Sayfa 1/2 12 SonSon
15 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Antibiyotik Kullanımı ve Saça Etkisi

  1. #1

    Antibiyotik Kullanımı ve Saça Etkisi

    Ailemde genç yaşta saçlarını döken yok hatta genel olarak saç kaybı yaşayan kişi sayısı iki veya üçtür. Ben 18imde hafif hafif dökmeye başladım ve 19 yaşındayım şuan nw2-3 arasındayım. Genetik sebeplerin dışında diğer insanlarla aramda ne fark olabilir diye düşündüm ve hatırladığım kadarıyla ben küçükken çok fazla antibiyotik kullanmıştım. Bir yerde bilinçsiz aşırı antibiyotik kullanımının saçı dökeceği bünyeye zayıflatacağını okumuştum ve merak ettim çok antibiyotik kullanıp saçlarını döken var mı diye düşüncelerinizi bekliyorum.

  2. #2
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    06.08.2014
    Mesajlar
    14
    Bununla ilgili bir yazı ben de okumuştum. Klinik bir yazı değildi ama mantıklı gelmişti.

    Örnek olarak seboreik dermatit üzerinden gidersek, bildiğiniz gibi bu çeşit egzamalar deride mantarların gelişimi ile oluyor. Vücudunuzdaki faydalı bakteriler bununla başa çıkmak için fungisit denilen bir madde üretimi yapıyorlar.

    Anti-biyotik kullanımında ve özellikle çok fazla kullanımda vücuttaki faydalı faydasız birçok bakteriyi öldürüyorsunuz. Bu bakterilerin eksikliğinde fungisit üretimi azalabilir ve derideki inflamasyon artabilir. Bu da saç kaybına yol açabilir.

    Tabi bu söylediklerim sadece varsayım. Gerçeği yansıtıp yansıtmadığını daha uzman arkadaşlar yorumlayabilir. Yine de ben size vücudunuzdaki faydalı bakterileri ölçtürmek için bir test yaptırmanızı tavsiye ediyorum. Faydalı bakterilerin eksikliği başka rahatsızlıklara da yol açabilir.

    ps. Burdaki yazıları okuyup da lütfen kimse anti-biyotik kullanımından vazgeçmesin ama kesinlikle bir doktor kontrolünde kullansın. Kafasına göre değil.
    Konu Libert tarafından (10.08.2014 Saat 12:50 ) değiştirilmiştir. Sebep: imla

  3. #3
    Alıntı Libert Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bununla ilgili bir yazı ben de okumuştum. Klinik bir yazı değildi ama mantıklı gelmişti.

    Örnek olarak seboreik dermatit üzerinden gidersek, bildiğiniz gibi bu çeşit egzamalar deride mantarların gelişimi ile oluyor. Vücudunuzdaki faydalı bakteriler bununla başa çıkmak için fungisit denilen bir madde üretimi yapıyorlar.

    Anti-biyotik kullanımında ve özellikle çok fazla kullanımda vücuttaki faydalı faydasız birçok bakteriyi öldürüyorsunuz. Bu bakterilerin eksikliğinde fungisit üretimi azalabilir ve derideki inflamasyon artabilir. Bu da saç kaybına yol açabilir.

    Tabi bu söylediklerim sadece varsayım. Gerçeği yansıtıp yansıtmadığını daha uzman arkadaşlar yorumlayabilir. Yine de ben size vücudunuzdaki faydalı bakterileri ölçtürmek için bir test yaptırmanızı tavsiye ediyorum. Faydalı bakterilerin eksikliği başka rahatsızlıklara da yol açabilir.

    ps. Burdaki yazıları okuyup da lütfen kimse anti-biyotik kullanımından vazgeçmesin ama kesinle bir doktor kontrolünde kullansın. Kafasına göre değil.
    Bu kanıtlanmış bir bilimsel olgu. Anibiyotik saprofit yani faydalı mikro organizmalarinda yokolmasina sebep olarak funguslarin uremesine sebep olarak saç dökülmesi ve farklı vucut bölgelerinde mantar enfeksiyonlarina sebep olurlar. Mesela bir çok kişi antibiyotik kullandığınıda ishal olur sebebi yine bagirsaktaki faydalı saprofitleri oldurmesidir. Tabiki gerekiyor antibiyotik kullanilacak zaten yanında fungusit vs kullanilarak yaptığı zarar onlenebilir.

  4. #4
    Ben küçükken kullanmıştım antibiyotik sonradan etki gösterme ihtimali var mı acaba. Eğer öyleyse çözüm bulunabilir mi merak ettim doktora gitmekte fayda var sanırım

  5. #5
    miracle
    Guest
    Alıntı KillThat Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ben küçükken kullanmıştım antibiyotik sonradan etki gösterme ihtimali var mı acaba. Eğer öyleyse çözüm bulunabilir mi merak ettim doktora gitmekte fayda var sanırım
    Hayır uzun vade etkisi olmaz kullandığınız süre ve bir kac hafta sonrasina etki eder en fazla korkulacak bir durum yok su durumda

  6. #6
    SaçımınDoktoru Üyesi
    Üyelik tarihi
    02.08.2014
    Mesajlar
    380
    Alıntı Libert Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bununla ilgili bir yazı ben de okumuştum. Klinik bir yazı değildi ama mantıklı gelmişti.

    Örnek olarak seboreik dermatit üzerinden gidersek, bildiğiniz gibi bu çeşit egzamalar deride mantarların gelişimi ile oluyor. Vücudunuzdaki faydalı bakteriler bununla başa çıkmak için fungisit denilen bir madde üretimi yapıyorlar.

    Anti-biyotik kullanımında ve özellikle çok fazla kullanımda vücuttaki faydalı faydasız birçok bakteriyi öldürüyorsunuz. Bu bakterilerin eksikliğinde fungisit üretimi azalabilir ve derideki inflamasyon artabilir. Bu da saç kaybına yol açabilir.

    Tabi bu söylediklerim sadece varsayım. Gerçeği yansıtıp yansıtmadığını daha uzman arkadaşlar yorumlayabilir. Yine de ben size vücudunuzdaki faydalı bakterileri ölçtürmek için bir test yaptırmanızı tavsiye ediyorum. Faydalı bakterilerin eksikliği başka rahatsızlıklara da yol açabilir.

    ps. Burdaki yazıları okuyup da lütfen kimse anti-biyotik kullanımından vazgeçmesin ama kesinlikle bir doktor kontrolünde kullansın. Kafasına göre değil.
    faydalı bakterileri ölçmek için ne testi yapılıyor. böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum. biraz bahsedermisin.

  7. #7
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    06.08.2014
    Mesajlar
    14
    Alıntı blkgl Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    faydalı bakterileri ölçmek için ne testi yapılıyor. böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum. biraz bahsedermisin.
    Mide ve bağırsaktaki iyi kötü bakterilerin ölçümünün kişinin dışkısından alınan örneklerle yapılabildiğini biliyorum. Örnek olarak şu linkte kapsamlı dışkı testi ve hangi sonuçlara ulaştıklarından bahsetmiş bir lab.;

    Comprehensive Stool Analysis

    Bunu söylememdeki sebep de bağışıklık sistemi çok kuvvetli olmayan bir tanıdığım var. Burdakine benzer bir test yapıldı ve mide-bağırsak sistemindeki faydalı bakteri oranı çok düşük seviyelerde çıktı. Uzun bir süre probiyotik tabletler ve yoğurt kullanma durumunda kaldı.
    Konu Libert tarafından (10.08.2014 Saat 20:16 ) değiştirilmiştir.

  8. #8
    SaçımınDoktoru Üyesi forumcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.08.2014
    Mesajlar
    334
    Konu tam da benim ilgilendiğim kısma geldi. Maalesef antibiyotik fayda ettiği kadar uzun vadede kalıcı hasarlar da bırakabiliyormuş. Yukarıda da bahsedildiği gibi bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin yokolması, sindirimi de olumsuz etkileyip besinlerin emilimini güçleştiriyor. Bununla birlikte oluşan tahribat ile bağırsak sindirilmemiş besinleri sızdırmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi bunları kovalarken ürettiği antikorlar gittiği dokuları da hasara uğratıyor. Bu da otoimmun dediğimiz bir bağışıklık hastalığına sebep oluyor. Çölyak, haşimoto, tip 1 diyabet, iltihaplı romatizma gibi hastalıklar bunların içinde sayılabilir. Tüm bunların yanında oluşan enflamasyon ve mantarlar ki yüksek insülin direnci sebeplerindendir kaçınılmaz oluyor. En son Yale Üniversitesinde yapılan çalışmayı belki hatırlarsınız. İltihaplı romatizma için üretilen bir bağışıklık sistemini baskılayan ilaçla tamamen kel bir arkadaş saçlarına kavuşmuş. Genetik faktörleri bunun dışında ele alsak bile genler üstü dediğimiz epigenetik özellikler çevresel koşullara çok daha duyarlı olup, hangi genlerin aktif ya da deaktif olacağını belirlediği son çalışmalarla ortaya konuluyor. Benim fikrim tüm bu kimyasal tedavilerin yanı sıra beslenme konusuna bir topik açıp tüm detaylarıyla araştırmaya ve fikri, önerisi olan tüm arkadaşları paylaşım yapmaya teşvik etmeliyiz.

  9. #9
    Alıntı forumcu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Konu tam da benim ilgilendiğim kısma geldi. Maalesef antibiyotik fayda ettiği kadar uzun vadede kalıcı hasarlar da bırakabiliyormuş. Yukarıda da bahsedildiği gibi bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin yokolması, sindirimi de olumsuz etkileyip besinlerin emilimini güçleştiriyor. Bununla birlikte oluşan tahribat ile bağırsak sindirilmemiş besinleri sızdırmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi bunları kovalarken ürettiği antikorlar gittiği dokuları da hasara uğratıyor. Bu da otoimmun dediğimiz bir bağışıklık hastalığına sebep oluyor. Çölyak, haşimoto, tip 1 diyabet, iltihaplı romatizma gibi hastalıklar bunların içinde sayılabilir. Tüm bunların yanında oluşan enflamasyon ve mantarlar ki yüksek insülin direnci sebeplerindendir kaçınılmaz oluyor. En son Yale Üniversitesinde yapılan çalışmayı belki hatırlarsınız. İltihaplı romatizma için üretilen bir bağışıklık sistemini baskılayan ilaçla tamamen kel bir arkadaş saçlarına kavuşmuş. Genetik faktörleri bunun dışında ele alsak bile genler üstü dediğimiz epigenetik özellikler çevresel koşullara çok daha duyarlı olup, hangi genlerin aktif ya da deaktif olacağını belirlediği son çalışmalarla ortaya konuluyor. Benim fikrim tüm bu kimyasal tedavilerin yanı sıra beslenme konusuna bir topik açıp tüm detaylarıyla araştırmaya ve fikri, önerisi olan tüm arkadaşları paylaşım yapmaya teşvik etmeliyiz.
    Güzel fikir ve alternatif tedaviler başlığı mız birazda bu amaçla açıldı.

  10. #10
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    29.07.2014
    Mesajlar
    952
    Alıntı forumcu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Konu tam da benim ilgilendiğim kısma geldi. Maalesef antibiyotik fayda ettiği kadar uzun vadede kalıcı hasarlar da bırakabiliyormuş. Yukarıda da bahsedildiği gibi bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin yokolması, sindirimi de olumsuz etkileyip besinlerin emilimini güçleştiriyor. Bununla birlikte oluşan tahribat ile bağırsak sindirilmemiş besinleri sızdırmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi bunları kovalarken ürettiği antikorlar gittiği dokuları da hasara uğratıyor. Bu da otoimmun dediğimiz bir bağışıklık hastalığına sebep oluyor. Çölyak, haşimoto, tip 1 diyabet, iltihaplı romatizma gibi hastalıklar bunların içinde sayılabilir. Tüm bunların yanında oluşan enflamasyon ve mantarlar ki yüksek insülin direnci sebeplerindendir kaçınılmaz oluyor. En son Yale Üniversitesinde yapılan çalışmayı belki hatırlarsınız. İltihaplı romatizma için üretilen bir bağışıklık sistemini baskılayan ilaçla tamamen kel bir arkadaş saçlarına kavuşmuş. Genetik faktörleri bunun dışında ele alsak bile genler üstü dediğimiz epigenetik özellikler çevresel koşullara çok daha duyarlı olup, hangi genlerin aktif ya da deaktif olacağını belirlediği son çalışmalarla ortaya konuluyor. Benim fikrim tüm bu kimyasal tedavilerin yanı sıra beslenme konusuna bir topik açıp tüm detaylarıyla araştırmaya ve fikri, önerisi olan tüm arkadaşları paylaşım yapmaya teşvik etmeliyiz.
    bu konuyla ilgili romatizma için üzüm çekirdeği faydalıymıs ve yale üniversitesindeki kişide alopecia areata vardı androgenetik alopecia için o kadar etkili olur mu olursa romatizma haplarından topikal solüsyon yapılamaz mı ?

Sayfa 1/2 12 SonSon

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •