeyen değişimlere yol açmıyor olması.




    Balkabağı çekirdeği yağı
    Amerika’da yetişen bir tür bal kabağı türü olan (Pumpkin) çekirdeğinden çıkarılan yağ kullanılmaktadır. Anti-androjen etkiye sahiptir. Saç dökülmesi tedavisinde kullanılır.

    Yeşil Çay (Camelia Sinensis)
    Japonya ve bazı Asya ülkelerinde oldukça boldur. Günlük kullanımı son derece yaygındır. Yeşil çayın bir çok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir. Bu yüzden çok iyi araştırılmıştır.Yeşil çayın yağı anti-androjenik etkiye sahip olduğunu öne sürmektedirler. Bu iddia sayesinde, etkinliğini doğrudan ispatlayan hiçbir çalışma olmamasına rağmen yeşil çay androgenetik saç dökülmesinin popüler tedavilerinden biri haline geldi. Yeşil çay içeren bazı şampuanların saça ve deriye faydalı olduğu söylenmektedir.



    CERRAHİ TEDAVİLER
    1971 yılında ise Coiffman kare şeklinde skalp grefleri devreye sokmuştur. 1984 yılına gelindiğinde goku genişletilerek geniş skalp defektleri tedavi edilmeye başlanmıştır. Son yıllarda mikrocerrahi yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır. Daha önce kullanılan yöntemler oldukça zor ve ağır operasyonlarken son yıllarda geliştirilen yöntemlerle daha hafif, komplikasyon riski olmayan ve doğal görüntü oluşturan teknikler ortaya koymuştur:

    Kafa Derisi Gerdirme
    Bu yöntem kafa derisindeki açık alanın küçültülmesi amacıyla uygulanır. Tek başına uygulanan bir yöntem olmaktan çok, saç ekimi ameliyatından önce kullanılan bir yöntemdir. Lokal aneztezi ile uygulanan bu yöntemde tepe bölgesindeki açık alandan bir parça çıkarılır. Böylece açık alan azalır. Açık alanı yeterince küçültebilmek için 3-5 ay aralarla bir kaç defa tekrarlanmalıdır. Alan yeterince küçülünce kalan bölgeye saç ekimi yapılır.

    Kafa Derisi Esnetme / Çektirme
    Ekspender yardımıyla saçlı bölgenin kafa derisi genişletilir. Daha sonra açık alan çıkartılarak genişletilen saçlı bölge karşılıklı olarak dikilir. Bu yöntemde kafa derisine yerleştirilen balonlar zaman zaman belli aralıklarla şişirilir. Bu iştenmeyen bir görünüm oluşturabilir.

    Flep Yöntemi
    Bu yöntem ile dökülme olasılığı az olan bölgeden bir parçanın kaldırılarak damar yapısı bozulmadan ve tamamen bağlantı koparılmadan açık alana tranferi yapılır. Flepin damarlanması çok önemlidir gerekirse dopler ile damarın yeri ve seyri tespit edilmelidir. Flep teknolojisi Juri tarafından ilk defa 1981 yılında Tempero-Parieto-Oksipital bölgeden alınan bir Flep ile uygulanmıştır. Genellikle 4cm eninde 25 cm uzunluğundadır. Flepin dolaşımını superficial temporal damar sağlar. Doğal olmayan bir görüntü ve dikiş izlerinin belirgin olması nedeniyle çok kullanılan bir yöntem değildir.

    Makrogrefting Yöntemi
    Kafa derisinin arka bölgesinden alınan bütün flep 15-20 saç teli bulunan makrofleplere bölünür ve açık bölgeye nakledilir. Doğal olmayan bir sonuç ortaya çıktığından artık çok sık olarak kullanılmamaktadır.

    oliküler Ünite Ekstraksiyonu (FUE)
    Dünyada son teknoloji olarak uygulanan saç ekimi yöntemi FUE, hem saçı alırken hem de alınan saçı ekerken doğal sonuçlar ortaya sunan bir saç ekimi metodudur. Fue yöntemi ,saçlı bölgeden alınan canlı saç köklerinin tek tek başın saçsız bölgesine transferinin gerçekleştirilmesi işlemidir. FUT yönteminden farklı olarak bu yöntemde foliküler üniteler(grefrler) doğrudan bıçak kullanmadan 0.6 çapındaki özel iğnelerle çıkarılır ve yine özel iğnelerle kanal açılarak tek tek ekilir. Bu yöntem aynı zamanda “non-invasive” olarak bilinir. FUE yönteminde donör alanda neşter kullanılmaz, dikiş atılmaz ve köklerin alındığı bölgede hiçbir iz kalmaz. Hastaya hiçbir komplikasyon yaratmadan , günlük yaşamından alıkoymadan işlem gerçekleşir.
    Fue saç ekim metodu, ilk olarak Avusturalya’dan Dr. Woods tarafından “Wood Technique” ismiyle duyurulmasına rağmen, kendisi bu saç ekim metodunun detaylarını bildirmediği için bu isimle kabul görmemiştir. 2002 yılında, Dr. Rassman ve Dr. Bernstein tarafından detaylarını içeren haliyle bu metod bilim dünyasına duyurulmuştur. Saç ekiminde kullanılan teknoloji Fue yöntemi ile tam anlamı ile zirve yapmıştır. Kelime anlamı olarak kıl kökünün alım şeklini tarif etmektedir.


    Fue saç ekim metodunda, fut saç ekim metodundan farklı olarak, vücudun her bölgesinden kök hücre almak mümkündür. Fue metodunun bir diğer avantajı ise, ilgili kısımdan bir deri parçasının çıkartılmak zorunda olmaması ve kök hücrelerinin üzerinde birebir çalışılabilinmesidir. fut saç ekim metodunda alınan parçanın bulunduğu kısım dikiş ile birleştirildiği için çok ince bir çizgi halinde de olsa iz kalmaktadır.Fue saç ekim metodunda yine lokal anestezi ile kaynak olarak belirlenen yerler uyuşturulur. Uyuşturulma gerçekleştikten sonra ilgili uzman saç köklerini ucu 1 mm. den daha küçük özel bir alet yardımıyla teker teker ayrıştırmaya başlar. Bu aşama alınan köklerin sağlıklı kalabilmesi ve saç ekme gerçekleştikten sonra ekildikleri yerde durabilmeleri için hayati önem taşımaktadır. Bu ayrıştırma işlemi genel olarak önceden hasta ile anlaşılmış tane sayısına göre yapıldığı için adet bazlı olarak yapılır. Ayrıştırılan saç kökleri yine hücre suyundan bekletilerek saç ekimi başlayana kadar sağlıklı kalmaları sağlanır. Alım işlemi tamamlandıktan sonra, saç ekimi gerçekleştirilecek alanda, fut metodunda da olduğu gibi önce lokal anestezi ile uyuşturma sonra da kanal açma işlemleri uygulanır. Açılan kanallara, çıkartılan saç kökleri tek tek yerleştirilir.

    FUE İşleminin Aşamaları
    Önce ense saçlarının traş edilmesi ile başlanır.Köklerin alınacağı bölge lokal anestezi yapılarak uyuşturulduktan sonra 0.6 mm çapındaki iğnelerle köklere tek tek girilerek saç kökleri çıkarılır.
    Bu metod ile elde edilen greftler foliküler ünitelerden oluşmaktadır ve üzerinde bir işlem yapılmasına genellikle gerek yoktur.


    FUE yöntemi, göğüs ve sırt kılları transplantasyonuna da izin vermektedir. Alınan bu kıllar zaman içinde transplante edildiği bölgeye ait kıl özelliklerine uyum sağlayıp, aynı görüntüye sahip olarak yaşamını sürdürür. Daha çok sıklaştırma operasyonlarında tercih edilmektedir.

    FUE ile saç ekiminin Avantajları

    Özenle hazırlanmış Foliküler Ünite aşıları minimum miktarda deri dokusu içerir ve çok küçük yapılardır ve bu nedenle çok az travma yaratan küçük kesiklere ekilir.

    Daha az miktarda kesik ile birlikte daha küçük graft kullanılması tek bir seansta daha çok sayıda saç ekilmesini sağlar.

    Yüksek kuvvette bir mikroskop kullanılarak verici dokunun itinalı bir şekilde düzeltilerek Foliküler Ünitelere dönüştürülmesi, azami sayıda bozulmamış ve eksiksiz graftin elde edilmesini ve hastanın sahip olduğu doku kısıtlı olduğundan dolayı hastanın mümkün olduğunca çok alıcı alanının kaplanmasını sağlar.

    Bir Fue ile yapılan saç ekimi , yakın bir incelemede bile doğal görünür.

    Fue ile saç ekimi işlemi, yeni saç için gerçek saçı kopya ettiğinden, saçın uzaması da yakın incelemede bile doğal bir biçimde olur.

    Fue ile saç ekimi tek bir seanstan sonra bile oldukça doğal görünür. İlave seanslar sadece saç ekiminin yoğunluğunu artırmak için ya da saç kaybının devam ettiği bölgelere yeni saç ekimi için yapılır.



    CERRAHİ OLMAYAN TEDAVİLER

    A. Cerrahi Olmayan Saç Ekleme Yöntemleri
    Cerrahi olmayan saç ekleme yöntemleri farklı adlar alabilir: peruk, tepe saçı, saç eklentisi, saç protezi, saç dokuması, saç sistemleri vs. Bu malzemeleri varolan saçlara ya da kafa derisine tutturmak için kullanılar çeşitli yöntemler mevcuttur:
    1. Varolan Saça Ekleme: Eklenecek saç malzemesinin varolan saçlara sıkıca bağlanması esasına dayanan tekniğe genel olarak saç dokuması denir. Kişinin kendi saçı uzamaya devam ettiğinden ekleme saç birinci hafta sonunda gevşemeye başlar. Dolayısıyla bu tür peruklar altı-sekiz haftada bir yeniden sıkılaştırılmalıdır.
    2. Deriye Yapıştırma: Saç sistemi kafa derisine iki taraflı bantlar veya özel yapıştırıcılar yardımıyla yapıştırılabilir. Bu tekniğin temel problemi peruğun kolayca çıkabilmesi ve sosyal açıdan can sıkıcı durumlara yol açabilmesidir. Ekleme saç sistemleri kullanılırken hijyene çok dikkat edilmelidir

    B. Yapay Saç Telleri ve Sew-On'lar
    Bu iki yöntem, yol açtıkları ciddi komplikasyonlar ve taşıdıkları riskler nedeniyle cerrahi olmayan diğer saç ekleme yöntemlerinden ayrılırlar. Sew-On olarak anlandırılan sistem peruğun saçsız deriye cerrahi dikişle tutturulmasından ibarettir. Bu yöntem A.B.D.’de ve pek çok gelişmiş ülkede yasaklanmıstır. Çünkü kafa derisine uygulanan cerrahi dikişlerin deride kronik enfeksiyona ve abselere yol açma riski çok yüksektir.Yapay saç telleri de benzer riskler taşıdığından, A.B.D.’de yasaklanmıştır. Bu yöntem demetler halindeki yapay saç tellerinin saçsız kafa derisine ekilmesini içerir. Bu saç tellerinin deri seviyesinde kırıldığı ve çok sık kronik enfeksiyonlara yol açtığı görülmüştür.

    C. Saç Seyrelmesini Kamufule Eden Kozmetik Yöntemler
    Saç kesme stili: Kısa saçlar daha gür görünür.
    Saçı açık bir renge boyamak: deri ile saç arasindaki kontrastı azaltır.
    Sprey, krem veya toz: sprey, krem veya toz halinde satılan bazı kozmetik ürünler saçın altındaki deriyi boyayarak, saçla arasındaki kontrastı azaltmaktadirlar.

    D. Peruk, Protez ve Suni Saç
    Uygulama, Teşhis ve Açık Alanın Belirlenmesi:
    1. Mevcut dökülen alan ve dökülmesi muhtemel alanın kalıp halinde krokisinin alınması.
    2. Uygulanacak sisteme göre protez tipinin belirlenmesi
    3. Saç örneği ve kalınlık analizi yapılması
    4. İstenilen yada olması arzulanan kullanma şeklinin belirlenmesi
    Saç protez sistemi yukarıdaki şartlar göz önüne alınarak yaklaşık 5 ile 6 hafta zarfında hazırlanan saç protezi 1-1,5 saatte açık alına yerleştirilir. Saçsızlığa çare olarak görüne bir diğer yöntem olan peruk ve protez; saçların uzun ve yorucu bie bakım gerektirmesi, her bakım sonrası mevcut olan saçların zarar görmesi ve bu bakımların ömür bozu yapılması gerekliliği, protezin belli bir süreden sonra tekrar yenilenmesi zorunluluğu, cildin hava temasının kesilmesi yada azalması sonucu oksijensiz kalması, saçlı derinin temizlik işlemlerinin yapılamaması, protezlerde kullanılan yapışkan türevindeki madderlerin cilde verdiği zarar, cildin enfeksiyon kapme riski ve suni saçlarda ise vücudun bu yabancı maddeye gösterdiği reaksiyon sonucu suni saçların tamamının döküleceği ve enfeksiyon riskleri bu yöntemlerin kalıcı bir çözüm olmadığını ispatladı.
    Konu Metro tarafından (15.08.2014 Saat 09:12 ) değiştirilmiştir.

  2. #2
    Aydınlatıcı olmuş teşekkürler Fakat yılan yağını kesinlikle tavsiye etmiyorum hiçbir işe yaramaz kendisi denemek isteyenlere duyurulur. Hatta yabancı forumlarda bi ilaç işe yaramazsa ona snake oil derler tuhaf bi espri galiba

  3. #3
    Ellerinize saglık cok guzel yazmışsınız

  4. #4
    Banned
    Üyelik tarihi
    11.11.2014
    Mesajlar
    5
    bilginiz için teşekkürler.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •